29 Kasım 2010
Kulak kepçesinin kafayla açısının normalin üzerinde bir genişlikte bulunması, çocukların “kepçe kulaklı” olarak nitelendirilmesine yol açıyor. Kulakların doğuştan bu şekilde olması da bazı çocuklar için hayatlarının bir dönemini kabusa çevirebiliyor.
Kulak kepçesinin kafayla açısının normalin üzerinde bir genişlikte bulunması, “kepçe kulak” olarak tanımlanan soruna yol açıyor. Anne-babalar, bu gibi bir durumda çocukları için üzülse de, daha yaşlarının küçük olduğunu düşünerek sorunu ortadan kaldıracak ameliyatı olabildiğince ileri yaşlara atıyor.
Oysa çocuklar, okul ve sosyal ortamlarında alay konusu edilen bu durum nedeniyle büyük sıkıntı yaşıyor.
Dolayısıyla kepçe kulak ameliyatının okula başlamadan önce yapılması, çocuğun daha az psikolojik sorun yaşamasını sağlıyor.
GENÇLER ÇOKDAHA ACELECİ
Çocukluk dönemi geçip de ergenlik çağına gelindiğinde ise bu sorundan bir an önce kurtulmak isteniyor. Ayrıca düzelmesi için belli bir süre gerektiren sorunların bile hemen çözülmesi bekleniyor.
Yazının Devamını Oku 22 Kasım 2010
Küçük meme sorunu yaşayan ama ameliyattan korkan kadınlar, İsveç usulü çözümü kısa sürede benimsedi. Bu uygulamada ölçü büyük bir operasyona gerek duyulmadan, sadece memeye enjekte edilen bir madde ile büyütülüyor.
Genetik faktörler, yaşam koşulları, beslenme şekilleri ve gün içindeki egzersiz kapasiteleri, kadınların vücut şekillerini direkt olarak etkiliyor. Doğuştan gelen ya da yaşam koşulları nedeniyle oluşan kusurlar ise günümüzde estetik operasyonlarla, hatta ameliyat bile gerektirmeyen işlemlerle ortadan kaldırılabiliyor. Tıpkı küçük meme sorunu gibi...
Bu sorun, kadınların özgüvenini ciddi biçimde etkiliyor. Kıyafetleri istedikleri gibi taşıyamadıkları düşüncesi yüzünden ayna karşısına geçtiklerinde çoğu mutsuz oluyor. Bu sorundan yakınan kadınların imdadına yetişen farklı yöntemler var. Bunlardan biri de İsveç usülü meme büyütme işlemi...
YÜZDE KULLANILAN MADDEYLE AYNI
İlk kez İsveç’te uygulanan ve başka ülkelerin yanı sıra Türkiye’de de “Macrolane” maddesi kullanılarak yapılan meme büyütme, ameliyat olmak istemeyen kadınların gözdesi haline geldi. Macrolane, derinin ana maddesi kolajenin yapı taşı “hyoluronic acid” esaslı bir madde... Bizler bu maddenin değişik formlarını yıllardır yüz dolgusu olarak da kullanıyoruz.
LOKAL ANESTEZİ İLE YAPILIYOR
İşlemin nasıl yapıldığına gelince: Söz konusu madde, memeye belli noktalardan enjekte edilerek volüm artırılıyor. Macrolane maddesinin enjeksiyonu lokal anestezi altında gerçekleştiriliyor.
Memenin altından ve yanından iki tane iğne girecek şekilde delikler hazırlanıp tüm meme uyuşturuluyor. Özel iğneler yardımıyla memenin arkasına belirli hat boyunca enjeksiyon yapılıyor.
Yazının Devamını Oku 8 Kasım 2010
Yaş ilerledikçe yüz ve yanaklarda sarkmalar başlıyor. Bu da yorgun ve yaşlı bir görünüme sebep oluyor. Yeni bir yöntem olan “Silhouette Lift” sayesinde yüzdeki yorgunluk ve yaşlılık ifadesi ortadan kaldırılabiliyor. Yüz yaşlandıkça yumuşak dokular aşağı doğru sarkıyor. Burun kenarındaki çizgiler derinleşiyor, yanaklardan çeneye doğru uzanan bölümler sarkıyor ve yorgun, yaşlı bir görünüm ortaya çıkıyor. Bu görünümü ortadan kaldırmada kullanılan yeni bir yöntem olan “Silhouette Lift” sayesinde, kısmen eriyen iplerle anestezi uygulanmadan yüzdeki yorgunluk, yaşlılık ifadesi ortadan kaldırılabiliyor.
Klasik yüz germeden farklı olarak daha küçük bir yüz germe işlemi olan bu yöntem, özellikle de çene kenarlarındaki derin çizgilerde, yanak kenarlarında uygulanarak gençlik ifadesi sağlıyor.
ANESTEZİ UYGULANMIYOR
Silhouette Lift yönteminde özel bazı dikişler kullanılıyor. Bu özel dikişler yardımı ile saçlı deriden iki kısa kesik yapılarak sarkmış olan orta yüz bölgesi yukarıya taşınıyor. Üzerinde eriyebilen konik kısımların bulunduğu iplerle yüz askılama sistemi olarak tanımlanabilecek olan bu yöntem anestezi uygulamadan yaklaşık 45-50 dakikalık bir süre içinde uygulanabiliyor.
Bir seansta gerçekleşen bu operasyon ile yüzdeki yorgunluk ve yaşlılık görüntüsü giderilebiliyor. Bu yöntemde diğer cerrahi işlemlerde olduğu gibi şişlik ve morluklar gelişmiyor. Bu nedenle Silhouette Lift ile estetik yaptıranlar iki gün içinde gündelik hayatlarına geri dönebiliyor ancak derinin kendini yenilemesi ve yumuşak yapısını tekrar kazanması ortalama iki hafta içerisinde oluyor.
Yöntemin en önemli avantajı ise ameliyat sonrası iyileşme döneminin çok kısa olması ve hastaların işlerinden ya da günlük hayatlarından kopmalarına neden olmaması olarak özetlenebilir.
KALICILIĞI KİŞİDEN KİŞİYE DEĞİŞİYOR
Son yıllarda kalıcı ip malzemelerinin geliştirilmesi sayesinde, yüzdeki gençlik uzun süre kalıcı olabiliyor. Ancak iplerin yüzdeki kalıcılığı kişiden kişiye göre değişiyor. Burada yöntemi kendisinde uygulatmak isteyenlerin de hekimlerin de dikkatli olması gereken nokta, ince deri yapısına sahip kişilerde kullanırken gösterilecek hassasiyettir. Çünkü kalıcı iplik materyallerini ince derilerde ve yüzeye yerleştirdiğinizde ele gelme riski vardır.
Gerginliği şakaklara kadar taşıması bir avantaj ama ince cildi olanlarda dikkatli uygulanmalı. Madde cilt altında erimediğinden, küçük düğümler şeklinde bir hat oluşturabiliyor, derin dokulara yerleştirilmediyse de kişinin eliyle yüzünde bu küçük düğümleri hissetme riski vardır.
Bu nedenle iplerin derinin altındaki yağ dokusunun altına yerleştirilmesi önem taşıyor. Ciltte ne kadar süre kalıcı olduğu konusunda kesin bir süre verilememesi de yöntemin dezavantajı olarak ifade edilebilir. Ancak tamamen eriyen iplere oranla daha fazla kalıcı olabilmesi daha gerçekçi görünmekte.
Yazının Devamını Oku 1 Kasım 2010
Günümüzde kadın güzelliğini etkileyen en önemli sorunların başında, karın bölgesindeki fazla yağlar, deri dokusunda oluşan sarkmalar, çatlaklar ve bel bölgesindeki kalınlaşmalar geliyor.
Bu sorunu diyetle aşamayanlar da çözüm olarak estetik cerrahların kapısını çalıyor.
Gevşemiş, sarkmış dokuların yarattığı estetik dışı görünüm, pek çok kadını rahatsız ediyor. Ve bu sorunun sadece diyet ve sporla ortadan kaldırılabilmesi de ne yazık ki çoğu zaman mümkün olmuyor.
Bu noktada, sarkmış ve gevşemiş karınların toparlanması amacıyla kullanılan “Lipoabdominoplasti” yöntemi imdada yetişiyor.
Lipoabdominoplasti yönteminin, klasik karın germe ameliyatına göre birçok avantajı var. Bu teknikte klasik karın germeden farklı olarak karın bölgesinde çok geniş diseksiyonlar (doku kaldırma) yapılmıyor.
Operasyon önce karın bölgesinde, geniş bir alanda liposuction’la başlıyor. Ultrasonik aletler kullanılarak, alt karın bölgesinden yapılacak kısa kesilerle göbek deliğinin altından deri ve yüzeysel yağ dokusu çıkarılıyor. Bu sırada ayrılmış liflere benzeyen bir görünüme bürünen karın kasları da sıkılaştırılıp toparlanıyor.
BU YÖNTEMİN AVANTAJI FAZLA
Yazının Devamını Oku 18 Ekim 2010
Doğumlar sonucunda kadınlarda ciddi meme ve karın sarkması, çatlaklar ve yağlanmalar oluşabilir. Kış boyunca hareketsiz bir yaşam sürmek de vücuttaki bu sarkma ve yağlanma sorununu daha da tetikler. Söz konusu sorundan cerrahi müdahale ile kurtulmak mümkündür. Üstelik de tek seansta üç operasyonla: Liposuction, karın ve meme toparlama...
Liposuction, meme toparlama, karın germe gibi operasyonlar için en doğru zamanlar, genellikle sonbahar ve ilkbahar aylarıdır.
İlkbaharda çoğu kadın, deniz ve güneş mevsimine hazırlanmak, daha doğrusu plaj kıyafetleri içinde kendini iyi hissedebilmek için estetik cerrahların kapısını çalar.
Sonbaharda da tek seansta üç farklı işlemin yapıldığı kombine estetiklere rağbet fazladır. Çünkü vücudu operasyonlarla şekillendirilen kişi, kışın da beslenmesine dikkat ederek ve düzenli spor yaparak, estetik operasyonların yarattığı etkiyi rahatlıkla koruyabilir. Üstelik düzgün fizikleri, onların bu yolculukta onların en güçlü motivasyonu olur.
AMELİYAT HAZIRLIĞI 2-3 HAFTA SÜREBİLİR
Kadınların en çok şikayet ettikleri konuların başında; meme ve karın bölgelerindeki sorunlar ile vücutlarının çeşitli bölgelerinde oluşan yağlanmalar gelir.
Bu şikayetleri gidermek amacıyla ikili, üçlü ameliyatlar yapılabilir. ıkili ya da üçlü kombinasyon ameliyatlarında üzerinde durulması gereken en önemli konu, genel sağlık koşullarının iyi olup olmadığının araştırılması ve vücudun genel sağlık çerçevesinde operasyona hazırlanmasıdır.
Bazen bu hazırlık 2-3 hafta kadar sürebilir. Hastanın genel kan tablosu araştırılır. Vücudundaki diğer sağlık sorunlarına bakılır, gerekiyorsa tedavi yoluna gidilir.
Bu ameliyatlar diğerlerine göre daha da dikkatli planlanmalıdır. Örneğin kişi eğer sigara içiyorsa, mutlaka en az 2-3 hafta önceden bırakması gerekir. Kullandığı ilaç ya da belirgin hastalıkları varsa, bunlarla ilgili kendisini takip eden doktorlarla konsülte edilir. ılaçları düzenlenir.
ANESTEZİ UZMANINA ÖNEMLİ GÖREV DÜŞÜYOR
Bütün bunlar düzenlendikten sonra kişiyi anestezi uzmanı değerlendirir ve ameliyat planlaması yapılır. Bunlar da yaklaşık 3-8 saat arasında sürer. Uzun sürmesi, anestezi açısından önemli risk oluşturmaz. Çünkü ilave önlemler, anestezi uzmanı tarafından alınır.
Bazen hastalar bu işlemleri, bir an önce olup bitsin düşüncesiyle aceleye getirmek isterler, ama doktor bunların en sağlıklı biçimde yapılmasından sorumlu olmalı ve hazırlığı buna göre organize etmelidir.
Ameliyat sıralamasına gelince...
Önce liposuction yapmak doğrudur. Ardından meme ve karın ameliyatları yapılır. Çoğu kez insanlar çıkan dokulardan yüzlerine ya da eksiklik bulunduğunu düşündükleri vücut bölgelerine doku enjeksiyonları yapılmasını isterler. Doku enjeksiyonu işlemi en son yapılır.
Ameliyat boyunca vücudun kan ve elektrolit seviyesi, idrar durumu, vücudun diğer bulguları çok yakından takip edilerek böyle bir ameliyat planlanır, hastanın vücut ısısı bile her an takip edilmelidir.
Uzun ameliyatlarda kişinin kol ve bacaklarına özel masaj aletleri bağlanır, özel ısıtıcılarla ısısı devamlı kontrol altında tutulur.
Kombine ameliyatlar, iyi hastane şartları, iyi anestezi ekipmanı, alanında deneyimi fazla olan ekiplerce yapılmalıdır. Çünkü bu sayede ameliyatın daha kısa sürede ve emniyetli şekilde tamamlanması mümkün olur.
BİR KAÇ HAFTA KORSE TAKILMASI GEREKİR
Bu operasyonu geçiren hastaların hastanede kalış süresi 2-3 gün arasında değişir, önemli ağrıları olmasa da ağrı pompası takılır, böylece ameliyat sonrası sürecini daha rahat geçirmeleri sağlanır.
Ameliyat sonrasında hastaları hemen hareket ettirmek gerekir, ama ağır işler ve ağır kol hareketleri yapmaları üç hafta kadar kısıtlanmalıdır.
Ameliyattan sonra 3-6 hafta kadar özel korseler kullanılması da önemlidir.
Kişiler, belirgin hareket kısıtlılıkları sağlanarak, günlük işlevlerini bir hafta 10 gün içinde yapabilir hale gelir. Oluşan izleri daha silik getirmek için ameliyatın ikinci haftasından itibaren kullanmaları gereken krem ve bantlar önerilir.
Hafif yürüyüşler yapılması da çok önemlidir ve ihmal edilmemelidir.
Üçüncü haftadan itibaren yüzme veya yapılan ameliyatın şekline göre bir başka spor önerilmesi de faydalı olacaktır.
Yazının Devamını Oku 27 Eylül 2010
Meme ve karındaki sarkmalardan, vücutta birikmiş fazla yağlardan tek bir operasyonla kurtulmak mümkün. Ameliyat için en doğru zaman ise sonbahar ve ilkbahar ayları.
Doğum yapan kadınlarda meme ve karında sarkmalar, çatlaklar, yağlanmalar oluşuyor. Kış boyunca hareketsiz bir yaşam sürdürmek de vücuttaki sarkma ve yağlanma sorunlarını artırıyor.
Bu sorunların çözülebilmesi için en doğru zamanlama, sonbahar ve ilkbahar ayları. Kadınlar deniz ve güneş mevsimi öncesinde giyecekleri kıyafetleri düşünmeye başlayınca, birkaç ameliyatı bir arada yaptırmak için hekimlerin yolunu tutuyorlar.
Sonbaharda, tek seansta üç farklı işlemin yapıldığı kombine estetiklerle vücut şekillendiriliyor. Kışın da beslenmeye dikkat ederek, düzenli spor yaparak estetik operasyonların yarattığı etki korunuyor.
AMELİYATA HAZIRLIK 2-3 HAFTA SÜREBİLİYOR
Yazının Devamını Oku 20 Eylül 2010
Yaz mevsiminde herkes daha kısa sürede iyileşen ve büyük izler bırakmayan işlemler yaptırmayı tercih ediyor.
Ve elbette bunların başında da botoks geliyor. Peki bu alışılmış işlemi kim, neden yaptırıyor, uygulama ne kadar dayanıyor dersiniz? Yanıtlar işte bu yazıda...
Botoks hem kadın hem de erkeklerin de kırışıklıklarından, derin çizgilerinden kurtularak daha genç bir görünüme kavuşmak için sarıldıkları bir can simidi durumunda...
Kadınlar botoksu güzelleşmek, genç görünmek için yaptırırken, erkeklerde durum farklı... Onlar, iki kaş arasında oluşan çizginin yarattığı gergin, sinirli, sert görünümün işyerindeki ilişkilerini olumsuz etkileyeceği düşüncesiyle botoksu tercih ediyor. Üstelik son yıllarda iş gerekçesiyle botoks yaptıran erkek sayısında çok hızlı bir artış var.
9 AY KADAR DAYANIYOR 5 YAŞ GENÇLEŞTİRİYOR
Botoks, kişinin kırışıklık yaratan kaslarını hareketsizleştirmeye yarayan ve geri dönüşü olan bir yöntem. Uygun yerlere uygun dozlarda yapıldığında, etkisini 6-9 ay kadar koruyor.
Kişinin cilt yaşına, yıpranmışlık durumuna göre de 5 ila 10 yaş arasında gençlik sağlayabiliyor.
Tekrarlayan dozlarla etkisi daha da uzuyor.
Yazının Devamını Oku 2 Ağustos 2010
Saç dökülmesi eskiden bir kaderdi. Çünkü bilimsel anlamda bu süreci değiştirecek bir şey yapılamıyordu. Oysa günümüzde uygulanan gelişmiş yöntemler sayesinde saçsızlık kader olmaktan çıktı. Saç ekim yöntemleri hızla gelişirken, saçsızlık kozmetik ürünler aracılığıyla çok istismar edilen bir konu haline geldi. Saçsızlık bir kader değil doğru, ancak bu kaderi değiştirmek için bilim dışı yollara sapmamak gerekiyor.
Saç telleri, saç kökündeki “saç üretici hücreler” tarafından oluşturuluyor. Bu hücrelerin ne kadar süre üretim yapacağı ve kaç yıl canlı kalacağı, daha kişi doğduğunda belli oluyor.
Saç üretici hücrelerdeki genler, anne-babadan alınan özelliklere göre şifreleniyor. Bu şifreler ömür boyu da değişmiyor.
“Androjenik alopesi” dediğimiz erkek tipi saç dökülmesinin temel sebebi, saç üretiminin genetik şifrelerle ilgili olarak sona ermesi. Zamanı gelince genlerden “üretimi durdur” mesajı alan saç üretici hücreler, üretime son veriyor.
KOZMETİK ÜRÜN, GENETİK ŞİFRELERİ DEĞİŞTİREMEZ
Eczanelerde ve marketlerde saç dökülmesini geciktirdiği, önlediği, hatta yeniden saç çıkardığı iddia edilen pek çok şampuan, losyon, ampul satılıyor. Bunlar, bahsettiğimiz genetik şifreleri değiştiremeyecekleri için, aslında “erkek tipi saç dökülmesi” karşısında neredeyse etkisizler.
Gelelim söz konusu sorunda kesin çözüm sağlayabilen saç ekimi işlemine...
Saç ekimi, dökülmemiş bölgedeki saç tellerinin özel tekniklerle alınıp, saçsız bölgeye taşınmasıyla gerçekleştiriliyor. İki tip saç ekimi yöntemi var: FUT ve FUE...
FUT tekniğinde ense bölgesinden şerit şeklinde bir saçlı deri bölgesi çıkarılıyor ve burası dikilerek kapatılıyor. Bu şerit üzerindeki saç üniteleri de kesilerek ayrılıyor ve saçsız bölgede açılan kanallara naklediliyor.
Operasyon süresi daha kısa oluyor ancak şerit çıkarılan bölgede bir iz kalıyor.
Daha yeni olan FUE tekniğinde ise saç üniteleri özel bir motor yardımıyla tek tek toplanıyor. Gruplandıktan sonra sorunlu bölgeye naklediliyor. Operasyon süresi daha uzun olmasına rağmen herhangi bir iz kalmadığı için tercih sebebi...
Saç telleri köklerden tekli, ikili, üçlü ya da daha kalabalık gruplar halinde çıkar. Bu üniteler tek tek toplandığında, greft adını alır. Bir greft bir saç teli anlamına gelmez. Her bir greftte ne kadar fazla tel bulunursa, hasta o kadar fazla saç teli nakli yaptırmış olur. Yani bu durum saç ektiren kişi için bir avantajdır.
SAÇ EKİMİ SIRASINDA HİÇBİR ACI DUYULMUYOR
Saç ektirecek kişilerin sık sorduğu soruların başında, işlem sırasında ağrı duyup duymayacakları var.
Operasyon lokal anestezi altında gerçekleştirildiğinden ağrı duyulmaz.
Saç ektirecek kişiler, saç ekiminden sonraki aşamayı da merak ederler. Bu dönemde saçlarının dökülüp dökülmeyeceğini sorarlar.
Ekilen saçlar ilk aşamada tamamen dökülür. Ancak 3-6 ay arasında tekrar çıkmaya başlar ve bunlar ömür boyu kalıcı olur. Çünkü ekilen saçlar, başın arka tarafından alınmaktadır ve bu bölgedeki saç üretici hücreler ömür boyu üretmeye programlıdır.
OPERASYON SONRASINDA NELERE DİKKAT EDİLMELİ
Kişi yeni çıkan saçlarını istediği gibi tarayabilir, fön ya da jöle ile şekillendirebilir. Saç ekiminden sonra hasta aynı gün evine gidebilir.
Hassas ciltli kişilerde ilk birkaç gün alın bölgesinde şişlik görülebilir. Buz uygulaması buradaki ödemi azaltmada etkilidir.
1-2 gün sonra ilk saç yıkaması yapılır. Kişi ilk yıkamadan sonra işine dönebilir.
Operasyondan sonra ilk ay güneşlenme, solaryum, ağır egzersiz önerilmez.
Bir de unutmamak gerekir ki, saç ekiminin mutlaka estetik, plastik ve rekonstrüktif cerrahi uzmanı gözetiminde ve hastane ortamında yapılması şarttır.
KAŞ DA EKTİRİLEBİLİYOR
Saç ekimi teknikleri sadece erkekler için değil, saç seyrekliği görülen ya da saç kaybı olan kadınlarda da etkili... Ayrıca kaş kaybı veya kaşında iz olan kişiler de bu yöntemle tedavi ediliyor.
Yazının Devamını Oku