Dr. Nuri Soysal

Kaş estetiği yaptırırken dikkatli olun

10 Aralık 2012
Kaş estetiği yapılırken cilt yapısının iyi tanınması ve uygulanacak yöntemin dikkatli belirlenmesi gerekiyor.

Günümüzde kaş kaldırmada botoks ve endoskopik yöntem kullanılıyor. Şaşırmış bir ifadeye sebep olmamak için hekimin bilgi ve becerisinin yüksek
olması gerekiyor.

Kadınların günlük yaşamlarında kaşlarıyla ilgili rahatsızlıkları çok çeşitlidir. Kaşların azlığı, açık renk oluşu, çok kalın ve gür oluşu, iki kaşın arasındaki fazlalıklar, kaş arasındaki derin çizgiler, kaşların düşüklüğü bunlardan bazılarıdır.

Yerçekiminin etkisiyle 30’lu yaşlardan itibaren kaşların daha düşük göründüğü bir gerçektir. Ancak 30’lu yaşlardaki bir genç kadına uygulanacak yöntemle 50-60’lı yaşlarda uygulanacak yöntemler birbirinden farklılık gösterecektir.

30’lu yaşlarında bir kadın botokstan daha fazla yarar görürken, 50-60’lı yaşlarda klasik yüz germe ve endoskopik orta yüz ameliyatları işe yarayacaktır.

Yazının Devamını Oku

Yüz germe mi botoks mu?

3 Aralık 2012
Kadınlar genellikle 30-50’li yaşlarında botoks ve yüz germe operasyonlarını araştırıp kendilerinde de uygulatıp uygulatmayacaklarını düşünmeye başlıyor. Araştırırken de ikisi arasında kararsız kalabiliyor. Oysa kişinin hekimini seçmesi kadar, kendisine hangi işlemin yapılacağını da doğru belirlemesi büyük önem taşıyor.

Estetik ve plastik cerrahiyle uğraşan hekimler, hastaların yüzünü genellikle bir bütün olarak inceler. Örneğin bir hastaya sadece yüz germe operasyonu yapıp, sarkan kaşlarını, kaz ayağı oluşan göz kenarlarını görmezden gelmek yüzün yaşlı görünmesine, yüz germeden istenilen sonucun alınmamasına yol açabiliyor.

Estetik kavramı bütünselliği de içerdiğinden, sadece tek bir bölgeye odaklanmak, o bölgeyi gençleştirmeye çalışmak yanlış olabiliyor. Üstelik hastanın beklentileri de karşılanmıyor.

Botoks uygulamalarından başlayacak olursak, botoksun etkili olduğu bölgeleri yüzün üst kısmı ve boyun kısmı olarak ayırabiliriz. Yüzün üst kısmında daha çok göz etrafı ve alın bölgesindeki kırışıklıklarda kaz ayağı deformitelerine botoks uyguluyoruz.

Ayrıca kaşları çatınca oluşan iki kaş arasındaki dikine çizgilerde kullanılıyor. Alındaki çizgilenmelerin giderilmesinde, bunun dışında kaş kaldırmada etkili oluyor.

Yazının Devamını Oku

Dudakları güzel göstermenin 7 yolu

19 Kasım 2012
Dudaklar, kadınların yüz bölgesinde estetiğine en çok dikkat ettikleri noktalardan biridir. Kaşların görünümü yüzün ifadesini nasıl değiştiriyorsa, dudaklardaki görünüm de ifadeyi etkiliyor. Bu nedenle dudak estetiği yapılırken operasyonun çok iyi planlanması gerekiyor.

Dudakların estetik ve güzel görünmesinin bazı kriterleri var. Dudağın yüzdeki yerleşimi, dudağın ince mi kalın mı olduğu, kişi gülerken dişlerinin görüntüsü bu kriterlerin en önemlileri.

Esasında bizim dudak estetiğinde önem verdiğimiz alt dudağın üst dudağa göre daha dolgun bir yapıya sahip olmasıdır. Ancak bazen alt dudağın çok kalın olduğu, üst dudağın ise adeta bir çizgi gibi ince olduğu durumlar da söz konusudur. Her ikisi arasındaki orantı estetik operasyon açısından çok önemlidir.

Üst dudağı ince olan bazı kişiler gülerken üst damak görünmez. Ancak bazı kişilerde durum tam tersidir. Dudak kalınlığı yeterli olmasına rağmen gülüş sırasında dişlerin dışında üst damak da tamamıyla görünür. Dudak estetiği için bize en çok başvuranlar da bu durumdan rahatsız olanlardır.

Tüm bunlara yaşlanmanın getirdiği bazı sorunlar da eklenince dudak estetiğinden birden fazla işlem yapmak gerekebiliyor. Zira yaşlılık belirtileri nedeniyle dudaklarda derin çizgiler oluşuyor, bazı kişilerde sanki dudak yarılmış gibi bir görüntü ortaya çıkabiliyor. Bu nedenle her estetik operasyonda olduğu gibi, kişiye özel tedavi yaklaşımı ön plana çıkıyor.

Yazının Devamını Oku

Liposuction zayıflatır mı?

12 Kasım 2012
Liposuction, tek başına bir zayıflama yöntemi olarak görülmemelidir. Bu işlem, diyetle kilo vermeye devam eden ve sporunu yapan kişilerde zayıflamaya yardımcı olarak kullanılabilir.

Liposuction’ın kelime anlamı ‘yağ çekme’dir. Bu, ıslak veya kuru teknikler kullanılarak, 1-5 mm çapındaki ince kanüller yardımıyla vücuttaki fazla yağın dışarı alınması işlemidir. Liposuction, operasyon konusunda tecrübeli, dikkatli ve plastik cerrahi uzmanı olan hekimlerce uygulanmalıdır.
Liposuction yöntemini uygulayacağımız kişide aradığımız bazı kriterler var. Bunların başında kişinin bir diyet programında olması, düzenli spor alışkanlığı edinmesi ve sık sık kilo alıp vermemesi geliyor. Hastanın cildinin elastikiyeti ve o sırada bulunduğu kilo da önemli unsurlar.
Zira liposuction yöntemi, 110 kilo ağırlığındaki bir hastayı 70 kiloya indirecek bir sihirli değnek değildir. Liposuction ile 4-5 litreden fazla yağ alınmamalıdır.
Bu yöntemin amacı, vücudun belirli bölgelerinde toplanan, diyet ve düzenli spora rağmen yok edilemeyen ve silüeti bozan yağ dokularının vücuttan uzaklaştırılmasıdır. Liposuction aslında bir ‘silüet düzeltme’ yöntemidir. Sadece seçilmiş hastalarda zayıflamaya yardımcı olarak kullanılabilir.

ZAYIFLAMA YÖNTEMİ OLARAK GÖRMEYİN

Liposuction, diyetle kilo vermeye devam eden, sporunu yapan kişilerde belli miktarları aşmamak kaydıyla, zayıflamaya yardımcı olarak kullanılabilir. Ama tek başına bir zayıflama yöntemi olarak asla görülmemelidir. Yağ dokusu, ergenliğe kadar çoğalan, sadece büyüyüp küçülen hücrelerden oluşan bir dokudur. Vücudumuzun belli bölgelerinde yağlanma varsa, hangi kiloda olursak olalım silüetimiz bozulur. Vücudun belirli bölgelerine yerleşen yağlar, jimnastik ve diyetle yok olmadığında liposuction ile çözülebilir.
Kalın kollar, büyük koltuk altları, sutyen çevresindeki birikintiler, bel çevresindeki yağlanmalar, karın, bel, basen, ayak bilekleri ve kollara yerleşen yağlara liposuction yapılabilir. Bu işlem erkeklerde ise meme, bel ve karın bölgesine uygulanır.

İŞLEMDEN SONRA DA DİKKATLİ OLUNMALI

Yazının Devamını Oku

Sivilce izleri ve erken tedavi

5 Kasım 2012
Gençler, genellikle ergenlik çağında yaşadıkları akne sorununun yol açtığı izler nedeniyle sosyal yaşamlarında sıkıntı çekiyor.

Bu sıkıntıya düşen özellikle genç kızlar, fondöten sürerek izleri kapatmaya çalışıyor. Aknenin yetişkinlik çağında bile sorun olarak karşımıza çıkması ise aslında ergenlik döneminde tedavinin ihmal edilmesinden kaynaklanıyor.

Akne izleri, günümüzde cilt hastalıkları uzmanlarının uyguladığı tedavilerin yanı sıra estetik ve plastik cerrahi uzmanlarınca kullanılan lazer yöntemiyle de silinebiliyor. Böyle bir sorun yaşayanlara önerimiz, zamanında müdahaleyle bu dertten kurtulmaları... Çünkü tedavide geç kalmak, derin ve tedavisi zor izlere yol açabilir.

Akne oluşumundaki en önemli faktör; derinin kalın ve yağlı bir yapıda olmasıdır. Akne izleri Tip 3 ve Tip 4 dediğimiz, daha kalın deri yapılarında, diğer cilt tiplerine oranla daha sık görülür. Derinin havalanmasını sağlayan porların (deliklerin) çabuk tıkanıp enfekte olmaları nedeniyle de deride çukurlar oluşur. Derinin rengi daha koyu hale gelerek çevresiyle uyumu bozulur, düzensizleşir. Akneyle yaşamak zorunda kalan gençler arasında, bu izlerden kurtulmayı istemeyen, bunun için başvurmadık yol bırakmayan yok gibidir.

Ancak izlerden kurtulmak için estetik ve plastik cerrahi uzmanlarına başvuranların, öncelikle aktif ya da yeni oluşmuş aknelerden kurtulmaları gerekmektedir.
Çünkü biz plastik cerrahi uzmanları, ancak izlere yönelik tedavi yapabiliriz. Aktif durumdaki aknelerin tedavisi ise cilt hastalıkları uzmanlarının işidir. Estetik cerrahların uygulayacağı yöntemler, akne izlerinin durumuna göre de birbirinden farklıdır.

Yazının Devamını Oku

Meme estetiğinde beklentileriniz gerçekçi olmalı

29 Ekim 2012
Meme estetiği yaptıracak kadınların başlıca iki talepleri oluyor. Birincisi, büyük memenin küçültülmesi. İkincisi de sarkan ve sıkılığını kaybeden memenin daha dolgun ve dik hale gelmesi. Bu iki talebi karşılarken kadınların isteklerini iyi anlamak ve onları büyük beklentiler içine sokmamak gerekiyor.

Meme estetikleri için ‘yaşsız estetikler’ diyebiliriz. Çünkü kilo alıp vermiş ve hiç doğum yapmamış genç kadınların yanı sıra doğum yapıp kilo almışlara ve ileri yaştaki kadınlara da meme estetiği ameliyatı yapılabiliyor.
Büyük memeye ameliyat yapmak için başlıca üç neden gerekiyor: Hamilelik sonrası memelerin büyümesi, emzirme sonucunda büyüme ve aşırı kilo alıp verme sonucunda oluşan büyüme.
Memelerini küçültmek isteyen kadınların en sık sordukları soruların başında, ameliyatın hamile kalmasında ya da bebeğe süt vermesinde bir sorun oluşturup oluşturmadığı geliyor. Bu soruya cevabımız, ameliyatın hiçbir sorun oluşturmadığı yönündedir.

AMELİYAT İZİ KALIYOR

Yukarıda saydığımız nedenlerden dolayı memenin deforme olmasıyla birlikte meme dokusu sarkıyor, ucu aşağı düşebiliyor, deri dokusu bollaşıyor. Bu durumda dokunun toparlanıp göğüs kasının üst kısmına asılmasını içeren bir ameliyat yapılıyor. Meme ucu aşağı düştüyse, yukarı kaydırılıyor ve olması gerektiği yere taşınarak sabitleniyor. Bollaşan deri dokusunun fazlası da kesiliyor.
Ancak meme küçültme ameliyatı ‘izsiz’ bir ameliyat değil, bunun kesinlikle bilinmesi gerekiyor. Fazla dokunun kesilip atılmasıyla bir iz oluşuyor. Eskiden T şeklinde bir iz oluyordu. Şimdi sadece meme ucundan aşağı doğru uzanan tek bir çizgi izi oluşuyor. Yani daha az izle ameliyat yapılmış oluyor.

HER KADININ ANATOMİSİ FARKLI

Kadınların meme ameliyatında sık sorduğu bir başka soru ise, meme derisinde oluşan çatlakların ameliyata engel olup olmadığı. Ameliyat sırasında fazla deri atılıyor, bunun dışında kalan deri gerginleştirildiği için çatlaklar daha az belirgin oluyor.

Yazının Devamını Oku

Burun estetiği yaptıranların 3 isteği

22 Ekim 2012
Türkiye’de en çok yapılan estetik ameliyatlar listesinde birinci sırada burun estetiği geliyor. Bu operasyonda hastaların üç isteği var: Güzel görüntü, iyi nefes alabilme ve morluk oluşmaması.

Burun estetiği yaptırmak isteyenlerin en önemli önceliği, güzellik kadar iyi nefes alabilen bir burun olmalı. Çünkü dış görüntüsü çok güzel bir burun oluşturup, içerideki yapıları değerlendirme dışı bırakmak söz konusu olamaz. Estetik bir bütündür; bu bütünün dış kabuğu güzel görüntüyse, içi nefes alabilen bir yapıdır.
Estetik cerrahi uzmanları olarak burnun içindeki yapıların sağlığını gözetmek ve korumak zorundayız. Burundaki estetik operasyonlarda en çok düzeltme yaptığımız kusurları sıralarsak şunları söylememiz mümkün:
- Deviasyon... Bu sorun, burun içindeki eğriliklerden veya kıkırdak yapıların bozulmasından kaynaklanır ve kişi nefes alıp vermekte zorluk çeker. Kişide bir de uyku apnesi varsa bu sorun daha da büyür.
- Burnun dış kısmında eğri, kemerli, geniş bir görüntü...
- Burun ucunda düşüklük...
- Özellikle erkeklerde gördüğümüz ve “boksör burnu” denilen geniş burun yapıları...

DOĞALLIK KORUNMALI

- Burun estetiğinde kusurları düzeltirken burun ucuyla dudak arasındaki bulunan, kadınlarda ve erkeklerde farklılık gösteren açıları korumaya özellikle dikkat ediyoruz. Kusurları düzeltelim derken, bu doğal açıları bozmuyoruz.

Yazının Devamını Oku

50'li yaşlarda en sık yaptırılan 3 estetik

15 Ekim 2012
Kadınlar, 50’li yaşlarında en çok boyun, yüz ve dudak estetiklerini tercih ediyor. Ancak buradaki ölçü, mümkün olduğunca doğalı yakalamak olmalı. Bunun için de kadınların 40’lı yaşlarını baz almak, doğallığın yakalanmasında önemli bir ölçü olabilir.

Her yaşın bir güzelliği var sözü, benim de katıldığım bir sözdür. Belki 50’lerde, 20’lerdeki gibi genç görünmediğiniz için kendinizi güzel bulmayabilirsiniz. Ama dünyaya ve insanlara yaşın verdiği olgunlukla bakmanın getirdiği güzellik de 20’li yaşlarda sahip olunan bir özellik değil!

Yine de bu olgunlukla yetinmeyen, 50’li yaşlarında da kendilerini güzel hissetmek isteyen kadınlar, estetiğe başvuruyor. Bizim önerimiz, 50’li yaşlarda doğal estetikten yana davranılması. Çünkü çok büyük beklentilerle radikal işlemlere girişmek, kişinin olduğundan çok farklı görünmesine dolayısıyla kendisine yabancılaşmasına yol açabiliyor.

VÜCUDU SAKLARSIN AMA YÜZÜ ASLA!

Kadınlar diyetlerine dikkat ederek, spor yaparak vücutlarıyla ilgili sorunları bir şekilde çözümlemeyi başarabiliyor. Ayrıca vücudu kıyafetle saklamak mümkünken, yüz hep ortada ve bakışlar hep üzerinde... Dolayısıyla, belli bir yaşın üzerine çıkıldığında, yüzdeki sorunlar daha fazla rahatsızlık veriyor. 50 yaşına gelmiş kadınlarda en çok rastladığımız sorunlar yüzde sarkmalar, kırışıklıklar, dudaklarda çizgilenme ve kaşların düşmesi. Yani bize en çok boyun, yüz ve dudak estetiği için geliniyor. Şimdi bu kapsamda neler yaptığımızı anlatalım.
BOYUN: Boyun derisi vücudun birçok bölgesine göre daha ince, daha hassas ve yaşlanmaya karşı daha az dirençli. İlerleyen yaş ve yerçekimiyle birlikte bu bölgede çizgilenmeler, sarkmalar, hatta lekelenmeler oluşabiliyor. Bu durumda boyun germe, yağ enjeksiyonu ve botoks yardımıyla söz konusu bölgede gençleştirme işlemleri yapıyoruz.

Yazının Devamını Oku