Siğil nedir?
Siğil, papilloma virüsünden kaynaklanan iyi huylu bir cilt oluşumudur. Sıklıkla el, ayak ve yüz bölgelerinde siğil görülür. Bunun haricinde genital ve anal bölgede de bazı vakalarda görmek mümkündür. Ergen ve çocuklarda karşılaşma olasılığı daha sıktır. Çoğu siğil zararsızdır ancak kişiyi estetik açıdan rahatsız edebilir. Ağrı, kaşıntı, kızarıklık gibi şikayetlere neden olabilir.
İyi huyluların aksine kötü huylu siğillerde vardır. Genital bölgede karşılaşılan siğiller kötü huylu olmaya yatkındır. Genellikle bağışıklık yetmezliği bulunan kişilerde görülür.
Siğilin nedeni enfeksiyondur
Siğil, virüs kaynaklı olan bir enfeksiyondur. Siğilin neden olduğuna dair kesin bir bilgi yoktur fakat bağışıklık sistemi zayıf olan kişilerde daha sık görülür. Vücudun herhangi bir yerinde siğil oluşabilir.
Virüs kaynaklı olan siğiller bulaşıcıdır. Kişiden kişiye, havlu, tıraş bıçağı gibi nesneler ile dolaylı yoldan da bulaşabilir. Siğili olan kişiye yakın temastan kaçınarak kişisel hijyenin korunmasına özen gösterilmelidir. Cildin nemli ya da ıslak olması bulaş riskini arttırabilir.
Siğil tedavisinde çeşitli yöntemler
Siğil tedavisi olan bir cilt sorunudur. Zararsız olan siğiller herhangi bir tedaviye ihtiyaç duymadan belli bir zaman içerisinde kendiliğinde geçebilir. Ancak estetik açıdan kişiye rahatsızlık veren ya da genital bölgede oluşan siğillerin tedavisi gerekir.
Güzelleşirken cilt sağlığınızdan olmayın
Kozmetik ürünlere ilgi gün geçtikçe artıyor. Ürünlerin cildinizi iyileştirmek yerine zarar vermemesi için dikkat etmeniz gereken önemli noktalar vardır. Bunlar ilki ise cilt tipinizi ve cilt sorunlarınızı bilmektir. Cilt tipinize uygun olmayan ürünleri tercih etmemelisiniz ve başkasına çok iyi gelen bir ürünün sizin cildinize zarar verebileceğini unutmayın.
Ürünün içeriğini öğrenin
Satın almaya karar verdiğiniz ürünün içeriğini mutlaka inceleyin. Özellikle içerisinde kimyasal maddelerin (sodyum lauryl sulfate, sodyum laureter sülfat, propilen glikol, dietanolamin, kokamid DEA, lauramid DEA, flor, alfa hidroksi asit, alüminyum, bütan, dioksin, flüorokarbonlar, formaldehit, gliserin, kaolin, lanolin, mineral yağ, petrolatum, propan, talk, klorlu bileşikler, PEG) bulunduğu ürünleri tercih etmeyin.
Son kullanma tarihlerini kontrol edin
Satın alacağınız ya da evinizde olan ürünleri kullanmadan önce mutlaka son kullanma tarihlerini kontrol edin. Raf ömrünü geçirmiş ürünler toksit etki yaratarak cildinize zarar verebilir. Ürünlerin saklanma koşullarına uygun muhafaza edilmesine özen gösterin. Işık ve nemden uzak tutulması önemlidir.
Organik ürünleri tercih etmeye çalışın
Organik içerikli ürünleri tercih etmeye çalışın. Böylelikle hem cildinize hem de çevreye zarar vermemiş olursunuz. Tercih edeceğiniz ürünlerde çok fazla ham madde yerine daha az ham madde içerenleri satın alabilirsiniz.
Yararı kadar zararı da var
Güneş hayatımınız olmazsa olmazlarından biridir. Güneş ışınlarının zararsız olanları cildin sağlıklı olmasında önem taşır. Güneşin zararlı etkilerinin sebebi ozon tabakasının incelmesiyle dünya yüzeyine ulaşabilen zararlı güneş ışınlarının artmasıdır. Güneşten gelen ultraviyole ve kızılötesi ışınlar ise cildimiz için oldukça zararlıdır. Zararlı ışınlara maruz kalınması çeşitli hastalıklara sebep olabilir. Sıklıkla karşılaşılan sorunlar ise;
Kırışıklarınızın artmasına sebep olabilir
Güneş altında fazla vakit geçirme ve bronzlaşmanın popüler olmasıyla kırışıklık sorunlarıyla sıklıkla karşılaşıyor. Kırışıklıklarla beraber deri kanserine de zemin hazırlıyor.
Son yıllarda yapılan araştırmalar gösteriyor ki cildin ihtiyacına göre kullanılan vitaminlerde başarılı sonuçlara yardımcı oluyor. Sağlıklı bir cildin ihtiyaç duyduğu vitaminler türleri kişiden kişiye değişmektedir. Özellikle A, B, C ve E vitaminlerini ve bu vitaminleri içeren ürünlerin kullanılması dermatoloji uzmanları tarafından önerilir. Cildiniz için en uygun vitamin türünü uzman doktorunuza danışarak kullanmalısınız.
Leke düşmanı: C vitamini
Ciltteki renk eşitsizlikleri ve lekelerin tedavisinde C vitamini kullanılması tavsiye edilir. C vitamini içeriği sayesinde lekelere sebep olan melanin üretimini yavaşlatarak engeller. Mat ve yorgun görünümü ortadan kaldırır ve kırışıklıkların açılmasına destek olur. Kuvvetli bir vitamin olduğu için hassasiyet yaratabilir. Bu sebeple uzman hekim kontrolünde kullanılması tavsiye edilir.
Nemlendirici: E vitamini
Cilt için vazgeçilmeyen vitaminlerden biri de E vitaminidir. E vitamini içeriği sayesinde cildi beslerken iyileşme sürecini hızlandırır. Bunun haricinde oldukça güçlü antioksidandır. Sadece cilt için değil saç ve tırnaklara da etkisi görülür. Genellikle yara, yanık ve sivilce problemlerinin tedavi sürecinde kullanımı önerilir.
Sebum düzenleyici: A vitamini
Yağlı ve akneli ciltler için etkili olan A vitaminidir. Gözeneklerin arınmasına, siyah nokta sorunun azalmasına ve sebum seviyesinin düzelmesine destek olur. Günümüzde retinol ismi ile satışa sunulur. Güçlü içeriği sayesinde cildi yenilemek için soyar. Bu sebeple doktor kontrolünde kullanılması gerekir. Hassasiyet sebep vermemek için kullanım sürecinde doktor tavsiyelerine uyulması gerekir.
Akne tedavisinde: D vitamini
Kaşıntı, kuruluk ve kızarıklık egzama habercisi olabilir
Egzama hastalığı birçok etkenin tetiklemesi ile oluşan kronik cilt hastalıklarından biridir. Vücudun çeşitli bölgelerinde görülen egzama artan kolonya ve dezenfektan kullanımı sebebiyle günümüzde sıklıkla el bölgesinde görülmektedir.
Egzama sıklıkla kendini kuruluk, kaşıntı ve kabarcıklar ile belli eder. Kuruma sonrası oluşan pullanma tedavinin ertelenmesiyle çatlamaya yol açabilir. Çatlama yaşanması ise enfeksiyon hastalıklarının görülmesini kolaylaştırır.
Genellikle erken çocukluk döneminde görülen egzama her yaşın hastalığıdır. Görüldüğü yerler ise; yüz, saç, bacak, dirsek, kalça ve ellerdir. Egzamanın birçok nedeni olabilir. En sık karşılaşılan neden stres, alerji ve dolaşım bozukluğudur.
Herkeste aynı belirtiler görülebilir
Günümüzde oldukça yaygın bir hale gelen egzama hastalığı farklı nedenlerden oluşsa bile belirtileri aynıdır. Bu belirtiler;
Maske kullanmak şart
Cerrahi maskeler kullanımı şart. Ancak uzun süre aynı maskeyi kullanmak bazı cilt sorunlarına yol açabiliyor. Yapılması gereken ise aynı maskeyi uzun süre kullanmamak ve maske kullanıldığı zamanlarda cildi havalandırmak.
Maske kullanımıyla ciltteki gözeneklerin yağ üretimini hızlandırıyor ve hava almadığı için yağ kanalları tıkanmasına sebep oluyor. Gözeneklerin tıkanması ise kuruluk, pullanma, sivilce sorunlarına yol açıyor. Özellikle cilt tipi yağlı egzamaya yatkın olan kişilerde bu hastalığın şiddetlenmesini hızlandırıyor.
Maske kullanımının yol açtığı cilt sorunları
Maske kullanımının yol açtığı cilt sorunları cilt tiplerine göre değişmektedir. Maske kullanımı ile cilt ısısı yükselir. Isınan ciltte kılcal damar genişlemesi, roza hastalığı, cilt lezyonları ve ağız bölgesinde iltihaplı sivilcelerin görülme sıklığı artmıştır.
Maske kullanımın tetiklediği bu sorunlar için alınabilecek en etkili önlem ise uzun süreli maske kullanımlarında belli aralıklar ile cildi havalandırmak ve mümkün ise biriken teri silerek temizlemektir. Bu süreçte gün içinde kullanılan maskeyi değiştirmekte önemlidir. Aynı maskenin kullanılması hem cilt sağlığı hem de pandemi açısından risk taşımaktadır.
Alınabilecek önlemler ise
Gün içinde kullanılan maskeyi belirli aralıklar ile mümkünse 2 -3 saat arayla değiştirilmelidir. Yüzün aşırı terlediği durumlarda ile cilt tipine uygun su bazlı yıkama jeli ile cildi yıkamak önemli. Cilt bakım rutininize peeling adımı ekleyerek gözeneklerin tıkanmasının önüne geçebilirsiniz. Terlemeye sebep olacak durumlardan ve güneşten kaçınmalı ve su tüketimi mutlaka arttırılmalıdır. Sağlıklı ve dengeli beslenme alışkanlıkları edinilmelidir.
Düzenli cilt bakımı her cilt için şart
Cildimizi ne kadar korumaya çalışsak bile çevresel faktörlerin zararlı etkilerine maruz kalır. Zararlı güneş ışınları, çevre kirliliği ise bunların başında gelir. Cildi korumanın yolu ise düzenli cilt bakımından geçiyor. Kişinin ihtiyacına uygun ve etkili cilt bakımı sayesinde cilt temizlenir ve tahriş edici dış etkenler azaltılabilir.
Cilt bakımında en büyük yapılan hata ise cilt tipini tanımadan cildin asidik seviyesine uygun olmayan temizleyicileri kullanmaktır. Bu şekilde yapılan cilt bakımı cildi iyileştirmek yerine zarar verecektir.
Cilt tipini tanımak doğru cilt bakımı için önemli
Doğru bir cilt bakım rutini için en önemli adın cilt tipine uygun ürünlerin kullanılmasıdır. Herkes için evrensel geçerli kural ise kullanımdan sonra gergin ve kuru hissettirmeyen ürünlerin tercih edilmesidir.
Kullanılacak ürünler kişinin cilt tipine uygun olmakla beraber sahip olduğu hastalıklara göre de karar verilmelidir. Sıklıkla yapılan hata ise yağlı cilde sahip kişilerin ciltlerini nemlendirmekten kaçınmasıdır. Her cilt tipinin neme ihtiyacı vardır. Yağlı cilde sahip olan kişiler ise cilt tiplerine uygun ürünleri tercih etmelilerdir.
Kuru ciltlerin ise daha fazla neme ihtiyaçları olabilir. Uzman dermatolog önerisi ile birlikte içeriğinde hyalüronik asit olan kremleri kullanabilirler.
Her pahalı ürün cildinize iyi gelmeyebilir
Cildi mevsim geçişlerine hazırlamak önemli
Mevsimlerin geçiş sürecinde cildimiz bir takım değişime uğrar. Her cilt tipi farklı şekilde geçiş sürecine uyum sağlar. Bu dönemlerde sıklıkla karşılaşılan sorunlar ise matlaşma ve nem kaybıdır. Cildimizi mevsim geçişine hazırlamak için alınabilecek önlemler sayesinde süreç içinde yaşanabilecek sorunları aza indirmek mümkündür.
Yaz dönemine girerken yaşanan mevsime sorunlar;
- Nemin artmasıyla birlikte gözenek genişlemesi
- Isınan havayla beraber kılcal damarların genişlemesi
- Sebum dengesinin değişmesiyle siyah nokta oluşumunda artış
Cilt tipine uygun nemlendiriciler ile cildin nem ihtiyacı karşılanmalıdır
Özellikle cildin çevresel faktörlerin etkisi ile hassaslaştığı dönemlerde yapılacak en etkili şey su tüketimini arttırmaktır. Bu sayede cildimiz içten nemlenecek ve daha sağlıklı görünmeye başlayacaktır. Pandemi kuralları gereği kullanımı artan dezenfektan kullanımın ellerde oluşturduğu cilt kuruluğuna da su içmenin faydası olacaktır.