Yaşananlar

Haberin Devamı

Baba katili

ANTALYA Baro Dergisi, bana tam bir kaynak... Avukat Adil Giray Çelik, iki yıl önce rahmetli olan ünlü meslektaşı Faruk Erem'in başından geçen gerçek bir hikayeyi yazmış. İnanın, okurken tüylerim ürperdi...

En iyisi lafı uzatmadan ve noktasına virgülüne dokunmadan sizlere aktarayım. Faruk Erem, ‘‘Yağmurlu bir hava vardı’’ dediği o günü şöyle anlatıyor;

‘‘Babasını öldürmekten yargılanan genç sanığı savundum, kurtaramadım. Hüküm kesinleşti. Cezaevine gittim. Niçin yaptığını, kendisini ve annesini çok mu üzdüğünü sordum.

- Ben de gerçekten bilmiyorum. Beni ve annemi hep el üstünde tutardı, ama kendisini bir türlü sevemedim dedi.

Yapacak bir şey yoktu, çıktım. Avluda bir kadına rastladım. O gencin annesiymiş. Neticeyi sordu. Söyledim. Başladı ağlamaya...

GERÇEK BABASI DEĞİL

- Avukat bey dedi... Çocuğumun öldürdüğü adam çocuğumun gerçek babası değil.

Hemen koluna yapıştım, gidip gerçek babasını bulalım kanunda yeri var kurtarırız dedim.

Kadın;

- Yapamayız dedi.

Neden dedim.

- Çünkü, çocuğumun babası sandığı yani öldürdüğü o kişiyle evlendiğimde, gerçek babasından gebeydim. Hesap tutmadı, söylemek zorunda kaldım. Gitti, çocuğumun gerçek babasını öldürdü, dönüp geldi. Katil bilinemedi. Bana ve çocuğuma o kadar iyi davrandı ki, ben mutluydum ama çocuk onu bir türlü sevemedi.’’

Vay canına be... Öyle değil mi?..

Çocuğun, yıllarca baba diye bildiği biri, aslında gerçek babasının katili çıkıyor. Ve, kadere bakın ki, babası sandığı kişiyi öldürerek, bilmeden gerçek babasının intikamını alıyor.

Demek ki, gerçeği balçıkla sıvamak mümkün değil. Öldürdüğü o kişiye yıllarca her ne kadar, ‘‘Baba’’ dediyse de, damarlarındaki kan, çarpan yüreği bu sıfatı kabullenmemiş.

Benim merak ettiğim, gencin bu gerçeği öğrendikten sonra ne düşündüğü... Tabii, bir de, katili bildiği halde bunu yıllarca gizleyen annenin akıbeti...

Her ikisi de yazıda yok...

Yoktan var etmek

Hüseyin Acarlıoğlu ile ne zaman karşılaşsam, içimden, ‘‘Tüh, yine unuttum’’ diyorum. Ona ait havalimanı yolu üzerindeki Mondial Shopping Center'ı gezmiş, ha bugün, ha yarın yazarım diye de, aldığım notları bir köşeye koymuştum.

Sevgili Hüseyin ile en son Ulupınar'da görüştüm. Sinem Erken'in Park Restaurant'ında... O gün, ‘‘Tamam, yarın yazarım’’ diye kendi kendime verdiğim sözü, ancak yeni yerine getiriyorum. Ne demişler, geç olsun ama temiz olsun... Benim ki de o hesap...

Hüseyin, Burdur Bucaklı... Mondial ise yoktan var ettiği bir kuruluş... Hüseyin, paranın genç yaşta, hileye, hurdaya kaçmadan da kazanılabileceğinin Antalya'daki bir örneği... Dileğim çizgisini aynen koruması...

MUHTEŞEM BİR YER

Yaptığı mağazayı, May-Ekfun'un ortaklarından Orhan Sancar ile gezdim. Altı bin metrekare kapalı alanı bulunan muhteşem bir yer yapmış. İki tane de kocaman defile salonu var. Mini bir defile izlettiler. Deri ağırlıklı mağaza kuyumda da iddialı... Pırlanta, zümrüt, safir ne ararsan mevcut.

En çok, sevgili Hüseyin'in odasına taktım kafayı... Tarihi, bu kadar modernize edip sunan mimardı, dokaratördü her kimse, zevkli biriymiş doğrusu...

Benden tavsiye, bir şey almak için değil, en azından gezmek için gidin. Hiçbirşey yoktan var, vardan yok edilmez derler ama, bir Bucaklı, yoktan neler var etmiş görün.

Utanma övün

Mey'den Nihan aradı. Nihan, Bedia Akartürk'ün kızı... Bizim enfraruj Salih'e teşekkür etmek için... Salih Uçar izinde olunca, teşekkürünü almak bana nasip oldu...

‘‘Salih, patroniçe diye yazmış. Utandım vallahi... Oysa ben kendimi işçi gibi görüyorum burada’’ dedi sevgili Nihan... Oldukça mütevazı biri... Geçen gün, ‘‘Volkan geliyor’’ dediklerinde kalktık gittik. Tüm matbuat takımı oradaydı. Ben, hem Volkan'a gittim, hem de havalandırma işini kontrole... Havalandırma kötü diye yazınca, milyarlık masraf edip değiştirmişler tüm düzeni...

MEKTEPLİ TÜRKÜCÜ

Harika olmuş.

Harika olan sadece havalandırma değil tabii... Türkülerde Serkan ve Erkan, pop müzikte Volkan da harika... Bu üçlü, ortalığı kasıp kavuracak gibi... Bir ses nasıl terbiye edilir, nasıl kullanılır mektepli türkücü ikizlerden duyun.

Ünlü sözler

‘‘Yalanın yararı bir kez içindir. Gerçek ise sonsuzdur’’

Diderot

dgundogdu@hurriyet.com.tr

TELEFON: (0242) 340 38 38

Yazarın Tüm Yazıları