Paylaş
Fotoğraf: Ali GÜLERYÜZ
Geçip giden bir karnavalı ardından yine bir araya geldik…
Gelenekselleşen bu röportaj öncesinde olacakları, sonrasında da olanları konuşuyoruz. Tam 6 yıldır! Hep aynı heyecan, hep aynı merakla…
Sanırım artık onu tanımayan yoktur. İlk başta “Toyota’nın CEO’su” diye yazmıştım… Sonralarda “Karnavalın yaratıcısı”
Portakal Çiçeği Karnavalı fikir önderi Ali Haydar Bozkurt ile boş bırakmadık karnavalın öncesi ve sonrası diye iki röportaj için konuştuk. Yine her sene olduğu gibi öncesinde hayal ettiği, düzenlediği, beklentileri neyse dile getirdi, sonrasında da bu söylediklerinin hepsini tek tek gerçekleştirebilmenin haklı gururuyla “Sonrası röportaj” da konuştu…
Hatta bu sene onun için daha da heyecanlıydı çünkü dünya tatlısı ikizleri bu karnavalda yürüdüler, dünya iyisi karısı Melike ile aile olarak bulundular… Bu röportajda aileden de konuştuk…
Bir karnavalı daha geride bıraktık, neler hissediyorsunuz?
Aylar süren çabanın, yorgunluğun karşılığını aldıktan sonra ki o tatlı hissi yaşıyoruz diyebilirim. (Gülüyor.) Adana halkı misafirperverlik sınavından alnın akıyla çıkmıştır. Herkesin eline, güzel yüreğine sağlık. Çok şükür altıncı senesini geride bıraktığımız karnavalımızda, hiçbir olumsuzluk yaşanmadan, planlandığı şekilde tamamlandı.
Sahiden, dışarıdan gelen herkes “Adana ne kadar da medeni bir şehirmiş, kadın kadına eğlendik ve tek bir taciz olayı yaşamadık” dediler. Ne düşünüyorsunuz?
Adana insanı merttir, delikanlıdır. Adana sokaklarında yürüyen o misafirlerin, bizim himayemizde olduğunun bilincindedir. İşte karnaval boyunca özellikle genç kardeşlerimizin bu konudaki hassasiyeti, herkes tarafından konuşuldu, anlatıldı. Ben eminim ki, Adana sokaklarında günün hangi saati olursa olsun, kadınlarımızın Adana caddelerinde rahatlıkla gezip, yürüyüş yapabilir. Onları rahatsız eden olursa karşısında yine Adanalı’nın dikileceğini vurgulamaya devam etmeli, Adana imajının bunun üzerine kurgulanmasını güçlendirmeliyiz. Mesela Beyrut öyledir; gece saat 3’de dahi yerli veya turist bir kadın tek başına Beyrut sokaklarında rahatlıkla yürür ve kimse o kadını rahatsız etmez. Çünkü, “Sokaktaki her kadın, o sokaktaki herkese emanettir” anlayışı hakimdir. Bizim de Adanamız’da bu anlayış mevcuttur, yeter ki biraz daha hatırlatalım.
Sanırım bu sene ki karnaval coşkusuyla, ilk sene yapılan karnavalın coşkusu birbiriyle eşdeğerdi?
Bu seneki coşku ve katılım, ilk 5 senenin toplamından kat kat fazlaydı diyebilirim. Karnaval esnasında 5 gün boyunca şehrin birçok farklı yerine gitme şansım olabildi, gittiğim her yer insan doluydu, aktivitelere katılım oldukça yüksekti. Bu sene ilk defa sadece Adana’daki değil, Mersin, Osmaniye, Tarsus gibi çevre illerdeki otellerde dahi yer kalmamıştı. Ayrıca bu sene, her senekinden çok daha fazla yer aldık medyada. Karnavalımızı duymayan kalmadı diyebiliriz.
“Bir zamanlar babamla yürüdüğüm sokaklarda…”
İlk karnavalda “Otomotivin bekar ceo”suydunuz... 2.’ de nişanlıydınız, 3.’de evli, 4.’de baba adayı, 5.’de baba, 6.’da pıtır pıtır sizle yürüyen 4 kişilik bir ailesiniz... Karnavalda bu duyguyla hareket etmek, karnavalı bu şekilde yaşamak neler hissettiriyor?
Evet, zaman ne hızlı akıyor. Karnaval tarihi boyunca, ki 6 seneden bahsediyoruz, neler olmuş neler... Son karnaval kortejinde çocuklarımızla birlikte yürüdük. Hem gururlandım, hem hüzünlendim. Bir zamanlar babamla yürüdüğüm Adana sokaklarında, şimdi çocuklarımla yürüyordum. “Keşke babam da bunları görseydi” dedim. Bir yandan da gururlandım, bugünün çocukları yarın bu karnaval bayrağını gelecek nesillere taşıyacaklar, yarın da onlar bu kente, bu ülkeye sahip çıkacaklar.
15 sene sonra ikizler 17 olacak, o zaman da beraber el ele yürüdüğünüzü hayal edince ne hissediyorsunuz?
Ömrüm ve sağlığım yettiği sürece her sene Nisan’da Adana’da olmaya devam edeceğim. Umarım çocuklarımın gençlik yıllarında da beraber Adana sokaklarında yürüme şansımız olur. Portakal çiçeği kokusunu çok seveceklerinden eminim.
Bu arada Melike’yi es geçmiyoruz, o da her daim başrolde yanınızda. O’nun için de alalım güzel cümleler!?
Melike Adana’ya ilk geldiğinde Adana’ya bayıldı. “Buraya yerleşelim” dedi. Hala da diyor zaman zaman. (Gülüyor) Her zaman olduğu gibi bana hep destek olup, cesaretlendirmiştir. Bu karnaval için onun da çok emekleri var. Bu nedenle kendimi çok şanslı hissediyorum.
“Karnaval amacına ulaştı”
Şimdi yeniden karnavala dönelim… Neler yaşandı? Neler oldu, biraz bahseder misiniz?
Öncelikle şehrin doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine her yerinde 120 kadar farklı aktivite yapıldı ve benim görebildiğim tamamında ciddi bir katılım vardı.
İnsanların yüzünden gülümsemenin, coşkunun eksik olmadığı gördük. Kadın erkek, çoluk çocuk herkesin yüzü gülüyordu. Esnaf çok mutluydu. Dışarıdan gelen misafirler “iyi ki gelmişiz, seneye daha kalabalık geleceğiz” diyorlardı. Yurtiçinden, yurtdışından katılamamış olup da karnavalı medya üzerinden takip eden tanıdık tanımadık o kadar çok tebrik aldık ki, sanırım karnaval amacına ulaştı. Artık her sene portakal çiçeği mevsiminde Adana’ya gelme planları yapanların sayısında da ciddi bir artış olduğunu görmekteyiz.
Her sene yapılan karnaval bir sonraki sene neler olacağının sinyallerini veriyordur sanırım?
Bir anlamda öyle aslında. Her sene karnaval esnasındaki gözlemlerimizi, aldığımız eleştiri ve yorumları not alıyoruz. Bir sonraki sene bunlara dikkat ederek planlamayı yapıyoruz. Seneye karnavalın artık daha farklı bir boyuta taşınması gerektiğine inanıyoruz. Çünkü her sene bu hızla büyümeye devam ederse, katılımcı sayısı kentin alt yapısının yeterli olduğu seviyenin üzerine çıkabilir. Bunlarla ilgili de çalışmalar yapmaktayız. Aslında bir kısım ziyaretçi de, karnavalın olduğu o kalabalık haftasonu yerine, portakal çiçeği zamanında Adana’ya gelip, şehrin keyfini çıkartmak, leziz Adana mutfağını tatmak istiyor. Portakal Çiçeği mevsimi dediğimiz dönem yaklaşık 3 hafta sürüyor. Karnavalın dışında kalan bu 2 haftayı da, doğru bir planlama ile “sakin gezginlere” ayıracak şekilde organizasyonları da ön plana çıkartmakta fayda olacaktır. Böylece tüm kalabalık aynı haftaya yığılmamış olup, aynı zamanda ekonomik açıdan da şehre katkısı 3 haftaya yayılarak çok daha yukarılara taşınmış olacaktır. Ancak bundan şunu kastetmiyoruz; karnaval 3 hafta sürsün, demiyoruz. Bu zaten teknik olarak da mümkün değildir. Amacımız, karnaval dışındaki 2 haftayı dengeli şekilde turist hareketliliği sağlayacak biçimde planlamak olmalı.
Kaç milyon kişi katıldı?
Elimizde net rakamlar bulunmamakla beraber, karnavalın olduğu dönemde kent sokaklarında (tüm Adana’yı düşünürsek) aynı anda 1,5 milyon kişinin sokaklarda olduğu söyleniyor. Bence bu çok önemli bir katılımdır.
6.’sı da tamamlanan karnavalla beraber “Ya anladık ki……olmazsa olmuyor” dediğini ne var?
Bizim karnavalımız için birkaç şey var ki, bunlar olmadan olmayacağını bir kez daha anladık. Öncelikle; bu karnavalın tek bir kuruma değil de, Adana halkın ait olduğu temel prensibinden hiçbir zaman vazçmemek lazım. Ne yerel kurumlar, ne firmalar, ne de şahıslara ait olmamalı bu karnaval. En başından beri olduğu gibi, sivil bir inisiyatifle organize ve koordine edilmeli, yerel kurumlar, valilik, belediyler, odalar, vb. katkı koyarak ortak bir şölene dönüştümeye devam etmeliler.
Ki zaten şuanda böyle bir sorun yok değil mi?
Hayır. Türkiye’de aksini görmekteyiz birçok şehir festivallerini belirli kurumların tekelinde yapmaya çalışıyorlar, o nedenle de bizim karnavalımızın gücüne ulaşamıyorlar maalesef. Ayrıca; siyasetsiz karnaval ilkesine de sahip çıkmalıyız. Kimse kimseyi ötekileştirmedi, siyasiler de dahil şöyle bir siyasete mola vermiş olduk, ne kadar da güzel oldu.
“Sizin Allah’ınıza gurban…”
Sanırım en olmazsa olmaz Kortej?
Aynen… Bundan sonraki yıllarda, özel hazırlanmış kostümlü grupların kortej geçişini yapmaya devam etmeliyiz. Karnavala gerçekten coşku veren bu kortejdir. Bir de karnavalımızı diğer festivallerden ayıran en temel özellik, biz sadece birkaç konser yaparak şenlik ya da festival yapmıyoruz. Aksine, karnavalımızın içindeki sanat, spor ve kültürel aktivitelerle zenginleştiriyoruz. Bu anlayıştan kesinlikle vazgeçilmemelidir. Konser her zaman yapılır, ama böylesine dopdolu bir etkinlik Türkiye’de, belki de dünyada tektir. Satranç turnuvası vardı karnavalda mesela, Türkiye’nin her yerinden 450 sporcu yarıştı. Bir sürü sergi yapıldı, felsefe klübü söyleşisi oldu, maraton yarışları yapıldı… Buraya yazsak sığmayacak birçok aktivite gerçekleşti. İşte bizim karnavalımızı farklı kılan önemli özelliklerinden bir tanesi de zengin aktiviteleridir.
Son olarak eklemek ıstedıklerınız neler?
Böylesine önemli bir evsahipliini yine anlının akıyla gerçekleştiren Adanalı hemşehrilerime ve sokaklardaki kadın misafirlerimizin kendisini güvende hissetmesinde önemli payı olan delikanlı ve mert Adana çocuklarına teşekkürlerimi, sevgilerimi ve selamlarımı yolluyorum; sizin Allahınıza gurban!
Paylaş