Paylaş
Fotoğraf: Ali GÜLERYÜZ
Bu haftaki röportaj konuğum Genç Girişimci Mimar Bikem Uludağ… BKM Mimarlık Şirketi’nin Kurucusu…
O kadar eğlenceli, o kadar yaratıcı, o kadar zekiiiii ki şimdi iş hayatı başarısı da üstüne eklendi. Röportajı okurken ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız.
91 kuşağından… Genç girişimci, genç anne… Hatta tabiri yerindeyse, neredeyse doğuma iş yerinden gidenlerden... Karnı burnunda iş yeri açılışı için inşaata girip, aynı zamanda iş alan bir kişilik… Şimdilerde ise hem emzirip hem de iş yapanlardan... Yani okul bitiyor, evleniyor, iş kurmaya çalışırken hamile kalıyor, o süreci de koşturarak atlatıp, durmadan yoluna devam eden insanlardan zaten tekdüzelik beklenilemez…
Kariye de yaparım, çocuk da yaparım, kocayı da mutlu ederim cümlesinin hakkını verenlerden. Ki böyle durumlar da tabii ki eş, aile desteği en önemli detaylardan. Bikem Uludağ da bu anlamda çok şanslı iş kadınlarından ki röportaj boyunca çiftçilik mesleği ile uğraşan kocası Gökhan Uludağ’ın desteğini de, ona olan aşkını da asla eş geçmiyor…
Bikem ve Gökhan çiftini önce bebekleri Ada Larin hem de yeni kurduğu iş yeri için kutluyor sonra da sizi röportajla baş başa bırakıyorum…
Bilem Uludağ kimdir biraz sizi tanıyabilir miyiz?
Bikem Uludağ’ı anlatmaya ailesinden başlamak lazım... İnanılmaz birbirine kenetlenmiş, sevgi dolu ve her şeyi paylaşan bir aileyiz... Babam yıllarca üniversitede hocalık yapmış bir Kardiyolog ve kendi dalında on numaradır ki babam diye söylemiyorum, öyle bir adam ki bilgiye, öğrenmeye ve öğretmeye aç… Annemin de eksik kalır tarafı yok haliyle… Birçok başarısıyla gerek siyasette gerek iş hayatında inanılmaz başarılara imza atmış bir kadın... Böyle bir ailede büyüyünce paylaşmaya, kendini geliştirmeye açık oluyor insan… Yaratıcılık ve sanatçılık ruhu da işin içine girdi mi tamam. .E bide kendini destekleyen bir eşi, enerji veren bir kızı varsa yanında, hayallerini gerçekleştirmek için önünde kimse duramıyor. Bikem Uludağ da bundan ibaret.
Ailenin en çılgını siz misiniz?
Ailenin en çılgını benim diyemem, en çılgınımız ve risk almayı sevenimiz annem. Ama en yaratıcı ve en sanatsal düşüneni benim.. Ama sanmayın ki çılgın yanım yok, o da var! (Gülüyor)
Baba doktor, abla doktor, anne siyasetin içinden... Siz tam bu mesleklerin zıttı, mimarsınız… Mesela aile sizin de doktor olmanızı istemedi mi? Ablayla kıyaslanmalar filan yaşanmadı mı?
Olmaz olur muuu bir kere o kadar başarılı bir eğitim hayatı geçirdi ki ablam, bütün Toktaş ailesinin gözdesidir. E haliyle benimde gözdemdi. Ve hep bir ablaya, babaya ve anneye yetişme çabasına girdim. (Gülüyor) Bir taraftan doktor olup aileden “Afferin sana”yı kapma isteği, bir taraftan da çocukluktan beri içimden gelen çizip tasarım yapma merakı… Neyse ki ailem verdiğim kararda bana destek oldu, iyi ki de oldular çünkü mesleğime çok aşığım.
Çocukluktan gelen bir hayal genelde sonradan değişir ama dirayetli çıkmışsınız!?
Çocukken belki tam olarak ne istediğimi bilmiyordum ama ilkokul yıllarında olmama rağmen etrafımdaki herkesin kıyafet kombinlemeleriyle başlayan bu serüven, ortaokul yıllarında yatak odamı tasarlayıp, çizip, usta usta gezip “Ustam bu yatak odasını bana yapabilir misin?” lerle gelisti. Lise yıllarında ise mobilya tasarımı, kıyafet tasarımları, kombinlemesi gibi konularda nerdeyse etrafımdaki herkes tarafından “Bilirkişi” ilan edilmiş vaziyetteydim.
Bu meslek için neler yaptınız? Nerelerde eğitimler aldınız?
Mimarlık aslında sadece teknik bir okul değil, evet dünyanın mimari alanda en iyi okullarından biri olan Technische Universiteät Wien’de (Viyana Teknik Üniversitesi) eğitim aldım. İşin mutfağından geldiğimi soyleyebiliriz. Fakat ruhu katmak, hem gözle hem gönülle görmek, hayal gücü, tasarım dürtüsüne sahip olmak sadece okul eğitimleriyle kazanılacak özellikler değil. Bu aslında bir yaşam tarzı. Bu özellikleri de çocukluğumdan bu yana hem sosyal yaşamla hem yurtdışı eğitimleriyle hem çok iyi mimarların yanında yaptığım stajlarla hem de yıllar boyu aldığım Feng Shui, ı-Ching, Çin astrolojisi gibi yasam felsefelerini benimsemeyle geliştirdim.
Şimdi kendi markanızı kurdunuz. BKM Mimarlık… Biraz bize bu süreci anlatır mısınız?
Ben kendi markamı kurdum ama aklımdakilerin çok küçük bir kısmını hayata geçirdim. Çünkü zaman geçtikçe, sektörün içine girdikçe ihtiyaçları daha iyi gözlemliyor insan. 2-3 yıl önce kendi evimi projelendirirken aklımdakileri bulabilmek veya tasarlattırmak için çok zorlandım ve çok zaman harcadım. “Bu anlamda ne yapabilirim?” sorularımın cevaplarını o zaman geliştirmeye başladım. O yüzden benim ilk adımım mimari- iç mimari- aksesuarlandırma - mobilya tasarımı ve feng shui projelerini bir arada barındırmak oldu. Böylece çok keyifli ama bir o kadar da zorlu olan bu sureci daha kolay ve daha hızlı çözümleyebiliyoruz. (Gülüyor)
Mesela sizi diğer mimarlık şirketlerinden farklı kılacak özellikleriniz neler desem?
Adana'da bir ilki gerçekleştirdik, aldığımız geri dönüşler de çok olumlu… İnsanlara tek bir çatı altında bütün projeleri çözümleme imkânı veriyoruz. Hem de dünya çapında bilinen çok iyi markalarla. (Versace, Mackenzie Childs, Roberto Cavalli, Christian Dior, L'objet ve bilinen bir çok markayla.. ) Ama en önemlisi mimari- iç mimari-peysaj -aksesuarlandırma- mobilya tasarımı - feng shui projelendirmelerinin hepsini tek bir çatı altında çözümleyebilmek. Yani yeni bir yapıyı tasarlarken gereken bütün hizmetleri veriyoruz.
Bir mimarin olmazsa olmaz özelliği, hali, duruşu adı her neyse… Nedir?
Kesinlikle yaşam tarzıdır. Bilimin, müziğin ve sanatın buluşma noktası bir tasarımcıdır. Biz mimarlar geriye iyi eserler bırakmak istiyorsak yaşam tarzımız da bunların hepsini barındırmamız gerekir.
Hedef kitleniz var mı?
Yeniliğe, değişime açık, günümüz mimarisinde farklılık ve kalite arayan herkes hedef kitlemiz.
Şirketinizin açılısı ne zaman?
Açılışımız 4 Mayıs Cuma günü, 17:30 – 21:00 arası BKM Mimarlıkta olacak…
Son olarak eklemek istedikleriniz neler?
Hem yaptığınız projelerle hem de bayisi olduğumuz markalarla Adana'da bir ilki gerçekleştirdiğimize ve yeni bir soluk getirdiğimize inanıyoruz. Güzel şehrimin insanlarını bu soluğu almak için mağazamıza bekliyoruz. (Gülüyor) Bu arada en bilindik adres tanımımız, Zipayapaşa’da eski Adana Müzik Merkezi’nin olduğu yerdeyiz.
Paylaş