Paylaş
Suphiye Tuba Mutuğu, 83 Adana doğumlu. Doğuştan %90 engelli. Ne konuşabiliyor, ne doğru düzgün nefes alabiliyor ne de uzuvlarını kullanabiliyor. Hayatı 4 teker üzerinde. Sesini duyuramıyor!
Adana’nın Denizli mahallesindeki evlerinin kapısını sadece Tuba için çaldım ama annesi Zehra Hanımı da dinleyince ikiye bölündüm. Bir Tuba’ya bir anneye bakakaldım. Bir yanda bütün imkânsızlıkları başarmış bir genç kız, diğer yandan evladına uzuv olan bir anne!
Anne Zehra Mutuğu da Bitlis doğumlu, ilkokul mezunu.
Tuba şuanda Anadolu Üniversitesi Sosyoloji Bölümü 2. Sınıf öğrencisi. Aynı zamanda da yazar. 2 tane kitap çıkarmış, bir kitabın çıkması tam 2 buçuk sene sürmüş. Şimdi 3. Kitabı için kolları sıvamış. İstiyor ki hikâyesi herkese örnek olsun.
Kitap Fuarında Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü, Tuba’nın 300 tane kitabını almış, köy okullarına göndermiş. Tuba’ya katkı, öğrencilere de örnek olsun diye.
Uzun uzun, bir dolu cümlelerle sohbet edemedik Tuba ile. İmkân el verdiği kadar, sabırla sohbet ettik. Verdiği cevaplara ben ek yapmadım. Ailesi de yapmadı. Kurduğu kısa cümleleri dakikalarca sürdü ama hepsini kendi söyledi.
Atatürk aşığı, Ferdi Tayfur hayranı. Duvarda ikisinin de fotoğrafları yan yana. Fotoğraf çekimi sırasında farkında olmadan Atatürk’ün fotoğrafının önünde durmuşum hemen uyardı “Atatürk’ü kapatma!”
Bir de yalandan nefret ediyor. Tahammülü yok.
“Tuba, ne süpersin. Hem okuyorsun hem yazıyorsun beyninde” dedim. “Film bile çekerim” diyor. Çeker de beklerim!
Denizli Mahallesi’nde ailesiyle beraber 4 katlı sıvasız bir binanın birinci katında kiracı olarak yaşıyorlar. Kitap çıkarmasının nedeni de ailesiymiş. “Kitabın parasıyla ev almak istiyorum” diyor kalbi güzel Tuba. Annesinin en büyük kaygısı Tuba… “Bize bir şey olursa Tuba ne yapar?” onun hayatını planlamaya, geleceğini kurmaya çalışıyor ama şartları buna pek de müsaade etmiyor.
Aynı zamanda rahat edebileceği bir tekerlekli sandalyeye de ihtiyacı var. Aslında birçok şeye ihtiyaçları var ama anne de baba da gururlu. “Gazeteye çıkacağız, fırsat bu fırsat sıralayalım istediklerimizi” demiyorlar.
“Güzel bir çocukluk yaşamak isterdim, annem eve çağırana kadar parkta oynardım… Avukat olmak isterdim çünkü bu dünyada o kadar çok haksızlığa uğradım ki benim gibi olanların sayısı da az değildir.” Bu cümleler onun “Kalpte sevgi varsa bedende engel yoktur” kitabından alıntı. Diğer kitabı da “Aklım, kalbim ve ben” İki kitabın toplamı 15 TL. İki kitabı da artık bende var ve bu hafta sonumu onun kitaplarını okuyarak geçireceğim.
Eğer siz de Tuba ile tanışmak, sohbet etmek, hayallerine ortak olmak, kitabını almak isterseniz (0322) 4366169 – 05365449283 numaralı telefonlardan ailesine ulaşabilirsiniz.
Annesi de babası Hasan Mutuğu da şeker gibi insanlar.
(Maili atan Özlem Üstün’e teşekkürler)
Suphiye Tuba Mutuğu kimdir, biraz seni tanıyalım?
7 ağustos, 1983 yılında Adana’da doğdum. 4 kardeştik, biri vefat etti. Ben en son doğan çocuğum.
Sürpriz yumurta mı!
Galiba. (Gülüyor) Son kızım ben, diğerleri erkek.
Hikâye nasıl başladı?
Zehra Mutuğu: Zor bir hikâye. 17 yıl boyunca İstanbul’a gittik geldik. Tuba doğuştan %90 engelli. Çok daha kötü durumdaydı şimdi çok çok iyi. O yıllarda gazetelerde bizim haberlerimiz çok sık çıktı, sağolsunlar destek olanlar oldu.
Tuba’nın başarı hikâyesine büyük alkış ama bir alkış da size! “Kader” deyip bir odaya bırakmamışsınız kızınızı!
Zehra Mutuğu: Bırakır mıyım!!!! Çocuğum o benim!!! Tamam, başımıza gelen kader ama kızım benim baştacım. Okuttum, mücadele ettim, sırtımda taşıdım. İlkokul bitti, ortaokula başladı, o bitti liseye devam etti. Bak şu köşede emektarımız var, Tuba’nın okuma tahtası, onunla beraber Tuba’nın yanında olduk. Mandallarla o tahtaya kitabı, defteri tutturup ders çalıştık. Her sayfasını çevirdim, okudu. Beraber okuduk. Ben çevirmezsem o sayfayı okuyamaz ki!
Yılın annesi seçilmişsiniz değil mi?
Evet.
Okutmayan okutmaz, hala Türkiye’de okuyamayan çocuklar var!
Okutmaz olur muyum, o benim evladım çocuğumun her şekilde arkasındayım ben! Her şekilde mücadele verdi Tuba, gurur duyuyorum onunla!
Diğer çocuklarınız okudu mu?
Hayır onlar okumadı, ortaokuldan sonra bıraktılar.
Siz ne mezunusunuz?
İlkokul.
Siz de onunla beraber kayıt yaptırıp okuyabilirmişsiniz, şimdi beraber üniversiteyi okurdunuz?
Öyle dediler zaten. Üniversite sınavına hazırlanırken “Teyzeciğim siz de başlasaydınız beraber girer mezun olurdunuz. Dediler. (Gülüyor) Her şeyi kızımla beraber yaşadık, paylaştık. Beraber okuduk beraber çalıştık, sınav sorularını beraber çözdük.
En büyük isteği neydi Tuba’nın?
Kitap yazmak! “Anne kitap yazacağım ben” dedi. “Nasıl yazacaksın kızım” dedim. “Ben söyleyeceğim, öğretmenlerim de yazacak” dedi. Ve yazdı da.
Kitap çıkarmak nasıl oldu?
Tuba: Çocukluğumdan beri hayalimdi.
Zehra Mutuğu: Bana ilk söyledi “Anneciğim nasıl yazacaksın, ellerini kullanamıyorsun ki” dedim. “Yazacağım anne, öğretmenlerim bana yardımcı olur” dedi. Konuşmuşlar da “Seve seve yardımcı oluruz Tubacığım” demişler. Hemen hemen 2 buçuk senede bitti.
3. kitap planı var mı?
Tuba: Yeni yıla inşallah.
Ne yazıyorsun?
Kendi hayatımı.
Günlük gibi mi?
Evet.
Zehra Mutuğu: Çok güzel ama kitabı. Çok güzel duygular yaşadım Tuba sayesinde.
Tuba, neden bu kadar azmettin, “Ben okuyacağım” dedin?
Tuba: Çektiğim acılar beni kamçıladı!
“Ben bir şeyler yapmak istiyorum, hayallerim var ama yapamam” demedin mi?
Tuba: Hiçbir zaman bu cümleyi kurmadım, düşünmedim. Ben böyleyim, kendimi böyle kabul ediyorum. Hayat boş vermek için çok kısa.
Şuanda 4 yıllık sosyoloji bölümünde okuyorsun ama asıl hayalin psikoloji okumakmış. Öyle mi?
Evet! Bu bölüm de güzel. Sosyoloji bittikten sonra psikoloji okumak istiyorum, iki diploma alacağım.
Tam zamanlarda mı bitti okullar?
Zehra Mutuğu: Hayır, baya uzattık. O yıllarda Tuba’nın gideceği okul sadece Ankara Keçiören’de vardı ama götüremedim oraya. Okula giden arkadaşlarını görünce “Ben de okuyacağım” dedi. Dışardan kaydettirdim, maşallah okudu.
Gerçekten eli öpülesi insansınız!
Zehra Mutuğu: Okusun, eğitimli insan iyi olur. Güzel konuşur, güzel yerlere gelir. Yoksa benim başka bir şeyde gözüm yok.
Hasan Mutuğu: Annesi sırtında götürüp getirdi.
Sosyoloji bölümünü sana kim önerdi?
Tuba Mutuğu: Sosyoloji biraz psikolojiyle benzediği için tercih ettim.
Kardeşlerinin davranışı nasıl?
Zehra Mutuğu: Gurur duyuyorlar Tuba ile.
Tuba, aramızda fark yok. Hatta bana göre çok üstün bir kızsın ki bunu da azminle herkese her şeye ispatlamışsın. Diyelim ki hayatında bu zorluklar olmasaydı neler yapardır?
Tuba Mutuğu: Daha çok insan tanırdım, daha çok koştururdum. Başka insanlara yardım etmek için elimden geleni yapardım.
Gidip görmeyi istediğin bir yer var mı?
Kapadokya’ya gitmeyi çok isterdim.
Çok romantik bir yer olduğu için mi?
Çok çekici geliyor. O taşları görmek heyecanlandırır. Milattan önce, milattan sonra dönemlerini yaşamak güzel olmalı.
Eminim bir gün göreceksin!
Neden olmasın, yeter ki insan istesin.
Ailen için neler söylersin?
Ailem bana sevgi verdi, gerçek sevgi!
Bence herkes sen kadar şanslı değil, aile sevgisi görmeyen çocuklar var bu hayatta!
Kesinlikle!
Başka ailelere ne söylemek istersin?
Bir çocuğun en büyük ihtiyacı sevgidir. Sevgi emektir.
Herkesin hayatında mutlaka çok önemli dediği bir kişi vardır. Sende kim?
Biri babam, diğeri Ferdi Tayfur.
Eyvah anneyi sattı!
Tuba: Hayır. Annemin yeri apayrı, o derecelendiremem. Sen başkasın anne! Sen başka! Sen bu sorunun dışında bir yerdesin.
Peki siz kimsiniz nerelisiniz?
Zehra Mutuğu: Adana’da yaşıyorum ama Bitlis doğumluyum.
Kitap için hayallerin neydi?
Tuba: Kitabın geliriyle aileme ev almak istiyorum.
Zehra Mutuğu: Bu lafı söylemesi bile yeter en büyük mutluluk benim için.
Son olarak eklemek istediklerin neler?
Halkımızdan istiyorum. Daha duyarlı olsunlar bizlere karşı. Bizi böyle kabul etsinler.
Paylaş