Türkiye, trafik kazalarının sık yaşandığı ülkelerin başında geliyor. Kazalar sonrasında ortaya çıkan elmacık kemiği kırıkları sık görülüyor. Elmacık kemiklerinde oluşan kırıklar çoğu zaman tedavi gerektirmeden iyileşiyor, ancak bu bölgede çukurlar oluşabiliyor. Bu çukurlar da elmacık kemiğinin üzerindeki yumuşak dokunun sarkması, gevşemesi ve depresif bir ifadenin gelişmesine yol açabiliyor. Bu görüntünün ortadan kaldırılmasını isteyenler, “elmacık kemiği estetiği” için bize başvuruyor.
KENDİ YAĞINDAN DOLGU YAPIYORUZ
Bu bölgenin estetik olarak çene, burun ve alın çıkıntılarıyla daha uyumlu hale getirilmesi için birtakım dolgu maddeleri kullanmak gerekiyor. Operasyon, vücuttan alınan yağ dokuları ve doku kokteylleri ile yapılabildiği gibi, ameliyat sırasında çıkarılan dokular da kullanılabiliyor.
Öte yandan, yüz yaşlanması bulunan hastalarda başvurulan yüz germe işlemi, bu bölgenin zayıflığı nedeniyle istenen sonucu vermeyebiliyor. Bu hastalarda germe işlemi esnasında elmacık kemiğini büyütmek gerekiyor. Bunun için söz konusu bölgeye çeşitli dolgu ya da implantlar uygulanıyor.
YANAKLARA PROTEZLE ŞEKİL VERİYORUZ
Üstelik bunun için başvurdukları yöntemlere ciddi paralar harcıyorlar. Hazır mevsimi gelmişken bir uyarıda bulunalım: Selüliti gideren bir ilaç hâlihazırda
mevcut değil!
Selülit tedavisinde kullanılan mezoterapi, LPG ve benzeri aletler ile kremler, sorunu yüzde 100 gidermeye yetmez. Bilimsel olarak selüliti giderdiği kanıtlanmış bir tedavi yöntemi henüz bulunmuyor. Bu nedenle kadınların hareketi ve sporu yaşamlarından çıkarmamaları, yediklerine hayat boyu dikkat etmeleri şart. Çünkü doğru beslenme ve spor desteği olmadan selülit savaşının kazanılması mümkün değil.
KAHVE VE SİGARA SELÜLİTİ TETİKLER
Selülit, ciltte portakal kabuğu görünümüyle kendini belli eder. Tıbbi ifadesi ise “deri altı yağ dokusunun iltihabı”dır. Ama burada mikrobik bir iltihap söz konusu değildir, sözü edilen derinin altındaki yağ hücrelerinin şişmesidir. Kişi kilo aldığında bu hücreler şişer ve derinin dış görüntüsü bozulur.
Hatta estetik operasyon, birden “acil durum” halini alıyor.
Estetiğin ne zaman yapılacağı aslında çok göreceli bir kavram... Erkeklerin eşleri ya da sevgilileri ile ilgili değerlendirmeleri kadar, kadınların kendi dış görünüşleri hakkındaki hassasiyetleri de o kararı vermekte etkili... Kadınlar kendilerinde estetik anlamda bir çöküntü, gerileme olduğunu hissettiği anda operasyon için düğmeye basıyor.
Kişiyi estetiğe götüren nedenler arasında kişinin yaşadığı sosyal çevre, bu çevrenin beklentileri, dayatmaları, aile yapısının özellikleri, ekonomik güç de etkili... Günümüzde artık kadınlar sosyal ve ekonomik hayata daha çok katıldıkları için estetik operasyonlara daha sıcak bakıyor.
Ekonomik özgürlük önemli bir güç olduğundan, eşlerinden maddi destek görmeseler de kendi güzellikleri için ameliyat olabiliyor ya da diğer ameliyatsız yöntemleri tercih edebiliyorlar.
ÇALIŞAN KADIN ESTETİĞİ DAHA ÇOK SEVİYOR
Sıklıkla da bu bozukluklar kader gibi kabulleniliyor. Oysa doğumsal kaynaklı şekil bozukluklarının cerrahi operasyonla düzeltilmesi mümkün.
Yüzde burun, göz gibi organların yanı sıra çenedeki bozukluklar da sorun yaratıyor. Çenedeki bozukluklar, diş düzenindeki bozukluklardan kaynaklanabildiği gibi, çene kemiklerindeki büyüklük farklılıklarından da oluşabiliyor. Son yıllarda gerçekleştirdiğimiz estetik operasyonlar sayesinde yüzde herhangi bir iz ya da şekil bozukluğu olmadan, kişiyi normal ölçülere sahip bir çeneye kavuşturmak mümkün oluyor.
Eğer alt ve üst dişler düzgün bir şekilde kapanıyorsa ve ısırma problemleri yoksa, dişlerle uğraşmadan sadece çeneye müdahale ediliyor. Örneğin alt çenenin ileriye doğru çıkık veya geride olması, üst çenenin küçük ya da büyük olması gibi...
Alt çene uzunsa çene ucundaki fazlalık uygun ölçülere getiriliyor. Çene kısaysa, o zaman çene ucuna eklemeler yapılıyor. Aynı şey üst çene için de geçerli... Ekleme ya da parça çıkarma ile üst çene şekillendirilebiliyor. Ölçüyü ise hastanın yüz hatlarına göre ayarlıyoruz.
DışLERE DE MÜDAHALE EDıLıR
Üstelik kadınlar artık vücutlarında birkaç değişikliğe birden gidebiliyorlar.
Baharla beraber ortaya çıkan yenilenme isteği gençleşme ve daha iyi görünme tutkusuyla birleşince, estetik operasyonlar bahar aylarında hız kazandırıyor. Biz de bugün kadınlara, baharda yaptırmayı tercih ettikleri estetik işlemler hakkında bilgi vermek istedik.
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de uzun süredir uygulanan botoks, estetik işlem listesinde uygulanma sıklığı ve yaygınlığıyla ilk sırayı aldı. Botoksun bu kadar çok tercih edilmesinin nedeni, her yaşta uygulanabilir olması. Özellikle neden bahar aylarında yaptırıldığına gelince...
DOLGUNUN 5-6 AY KALICILIĞI VAR
Kadınlarda 30’lu yaşlardan itibaren, bazen daha da genç yaşlarda boynun orta hattında bazı çizgilenmeler oluşuyor. Bu sorun sarkma ve gevşeklikle birleşince (özellikle de açık kıyafetlerin giyildiği yaz mevsiminde) estetik olmayan bir görüntü ortaya çıkabiliyor. Ama bu sorundan tümüyle kurtulmak mümkün...
Boyun estetiğinde uygulanan başlıca üç yöntem var. Bu yöntemleri şöyle sıralayabiliriz:
Boyun Germe: Boyun bölgesindeki fazla yağ alınıyor, fazla deri çıkarılıyor ve sarkmış kas yapısı toparlanıyor. Deri altından germe işlemi yapılarak, bu bölgenin daha gergin görünmesi sağlanıyor. Ama bu işlem ileri yaştaki hastalarda uygulanması gereken bir yöntem...
Yağ Enjeksiyonu: Bu bölgede yan tarafa doğru uzanan çizgilere ince yağ ve kolajen enjeksiyonları yapılabiliyor.
Botoks: Botoks uygulamalarıyla da boyunda oluşan çizgilerin giderilmesi sağlanabiliyor. Ancak bu çeşit botoks ve enjeksiyon uygulamalarını daha genç yaştaki kişilere uygulamak gerekiyor.
Tüm bu işlemlerden sonra hastanın boyun hareketlerini belli bir süre kısıtlıyoruz. Bazılarında ise boyunluk kullanıyoruz. Hastalardan, özellikle de boynu yan tarafa çevirmek gibi boyunda gerginlik yaratan hareketlerden uzak durmalarını istiyoruz.
Kadınların estetik işlemlerde en fazla sordukları sorular arasında yer alan iz ve ağrı konusuna gelince: Yapılacak işleme göre küçük izler olabilir, ancak bunlar rahatsız edici değildir. Boyun germe ve alt yüz germe birlikte yapılıyorsa, kulak arkasından, kulak içinden devam eden bir iz oluşabilir. Bu izin çok önemli bir belirginliği yoktur.