Dönüşsüz ya da dönüşsiz

Anlaşılan ikinci bir emre kadar kış ertelenmiş. Ya da belki hepten iptal edilmiştir, bir daha hiç gelmeyecektir...

Küresel ısınmanın getirilerinden, daha doğrusu götürülerinden yana, hani bundan beş yıl önce filan da ha geldi ha geliyor şeklinde kaygılı bir bekleyiş içindeydik... De?... Bu kadar kısa sürede, bu denli dramatik bir şekilde farkı fark edebileceğimizi tahmin etmezmişiz meğer...

Günlerce yatak döşek yattıktan sonra iki gün önce nihayet sokağa çıktım. Misler gibi bir bahar havası... Dengeler bu denli şaşmış olmasa, aylardan nisan filan olsa, arada da olması gerektiği üzere kış görmüş olsak, insanın içi güler sevinçten. Ama bu havayı, henüz karın düşmediği bir şubat sonunda yaşayınca insan, uyuz oluyor háliyle...

Bugün işe gelirken baktım, havaların nihayet biraz soğuması neticesinde, şaşırıp da açmış olan bahardalları don yemekte...

Doğal felaketler, şu, bu, derken; barbarları beklercesine esas barbar insanoğlunun yediği hurmaların tırmalamasını beklerken; nurtopu gibi virütik salgınlarımız başgöstermeye başladı bile.

Geçtiğimiz hafta, pek fiyakalı bir ismi olan (Beta Zort muymuş ne haltmış; sağlık meselelerinde her daim konu cahili bir insan olarak, "Beta’sı böyleyse Allah Alfa’sından korusun" filan şeklinde sayıklamışım...) bir virüs güruhu, Okan Bayülgen dublajlı "Kötüyüm ben kötüyüm, kötüyüm, kötüyüm / Herkesi hasta ederim, ederim, ederim" şeklinde kanon yaparak geldi bünyeye tebelleş oldu.

Sırf benimkine de değil. Bu aralar kimin bahsi geçse hasta olduğunun haberi de paket program dahilinde geliyor. Álem sinek sürüsü misáli patır patır düşüyor.

Üstelik benimki anladığım kadarıyla, kendimi atlattığıma dair kandıra kandıra uzun süredir atlatamadığım bir virütik hál.

Son altı aydır filan, seneleeerdir tımarhaneye yatmamayı becerip ayakta çıldırmaya alışmışız ya, bu da öylesine bir şeydir zannedip, eften püften ilaçlarla geçiştirdiğim için bir türlü tamamen kurtulmaya muvaffak olamadığım, durup durup beni yatağa düşüren bir virüs.

Yerini beğenmiş olsa gerek adi; fena çöreklenmiş... Bir süre daha ihmal edecek olsam, gırtlak cenahıma kaçak elektrik hattı döşeyecek, televizyon filan zaplamaya koyulacaklar; o kıvam... Boy boy virücüklerce üreyip, virücanlar izdivaç eylediğinde otursunlar diye alın cenahına doğru kaçak kat filan çıkacaklar... Müstehaktır benim gibi ilaç olarak "geçince geçer" izanı kullanmayı, herhangi bir doktorun semtine uğramamayı gurur vesilesi sayan hıyara...

Herhálde son iki yılda, tüm ömrüm boyunca yatmadığım kadar hasta yatmışımdır.

Dilek’le konuşuyoruz telefonda. "Burada da herkes yatıyor; domuz gribi di mi" dedi. "Yok güzelim" dedim. "Anlaşılan son moda virüsler henüz İzmir’e gelmemiş. Metropol hastası olmak başka türden bir ayrıcalık tabii... Buralarda domuz gribi demode olalı çok oluyor. En az üç yıl öncenin modeli o dediğin. Bizimkisi Alfa... Pardon, Beta bilmem ne... İsmi bile şık di mi..."

Dün akşam 19:55-20:00 arasında küresel ısınmaya karşı ortak eylem çağrısına uyup, otomobildeyseniz kontaklarınızı kapattınız, evdeyseniz, şalterlerinizi indirdiniz mi bari?

Peki bu eylemi beş dakikayla sınırlandırmayıp da Allah ve Dünya aşkına, yatmadan önce elektrikli aletlerinizi fişten çekmecesine kapatmaya ne dersiniz?

Birleşmiş Millletler’in talebi üzerine hazırlanan ve çarşamba günü açıklanan 166 sayfalık rapor, yeryüzünde ortalama sıcaklığın son 100 yıl içinde 0.7 derece arttığını ortaya koyuyor. Bu yüzyıl içinde 2 derece daha artması ihtimali de kritik eşiğin aşılması anlamına geliyor. Türkçesi: Dönüş yok...

Bu arada, geçmiş olsun dilekleriniz için çok teşekkürler ve dahi, hoşbulduk...
Yazarın Tüm Yazıları