Paylaş
“Bölge olarak 2015’e nasıl giriş yaptık? Seçim süreci neleri etkiledi? Orta doğudaki iç karışıklık bölge ekonomisini ne kadar duraklattı?” Soru başlıklarıyla bölgenin durumu hakkında sohbet yaptık.
“Çin malları nasıl rakipsizse bizim Türk mallarımız da öyle olmalı” diyor Bülent Aymen. Bunun içinde “Marka, Ar-Ge, İnovasyona önem verdiğimiz sürece ülkece vazgeçilmez olacağız…” diye sözlerine devam ediyor.
5-6 Kasım 2015 tarihinde de Türkiye İnovasyon etkinliğini Adana’da yapacaklar.
Buyurun detayları birlikte okuyalım…
Bülent Aymen kimdir, biraz sizi tanıyalım?
1963 İskenderun doğumluyum. Bölgenin insanıyım. Lojistik ve Denizcilik üzerine faaliyette bulanan şirketlerim var. Uzun süreden beri de Akdeniz İhracatçılar Birliği’nde de görev alıyorum, üç dönemdir Koordinatör Başkanıyım. Aynı zamanda Türkiye İhracatçılar Meclisi Yönetim Kurulundayım, TİM’in Lojistik Konseyi’nin Başkanlığını yapıyorum.
Bölge bazında değerlendirecek olursak 2015’e nasıl giriş yaptık?
Çok da iyi bir giriş yapmadık. Ocak ayı iyiydi ama sonraki aylarda ihracatta kaos yaşanmaya başlandı. Kötü gidişatın sinyalleri var mıydı?
Zaten 2012-2013 yılından beri süre gelen problemlerin tezahürüydü.
Bölge olarak yapılan ihracatın oranı nedir?
%8’lik ihracatını yapıyoruz yani 13 milyar dolarlık bir ihracatımız var.
Bölge derken hangi illeri kapsıyor?
Kayseri’den Hatay’a, Hatay’dan Karaman’a, Mersin, Adana AKİB Bölgesi içerisinde ihracat yapan iller.
İhracatta düşüş oranı böyle devam edecek mi yoksa çıkış var mı?
Maalesef bu aylarda böyle devam edecek çünkü gelen haberler Türkiye İhracatı için hiç iyi değil.
Komşularda yaşanan sıkıntılar ve koalisyon belirsizliği mi sebebi?
Hiç alakası yok, açık söyleyeyim ben böyle bir durum beklemiyordum. Kurulamayan hükümetten dolayı henüz bir sıkıntı yaşanmadı. Piyasalar çok dengeli ve istikrarlı bu da Türkiye ekonomisinin sağlam temeller üzerinde olduğunu gösteriyor. Ama bizim bölge olarak hem Türkiye olarak hem de Akdeniz bölgesi olarak çok yoğun ihracat yaptığımız pazarlarda çok büyük problemler yaşadık. O ülkelerdeki siyası karışıklıklar ve gerekse bizim ülkemizdeki sorunlardan birçok pazarı kaybetmiş durumdayız veya geriye düşmüş durumdayız. Bunların en başında Mısır, Libya var. Mısır’a bırakın mal satmayı gidip iş görüşmesi bile yapamıyoruz.
Ne zaman hiç sorunsuz ihracat yol alır?
Son zamanlarda sokakta gördükleri yerde Çinlileri dövenler var ve hatta Korelileri bile dövenler var. Ama o dövenler Çin Malını protesto edemiyor, muhakkak ki evlerinde bir yerde Çin malı kullanıyor. Ne zaman ki bizim Türk Mallarımız dış pazarlarda vazgeçilmez konuma gelir, o zaman yaşanan siyasi karışıklıklardaki kırılganlıkları hissetmeyiz.
Bunun için neler yapmak lazım?
Sadece ihracat arttırmakla olmaz, yüksek katma değerli ihracatı arttırmamız lazım. Ki Türk İhracatçısı olarak sloganımız bu. Markaya, Ar-Ge’ye önem vermek lazım. İnovasyonu devlet politikası haline getirip uzun dönem içerisinde Türk malı markasını oturtturup, bilinen markalar yaratmamız lazım.
Markalaşma konusunda en iyi şehirler desem?
Kayseri’de var, Denizli var, Bursa var, Gaziantep var.
“Müthiş bir potansiyeli var bu şehrin ama harcanıyor!” dediğiniz hangi şehirler var?
Mersin var, Adana var. Özellikle Adana, Türkiye’de sanayiciliği başlatan şehirlerden bir tanesiyken maalesef artık Adana’da potansiyel yok. Ama bu sene Adana’ya önem veriyoruz, projelerimiz olacak.
Ne gibi?
5-6 Kasım’da Türkiye İnovasyon etkinliğini Adana’da yapacağız.
İçeriğinde neler olacak?
İki gün boyunca dolu dolu geçecek bir toplantı olacak. Dünyadan bir takım tarım ve sanayi üzerine konseptler yarattık, bir sürü ünlü konuşmacılar gelecek. Bunun dışında workshop’larla öğrenciler bir araya gelecek.
Kişisel sorunlar da bir yana bırakılmalı artık değil mi?
Kesinlikle! Kayseri, Gaziantep, Bursa, Denizli buralar hep birlik beraberlikle hareket eden şehirler.
Peki ihracatta en büyük vurgunu hangi sektör yedi?
Tekstil konfeksiyon sektörü büyük vurgun yedi. Bu tip bölgesel krizleri yaşadığımızda demir çelik sektörü büyük vurgun yiyor. Ortadoğu ülkeleri önemli ölçüde mal satılan yerler. Lojistik avantajımızın olduğu yerlerde navlun maliyetlerinden dolayı yakın ülkelerde pazar kaybediyoruz. Tarım sektöründe de bölge bazında ihracatta düşüş yaşanıyor. Rusya ve Ukrayna’da yaşanan problemler nedeniyle yine bölgedeki narenciye sektörü büyük vurgun yedi.
Başarıda ilk sırayı kaptırmayan sektör hangisi peki?
Tekstil konfeksiyon krizden zararlı çıksa da Avrupa’daki büyük markalar genelde fason üretimde Türkiye’yi tercih ediyor. Dönemsel zamanlarda bu başarıyı yakalıyor.
Mobilyacılık ne durumda?
Kümelenmelerin en fazla olduğu bölgeler Kayseri ve İnegöl. Geleneksel mobilya üretimi Adana ve Hatay bölgesinde var. Ki Mobilya sektörü Türkiye’de gelişmeye en müsait sektörlerden bir tanesi. Geçtiğimiz sene itibariyle toplam 2.3 milyar dolar civarında bir ihracatı var.
AKİB’in Mayıs ayı sayısında en fazla ihracatın gerçekleştiği ilk 5 ülke Mısır, Irak, Singapur, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri diye geçiyor!
Bir altında da Yunanistan var. Türkiye olarak bu yerlerde ihracatta çok önemli düşüşler söz konusu ama bizim bölge olarak baktığımızda Yunanistan’a %45 ihracat arttırmışız. Mısır ihracatında Türkiye ihracında %60 düşüş söz konusu iken biz %17.4 arttırmışız. Suriye ile %12.3 arttırmışız. Yalnız problemli ülkelerde ihracat artışı yaparken kar marjlarımızı düşürmüşüz.
Yeni kurulacak hükûmetten ne gibi talepleriniz var?
Elbette ki! Markalaşma, Ar-Ge, inavosyon, tarım ve ihracata dayalı büyüme modelini benimsemeleri ve buna uygun reformlar yapıp gündeme getirmeleri gerekmekte. Türkiye’nin büyümesi ihracata dayalı, bakın 3 dönemdir küçülüyoruz. Biz bölge olarak, AKİB olarak üzerimize düşeni yapıyoruz ve yağacağız da.
Sohbetimiz sırasında İran ile imzalanan anlaşmadan bahsetmiştiniz. Türk ekonomisine bu anlaşmanın katkısı nasıl olacak?
İran ile imzalanan anlaşmadan sonra ambargolar kalkıyor. 1 Ocak’tan itibaren tercihli ticaret anlaşmasından sonra %35 oranında İran ihracatını 6 ay içerisinde arttırdık. Sene sonu itibariyle 16 milyar dolarlık ihracat hedefliyoruz. İran ihracat konusunda birinci ülke konumuna gelecek. Bu yapılan anlaşma Türk ekonomisini olumlu bir şekilde etkileyecek.
Paylaş