19 Temmuz 2010
Dolgun dudaklara sahip olmak pek çok kadının hayali ve bu uğurda estetik cerrahların kapısını çalanların sayısı da hayli fazla... İstenilen dudak biçimine ulaşmanınsa ameliyatlı ve ameliyatsız olmak üzere iki farklı yöntemi var. Yapısal inceliğe sahip dudaklar, yaşlanma, cilt elastikiyetinin azalması gibi nedenlerle daha da incelebiliyor. Bu durumda devreye estetik cerrahlar giriyor. Dudak dolgunlaştırma işlemlerinde ameliyatlı ve ameliyatsız olmak üzere iki farklı alternatiften söz etmek mümkün...
Eğer ameliyat yöntemini tercih ediyorsak, dudağa başka bir alandan yağ taşıyor; uygun dozda ve ihtiyaç oranında yağ enjeksiyonu yapıyoruz. Ancak bu yöntemin kalıcılığının az olması, tekrarlanma gerekliliği, bizi uygulaması çok daha kolay olan dolgu maddelerine yöneltiyor.
Enjeksiyon ile dudak estetiğinin prensibine gelince...
Bu işlem, direkt dudak dokusuna veya dudak çevresinde belirlenmiş noktalara, dudağı yeniden şekillendirme, hacmini artırma veya çevresindeki kırışıklıkları azaltma amacıyla çeşitli dolgu maddelerinin özel iğnelerle enjekte edilmesi prensibine dayanıyor.
DUDAK ÇEVRESİNİ ŞEKİLLENDİRMEK
Bu arada şunu belirtmekte yarar var; dudak estetiği, sadece dudağın kırmızı kısmını dolgunlaştırma işlemi olarak algılanmaması gereken bir estetik yöntemi. Dudak çevresine yapılan dolgu işlemleri de estetik görünüm açısından en az dudağın renkli kısmına yapılanlar kadar büyük önem taşıyor.
Örneğin üst dudak çevresindeki hattın düzeltilmesi, ağız kenarlarının bir miktar kaldırılması dudakların estetik görünümüne ciddi katkı sağlıyor.
Dudak dolgusu işlemi özel dolgu maddeleri kullanılarak yapılıyor. Sonuçları kalıcı veya geçici olmak üzere çok çeşitli dolgu maddeleri bulunuyor. Her birinin kendine göre avantaj ve dezavantajları olan bu maddeler, dudak dolgusu yaptırmak isteyenlerin ihtiyaçlarına ve elde etmek istedikleri sonuçlara göre seçiliyor.
ZENCİ DUDAĞI YAPMAK MARİFET DEĞİL
Bu işlemi yapmadan önce kişinin beklentilerini öğrenmek çok önemli... Çünkü dudak da tıpkı burun gibi yüzün en dikkat çeken bölümlerinden biri ve yapacağınız en küçük hata bile mutsuzluk yaratır.
Gerektiğinden kalın yani zenci dudağı gibi bir dudak yapmak, arı sokmuş gibi bir görüntüye neden olmak, bizim estetik cerrahide hiç istemediğimiz sonuçlardandır.
Öncelikle bilinmesi gereken, dudakların genlerle belirlenmiş kişiye özel yapılar olduğu, dolgu işlemi ile daha dolgun, şekilli ve genç görünecek şekilde güzelleştirilebileceği, fakat tamamen değiştirilmesinin mümkün olmadığıdır.
DAHA MUTLU BİR İFADE KAZANMAK MÜMKÜN
Ağız kenarlarında üst ve alt dudağın birleştiği noktalarda oluşan çukurluklar da dolgu işlemi ile giderilebilir.
Bu çukurluklar ilerleyen yaşla, yerçekiminin de etkisiyle çene derisinin aşağı doğru çekilmesi sonucu giderek belirginleşir. Bu bölgeye yapılacak dolgu işlemi ile ağız kenarlarının yukarıya doğru kaldırılması mümkündür. Böylece daha pozitif ve mutlu bir yüz ifadesi elde edilebilir.
Üst dudağın orta kısmını burun ile birleştiren iki paralel kabarık yapıdaki çizgiye yapılacak dudak dolgusu ile de üst dudağın şekillendirilerek yuvarlaklaştırılması ve sonuçta daha estetik ve çekici görünmesi sağlanabilir.
Üst dudağın orta kısmındaki V şeklindeki kavis de (cupidis bow) dudak dolgusu yöntemi ile daha estetik hale getirilebilir. Bu bölgeye yapılacak dolgu işlemi ile “V” şekli daha net vurgulanabilir.
UYGULAMA NASIL YAPILIYOR
Dudak dolgunlaştırma işleminden önce topical (yüzeysel) olarak veya enjeksiyonla lokal bir anestezi uyguluyoruz. Anestezi, işlemin acısız ve mümkün olduğunca konforlu yapılmasını sağlıyor. Anesteziden sonra çeşitli tekniklerle dolgu maddesi belirlenmiş noktalara enjekte ediliyor. Doğru dolgu maddesinin seçilmesi, kullanıcının ustalığı ve tekniği işlemin başarısını etkileyen en önemli unsurlar... Dudak estetiğinde kullanılan hyaluronik asitin yan etki riski ise hayli düşük. Olası morluklar, makyaj malzemeleri ile kolayca kapatılabiliyor. Enjeksiyondan kaynaklanan küçük yaralar da çok kısa sürede iyileşiyor.
İŞLEM SONRASI YAŞANILANLAR
Dudak dolgusu işleminden hemen sonra kısa süreli şişlik oluşacaktır. Bunun etkisini azaltmak için buz kullanılabilir. Dudakların aşırı kurumaması için bir dudak nemlendiricisi uygulamakta fayda vardır ve ilk 12 saat içinde makyaj yapılmamalıdır. Dudak dolgunlaştırma işleminden sonraki 48 saat içinde şiddetli egzersizden ve ultraviyole ışınlarına (güneş, solaryum) maruz kalmaktan kaçınılmalıdır. Eğer materyalin topak halinde kaldığı yerler hissediyorsanız günde iki kez madde tamamen çözülene kadar bu bölgelere hafifçe masaj yapabilirsiniz.
Yazının Devamını Oku 12 Temmuz 2010
Kadınlar 30’lu yaşlardan itibaren yüz güzelliklerini korumak amacıyla estetik işlemler yaptırırken, 40 ve 50’li yaşlarda daha bakımlı ve güzel olmayı hedefliyor. Aslında 30’lu yaşlar bir anlamda, kadınların fiziki görünümlerinde beğendikleri yönlerini koruma, beğenmedikleri özelliklerini ise estetik operasyonlarla iyileştirme temellerinin atıldığı bir dönem.
Bu nedenle biz estetik ve plastik cerrahi uzmanlarına başvuran kadınlar, tüm vücut güzelliklerini koruma çabasıyla birlikte, en çok göz önünde olan yüz güzelliklerini ve ciltlerini korumaya yönelik estetik işlemler yaptırıyor.
Yüzlerindeki akne izlerinin giderilmesi, alın germe, boyun ve dekolte estetiği işlemleri en çok talep gören estetik operasyonlar arasında yer alıyor.
Boyun çizgileri
Kadınlarda 30’lu yaşlardan itibaren, bazen daha da genç yaşlarda boynun orta hattında bazı çizgilenmeler oluşuyor. Bunlar sarkma ve gevşeklikle birleşince, özellikle de açık kıyafetlerin giyildiği yaz mevsiminde estetik olmayan bir görüntü oluşuyor.
Boyun estetiğinde uygulanan başlıca yöntemleri şöyle sıralayabiliriz:
Boyun germe: Bu yöntemde boyundaki fazla yağ alınıyor ve sarkmış kas yapısı toparlanıyor. Deri altından germe işlemi yapılarak, bu bölgenin daha gergin olması sağlanıyor. Fazla deri çıkarılıyor. Germe işlemi daha ileri yaştaki hastalarda uygulanması gereken bir yöntem.
Yağ enjeksiyonu: Boyunda yan tarafa doğru uzanan çizgilere ince yağ ve kolajen enjeksiyonları yapılabiliyor.
Botoks: Botoks uygulamalarıyla da boyunda oluşan çizgilerin giderilmesi sağlanabiliyor. Ancak bu çeşit botoks ve enjeksiyon uygulamalarını daha genç yaştaki kadınlara uygulamak gerekiyor.
Dekolte de estetik ister
Kadınlarda boyun estetiği kadar dekolte güzelliği de büyük önem taşıyor. Dekolte bölgesinde oluşan çizgiler, rahatsız edici bir görüntü yaratıyor. Ayrıca dekolte bölgesinde yağ birikmesi de oluyor. Peki dekolte estetiğinde neler yapıyoruz?
Kırışıklıklara dolgu: Dekolte estetiğini daha çok orta yaş grubu tercih ediyor. Bu bölgedeki deri elastikiyeti bozulmuşsa, ince kırışıklıkları özel dolgu maddeleriyle dolduruyoruz.
Peeling ile canlandırma: Küçük peeling ajanları ile derinin canlılığını, elastikiyetini artıracak işlemler uyguluyoruz. İleri derecede artmış çizgilenme varsa, yağ enjeksiyonları yapıyoruz.
Meme estetiği: Her iki memenin birbirine çok bitişik olması, dekoltenin görüntüsünü bozabiliyor. Bu durumda iki memeyi birbirinden uzaklaştırıcı ameliyatlar yaparak, dekoltenin güzel olmasına yardımcı oluyoruz.
Botoks ve yağ enjeksiyonu: Dekolte bölgesine botoks ve yağ enjeksiyonu da uygulanıyor. Botoks dekoltenin daha gergin görünmesini sağlıyor, yağ enjeksiyonuyla da çizgiler yok ediliyor.
Alın çizgilerine botoks
Botoks enjeksiyonları, alın ve üst yüz bölgesi problemlerinde mükemmel sonuç veriyor. Yer çekimiyle oluşan çizgileri, doku ve kasların bozulan dengelerini botoks uygulamalarıyla gideriyoruz.
Botoks uygulamalarını belirli sürelerle tekrarlamak gerekiyor. Ancak alınan sonuçlar tatmin edici olduğu için, kırışıklık ve çizgilerinden kurtulmak isteyenler öncelikle bu yöntemi tercih ediyor.
Tabii bazı kişilerde sadece botoks yeterli olmayabiliyor. Bu kişilerde botoks ile germe işlemi yaparken, çok derinleşmiş çizgileri ve çukurlukları özel dolgu maddeleriyle doldurarak, dokunun tekrar kendini toparlaması ve alnın genç bir görünüme kavuşmasını sağlıyoruz.
Yazının Devamını Oku 5 Temmuz 2010
İnsanların burun ameliyatlarından beklentileri gün geçtikçe değişiyor. 10-15 yıl önce bize başvuran hastaların düşünce yapısı ile şimdikiler arasında ciddi farklılıklar var. Geçmişte istenen kalkık, küçük, estetikli olduğu belli burunların yerini artık doğal ve kişinin yüzüne uyumlu burunlar aldı. Burun ameliyatlarının farklı sebepleri var. Şekil bozukluğunun yanı sıra nefes almada güçlük de bu tarz operasyonlar gerektirebiliyor. Burnundan rahat nefes alamayanların beklentisi, estetik görünümden ziyade nefes almanın kolaylaşması oluyor.
Deri yağlıysa şişlik uzun sürer
Cerrahın operasyon öncesi özellikle üzerinde durduğu noktalar; burnun yüzle orantısı, büyüklüğü, görünümü, deri yapısı, dudak ve burun açılanması, alınla burun arasındaki açılanmanın mevcut yüz yapısıyla uyumudur.
Ayrıca burun derisinin yapısı; kalın, ince ya da yağlı olup olmaması da büyük önem taşır. Çünkü kalın ve yağlı burun yapısında, ameliyat sonrasında oluşan şişlikler daha uzun sürecektir. Eğer bu bilgi kendisiyle paylaşılmazsa, hasta estetik operasyonun başarısız geçtiğini düşünebilir.
Burnun deri yapısının incelenmesinin ardından, kemik ve kıkırdak yapısı gözden geçirilir; nasıl bir kıkırdak şekillendirmesi yapılması gerektiği hastayla konuşulur.
Burun deliklerinin genişliği, burun deliklerinde hangi oranda şekillendirme yapılabileceği, bunun gerekli olup olmadığı da hastaya verilecek bilgiler arasında yer almaktadır.
Burun kanatları içe çökmemeli
İyi bir burun ameliyatında, kıkırdak ve kemik yapısının sağlıklı bir şekilde ortaya çıkarılması gerekir. Burun deliklerinin gerektiği kadar daraltılması nefes problemini etkilemez, ancak burada önemli olan nokta, burun kanatlarının içeri çökmesine neden olacak fazla miktarda kıkırdak çıkarılmasının önlenmesidir.
Çok kıkırdak çıkarılırsa, sert nefes almalarda burun kanatları içeri doğru çökebilir.
Bu kanat desteklerini mutlaka sağlam bırakmak gerekir. Hatta doğuştan zayıf olan kanat yapılarındaki kıkırdaklara kıkırdak desteği yaparak daha rahat nefes alınmasını sağlanabilir.
Burun estetiğinde önem verdiğimiz bir başka konu da Türkiye’de çok sık görülen deviasyon sorununun çözülmesidir. Bu sorunda burnun orta bölümündeki kemik ve kıkırdak çarpık, bir tarafa yatık olur. Bu da burundan yeteri kadar hava alınamamasına yol açar. Ameliyat öncesinde bu sorunu tespit etmek ve ameliyat planını buna göre yapmak, sorunu ortadan kaldırmak gerekir.
Erkekler burun estetiğini saklıyor
Kadınların estetikten beklentisi daha yüksekken, erkekler daha doğal bir görünümü tercih eder. Çünkü çoğu erkek estetik olduğunun bilinmesini istemez.
Öte yandan; erkeklerin burun içi sorunları kadınlara göre daha fazladır. Çocukluk ve ergenlikten itibaren daha hareketli ve sportif bir yaşamlarının olması, erkeklerde kadınlara oranla daha çok burun içi sorun görülmesine neden olur.
Burun etleri nefes almayı zorlaştırır
Burnun içinden geçen havayı ısıtan, nemlendiren ve akciğerlere sağlıklı hava gitmesini sağlayan konka dediğimiz et parçalarında büyüme görülebilir. Estetik operasyon sırasında, nefes almayı güçleştiren bu sorunun çözümlenmesi gerekir, böylece burundan sağlıklı hava geçişi sağlanır.
Burun ucunun düşük olması da hastalarda önemli estetik kaygılardan birini oluşturmaktadır. Bu işlem sırasında burun içinden girilerek derinin altındaki kıkırdak yapıyı şekillendirmek ve bunu burun ucu desteğiyle bütünleştirmek gerekir.
Eğer yeterli taşıyıcı sistem yoksa, bu destek yapısını oluşturacak işlemler yapmak da gerekebilir. Estetik operasyonlardan sonra bazı kişilerin burun düşüklüğü yaşamasının sebebi, burun destek yapısının korunmamasından kaynaklanmaktadır.
Yazının Devamını Oku 28 Haziran 2010
Gelin adayları düğün öncesinde düğün organizasyonuna ait onlarca detayla ilgilenirken, düğün günü mükemmel görünmenin yollarını da arıyorlar.
Burunlarından şikayeti olanlar en az iki ay öncesinden ameliyat masasına yatıyor. Yüzünde ince çizgiler görenler ise botoks ve dolgu işlemlerini tercih ediyor.
Botoks ve dolgu yöntemi sadece gelinlerin değil, kayınvalidelerin de favorisi durumunda...
Botoks, iki kaş arasındaki çizgilerin hafifletilmesi ve böylece daha genç bir görüntüye kavuşabilmek amacıyla kullanılıyor. Ayrıca göz kapağının yanındaki düşüklükleri hafifletmek için de bu tekniğe başvurulabiliyor.
Oluşan ince çizgiler, yara ve akne izleri ise mikro dolgular ile siliniyor. Ve bu işlemler, kişinin daha pürüzsüz ve genç bir yüze kavuşmasını sağlıyor.
Fazla kilolarla savaş
2-3 ay önce başlamalı
Gelinlerin bir diğer talebi ise fazla kilolardan kurtulmak. Bunun için farklı yöntemlerden yararlanabiliyor.
Yazının Devamını Oku 14 Haziran 2010
Her 1000 kişiden üçünde görülen “aşırı terleme” hastalığı, artık basit yöntemlerle tedavi edilebiliyor. Botoksla veya terlemeyi yöneten sinire klips takılarak, sosyal yaşama da ağır darbe vuran bu sorunu ortadan tamamen kaldırmak mümkün... Oturduğu yerde ellerinden sular damlayan, kışın kar yağarken bile terleyen, insanlarla el sıkışmaktan korkan, yaz kış kıyafetleri sırılsıklam gezmek zorunda kalanlar, “hiperhidroz” yani aşırı terleme hastalığı mağdurlarıdır. Ve bu hastalık her 1000 kişiden üçünde görülür.
Aşırı terleme hastaları yılın dört mevsiminde kontrolsüz ve aşırı miktarda terlemeden şikayet etmenin yanı sıra sosyal yaşamlarında da önemli kısıtlamalar yapmak zorunda kalabilirler.
Neyse ki bu sorun çok uzun zaman önce kader olmaktan çıktı. Günümüzde botoks, ETS (Endoskopik Torakal Sempatektomi) ve terlemeyi yöneten sinire klips takılması, terleme hastalığının tedavisinde kullanılan en etkili yöntemler arasında başı çekiyor.
Aşırı terlemenin sebepleri nedir
Terlemeyi sağlayan ter bezleri en çok avuç içleri, ayak tabanları ve koltuk altlarında yer alıyor. Dolayısıyla aşırı terleme problemlerini de en çok bu bölgelerde görüyoruz.
Aşırı terleme (hyperhydrosis) ter bezlerinin çalışmasını sağlayan sinir sistemi bölümünün aşırı çalışmasından ileri geliyor. Aşırı terlemede ter bezleri normalden en az 10 kat daha fazla çalışıyor. Başta ellerde olmak üzere ayak tabanları, yüz, koltuk altları ve gövde de aşırı terleme görülebiliyor. ıkincil bir hastalığa bağlı olarak (aşırı şişmanlık, ilaç kullanımı, menopoz gibi) ortaya çıkan terlemelerde ise ana hastalığın tedavisi terlemeyi de azaltıyor.
Terlemeye karşı uygulanan çeşitli tedavi yöntemleri var.
Örneğin deodorantlar, çok aşırı olmayan terlemelerde faydalı... Bunun dışında “iyontoforez” tedavisiyle, yani elektrik akımı yardımıyla aşırı terlemenin önlenmesine çalışılıyor. Ancak bu yöntemde uzun vadede etkili sonuçlar elde edilmesi son derece nadir rastlanan bir durum.
Antikolinerjik ilaçlar ile sinir aktivitesi azaltılması çabasının da pek yeterli olmadığı görüldü.
Bazı vakalarda faydalı olan psikoterapi ise tüm vakalarda aynı etkiyi göstermedi.
Botoks koltuk altında etkili
Gelelim daha etkili tekniklere...
Terleme tedavisinde botokstan uzun zamandır yararlanıyoruz. Botoks ile aşırı terlemeye neden olan sinir uyarımları bloke edilerek terleme engelleniyor.
Botoks ince bir iğneyle enjekte ediliyor. ılaç uygulandıktan 3-4 saat sonra etkisi başlıyor ve ortalama bir hafta içinde tam yerleşerek terleme kesiliyor. Botoks ortalama 7-8 ay kadar etkisini devam ettiriyor.
Tekrarlanabilmesi bu yöntemin sıklıkla tercih edilme nedenleri arasında. Yan etki olarak çok küçük ihtimalle ilaç alerjisi olabilir ki bu da uygulama alanındaki hafif kızartılar ve kaşıntılardan başka bir rahatsızlık yaratmaz.
Tek bir kesiyle sorun çözülüyor
Aşırı terlemenin önlenmesinde kullanılan bir diğer yöntem de cerrahi olandır...
Ülkemizde az sayıda merkezde “ETS” (Endoskopik Torakal Sempatektomi) yöntemiyle aşırı terlemeye dur deniliyor.
Göğüs cerrahisi uzmanlarınca uygulanan bu yöntemde, her iki koltuk altına açılan kesilerden girilerek, sempatik sinire bir klips takılıyor bu da terlemenin kesilmesini sağlıyor.
Aşırı terlemenin mevsimi yoktur
Aşırı terleme bir hastalıktır. Bu nedenle “heyecanlandım, koştum, yürüdüm, bu yüzden aşırı terledim” gibi sözler aşırı terleme hastalığında geçerli nedenler değildir. Aşırı terleme hastalarının özelliği, hiç efor sarfetmeseler, sakince bir koltukta otursalar bile durdukları yerde terlemeleridir.
Kışın bile başta koltuk altları olmak üzere, sırtları, ayakları, elleri, yüz ve baş bölgeleri terler. Mevsimsiz bir hastalık olması nedeniyle aşırı terleme hastaları yılın dört mevsimi dertlerine çare ararlar.
Yazının Devamını Oku 24 Mayıs 2010
İncelmek isteyen ancak dengeli beslenmeyi alışkanlık haline getiremeyen, spor yapamayan, bu yöntemleri bir dönem uygulasa da sonunda en başa dönen kadınlara özel bir estetik yöntem var: Body lifting...
Üstelik bu operasyonla tek seansta dört bölgeye estetik yapmak da mümkün!
Kadınlar, yaşamları boyunca formlarını korumak adına diyet ve spor yapıyor. Ya da burada sayamayacağımız kadar çok ve çeşitli yöntemlerle kilo mücadelesi veriyor. Ancak hangi yöntem uygulanırsa uygulansın, kişi sporu, düzenli ve dengeli beslenmeyi alışkanlık haline getirmediği, yaşamını bu alışkanlıklara göre yeniden organize etmediği sürece kilo alıp-verme bir kısırdöngü oluyor.
İşte düzenli, dengeli beslenmeyi alışkanlık haline getiremeyen, düzenli spor yapamayan, bu yöntemleri bir dönem uygulasa da başa dönen bu kadınlara özel bir estetik yöntem var: Body lifting... Bu yöntemde, tüm vücudun kapsamlı olarak inceltilmesini hedefleyen, uygulamada karın, sırt, bacak yanları ve poponun toparlanması prensibine dayalı bir ameliyat uyguluyoruz. Ancak burada hasta seçiminin çok iyi yapılması gerekiyor.
KİMLER YAPTIRMALI
Yazının Devamını Oku 17 Mayıs 2010
Düzgün bacaklara sahip olmak artık hayal değil.
Kadınların kıyafetleri daha cesur taşımalarını sağlayan ve özgüvenlerini artıran “düzgün bacaklar”a giden yol, günümüzde birkaç estetik müdahaleden geçiyor.
Birçok sorunun “bacak estetiği” alanına girdiği, bacak estetiğinin aslında ayakları da kapsadığı pek bilinmiyor.
Örneğin; ayaklarda fazla parmak bulunması, bacaklarda ortaya çıkan sarkmalar, bacağın belli bölgelerinde aşırı yağ birikmesinden kaynaklanan şekil bozuklukları, bu alana giren sorunlardandır.
YAĞ ALDIRMAK YETMEYEBİLİR
Yazının Devamını Oku 10 Mayıs 2010
Sık sık kilo alıp vermek kollara zarar verir. Kısa kollu kıyafetlerin ortaya çıktığı bahar aylarında bu hasar iyice göze batar, sarkmış kollar nedeniyle keyifler kaçar. Bu durumda acil önlem paketi olarak estetik müdahale devreye girer.
Kollarındaki sarkmadan muzdarip kişileri iki grupta değerlendirebilmemiz mümkün:
Birinci grup kadınlarda, deri elastikiyeti iyidir. Buna karşılık kollarda yağ biriktiğinden, yerçekiminin de etkisiyle sarkmalar oluşur. Kişi kollarını iki yana açtığında, hareket ettiğinde, kolundaki yağlar da sallanır ve ortaya estetik olmayan bir görüntü çıkar. Bu sorun, özellikle genç yaştaki kadınlarda ciddi sıkıntı yaratır.
Neyse ki genç yaşlarda deri elastikiyeti gayet iyi olduğundan, endişe etmeye gerek yoktur. Çünkü bu bölgedeki yağların alınmasının ardından, deri kendini kısa sürede toparlar. Yağlar koldan liposuction yöntemiyle uzaklaştırıldığı için de kötü görüntü ortadan kalkmış olur. Liposuction genç hastalarda koldaki yağların alınmasında etkili bir yöntemdir. Sonrasında bu bölge için özel hazırlanmış eldiven gibi korseler takılır. Yaklaşık 2-3 hafta bu korseleri kullanmak yeterlidir. Korseler sweatshirt’lerin altından belli olmaz.
ışlem lokal ya da genel anestezi ile gerçekleştirilir. ışlemden sonra kişinin beslenmesine dikkat etmesi, sporuna özen göstermesi gerekir. Ameliyat sonrası ciddi ağrılar oluşmaz.
DERı ESNEK DEğıLSE GERME OPERASYONU şART
Gelelim ikinci gruptaki kadınlara... Liposuction yönteminden fayda görmeyen bir hasta grubu vardır: Özellikle üst deri yapısı ve elastikiyeti bozulmuş kişiler, bu gruptadır.
Deri elastikiyeti iyi olmadığından sadece koldaki fazla yağları almak yeterli olmaz, sarkan derinin de çıkarılması gerekir. Bir başka deyişle burada germe işleminin de yapılması şarttır. Bu hastalarımızda Brachioplasti yöntemini uygularız. Yer yer çatlamış, sarkmış derideki fazlalıkları çıkararak germe işlemi yaparız.
Yazının Devamını Oku