Ülkemizde yağlı tohum üretimi yetersiz olduğu için, her yıl yaklaşık 850-900 bin ton ham ve rafine yağ, 1.4- 1.6 milyon ton civarında da yağlı tohum ithalatı yapmaktadır.
Bu yağ açığımızın kapatılabilmesi için, 1980’li yıllardan beri uğraşırım. O dönemdeki Tarım ve Orman Bakanımız Sayın Prof. Dr. Şabahattin Özbek Bey’in de desteği ile, pek çok toplantı, seminer ve kongrelere katılıp, Soya ve Kanola üretiminin önemini ve bu konuda ülkemizdeki mevcut potansiyeli anlatmıştım. Yine o dönemde çeşitli yazılar ve makalelerle konuyu gündemde tutmaya özen göstermiştir.
Ülkemizde 1960’lı yıllarda getirilmiş olan Kolza bitkisi özellikle Trakya yöresinde yaygın olarak yetiştirilmeye başlanmış, ancak çiftçilerimizin kendi aldıkları tohumlarda genetik özellikler korunamadığı için, Kolza yağındaki insan sağlığına zararlı olan Erüsik asit ile küspesindeki hayvan sağlığına zararlı olan Glukosinalat oranları yükselmiş, ve nihayet 1979 yılında üretimi yasaklanmıştır.
Kolza’nın Kanada’da ıslahı sonucunda, Erusik asit ve Glukosinalat ihtiva etmeyen bir türü elde edilmiş, adına da, İngilizce “Canadian Oil Low Acid” (düşük asitli Kanada yağı) sözcüklerinin kısaltması olan “Kanola” denmiştir.
Kanola (Brassica napus Kanola Oleifera sp.), kışlık ve yazlık olmak üzere iki yetiştirme dönemine de uygundur ve tanesinde bulunan yüzde 38-50 yağ ve yüzde 16-24 protein ile önemli bir yağ ve yem bitkisidir.
USDA verilerine göre 1981 yılında dünyada 12 milyon hektar alanda yapılan Kanola ekiminden yaklaşık 11 milyon ton ürün alınmıştır. 2009 yılında ise dünyada 55 milyon ton Kanola ürünü hasat edilmiş ve bu üründen 21.5 milyon ton yağ elde edilmiştir.
Kanola son 5-6 yıldır dünyada Soya’dan sonra ikinci yap bitkisi konumuna gelmiştir.
Ülkemizde ise Kanola ekim ve kullanımı yavaş ilerlemektedir. 2000 yılında 82 ha alanda 187 ton üretim yapılırken, 2009 yılında 22 bin ha alanda yaklaşık 60 bin ton ürün alınmıştır. Bu gelişmede, hissedar olduğum Tohum şirketimize yaptığım baskılar neticesinde geliştirilip piyasaya sunulan Hibrit Kanola çeşitleri ile sağlanan verim artışları yanında, Trakya’daki Önder Çiftçi Derneği’nin yaptığı üretim ve ürün alım organizasyonlarının da payı büyüktür.