Rejimin elden gittiğini düşünenler için en büyük sorunu AKP midir?
Çok şüpheli... Hatta hiç zannetmem.
Ömrü billah AKP’yle işi olmayacak, kendini solcu addeden bir İzmirli olarak, AKP’den evvel Deniz Baykal’sız bir hayat yaşamayı dilediğimi söyleyebilirim.
Ve çok iyi biliyorum ki bu konuda yalnız değilim.
Recep Tayyip Erdoğan’ın en büyük lüksü, Deniz Baykal’ın varlığıdır.
Zira Baykal başında olduğu sürece CHP’ye oy vermeye tövbeli, benim gibi çok insan var.
E, CHP’nin başında, olası en ’sağcı muhafazakár’, hatta faşizan ve zırva ötesi ahkámları buyura buyura, hiziplerden hizip beğene beğene, bir tıpaç olarak mıhhh gibi duruyor hazret... Beton tadında bir inatla; ona kalsa ki kalıyor korkarım- ezelden ebede...
İlk kez geçen gün ciddi ciddi tartışılsa mı diye ’bir kısım medya’ arasında konusu bile geçti. Geçtiğimiz hafta birçok farklı yerde dillendirildiğini duydum. O kadar sık duydum ki: "Bir miting de Deniz Baykal CHP’nin başından çekip gitsin diye düzenlenmeli..."
Rüştünü ispat ettiği günden beri CHP’ye oy vermiş, sülaleden CHP’li nice arkadaşım, ağlaya zırlaya boş oy attı geçen seçimlerde. Sırf Deniz Baykal yüzünden...
Ki bu insanlar, olan bitenlere rağmen, düşmüş CHP ehven-i şerse, Deniz Baykal’lı CHP, ’şer kare’dir hesabına, sek şere prim vermeye bile niyetli... Düşünün artık...
Ha, diyeceksiniz ki sosyal demokratlık bir misyondur. Sırf Deniz Baykal yüzünden CHP’den geçmek, kabileye ihanete girer.
Hiç de bile girmez efen’im.
Kaldı ki Deniz Baykal sosyal demokratsa, ben de albino bir zenciyim. Ve Deniz Baykal’ın icazeti olmadan öksürmeye bile cüret edilemeyen bir partinin misyonunu yerine getirdiğini iddia etmek, safdilliğin ötesine geçer...
Adam, hayatta yapmaz ya, ah keşke, bir çekip gitse, CHP, geçen seçim aldığı oyun en az dört katını almazsa, ben de bir şey bilmiyorum.
Yok gitmezse, geçtiğimiz seçimde ehven-i şerdir diye yanılıp da oy verenler haricinde kimden oy alır, barajı geçebilir mi, maalesef onu da bilemiyorum...
"Pek ’sayın’ Baykal; nüvenizde bir dirhem insaniyet, insaf kırıntısı, haysiyet varsa, bırakınız, gidiniz. Vaktiyle vaat etmiş ve fakat fırrr dönmüş olduğunuz kararı, Allah ve cumhuriyet aşkına uygulamaya koyunuz; mutfağınıza dönünüz, Olcay Hanım’la birlikte palamut yahnisi pişiriniz, Antalya’daki bahçenizi sulayınız, falezin dibinden denize giriniz, torunlarınızı filan seviniz...
Yeter ki sizi görmeyelim, duymayalım, bilmeyelim.
Bu rejimin bekçiliği size kaldıysa, ben almayayım; alana da mani olmayayım.
Yettiniz. Yetmeleri tükettiniz." Der idim, ama bunu beklemek de ayrı gerzekliktir, gayet iyi biliyorum.
Onun yerine, benim gibi düşünen çoook insanın da ricasıyla, CHP’lilere yalvarıyorum: Baykal’dan tez vakitte kurtulun. Kurtulmanın illa ki bir yolunu bulun. Nokta.