Yangın, sel, deprem 

TARİHİ BİNA YANDI 

Osmangazi ilçesinin en eski mahallelerinden olan Demirkapı’da gece yarısı başlayan yangın, yıllardır kullanılmayan metruk yapıyı kül etti. 
Alevlerin teslim aldığı, bir asırlık yapı, kısmen ahşap ve 4 katlıydı. Turgut Yılmazipek İpek Fabrikası, mimari açıdan da türünün örnekleri arasında sayılıyordu. 
Can kaybının yaşanmadığı yangın sabaha karşı söndürüldü. 
* 
Göğe yükselen alevler kentin birçok yerinden üzüntüyle izlendi. Yangın adeta Bursa’da geceyi aydınlattı. 
Söndürme çalışması yapan itfaiye araçlarının dar sokaklardan kolaylıkla ilerleyemedikleri görüldü. 
Yangınlar konusunda Bursa’nın, özellikle daracık sokakları sebebiyle yaşadığı kötü zamanları, acı hatıraları vardı. Yıllar sonra yine aynı şeylerden yakınıyoruz... 

BÖYLE OLACAĞI BELLİYDİ 

Çünkü bir süreden beri binayla ilgili medyadan da uyarılar yapılıyordu. 
Deniliyordu ki, bu metruk yapı madde bağımlılarının mekanı oldu. Ayrıca fuhuş da yapılıyor. Kontrolsüz, güvensiz, tekin olmayan bir yer haline gelen bu yapı mahalleli açısında da tehlike oluşturuyor. 
Bunları söyleyen, yazan insanlar, kentte sorumluluk almış insanlardı. 
Söylediler, yazdılar ama Bursa’da duyan bir yetkili de olmadı! 
Yandı da kurtulduk! 
* 
Umarız böyle yapılar ve çöküntü alanları için özenli çalışmalar yapılır. Acı veren olaylar yaşanmaz. 
Can kaybı olmadı diye sevindik. 
Ancak Bursa’nın önemli bir eserini, hikayesini daha kaybettiğini aklımıza getirmedik... 

SU ALTINDA KALDIK 

İklim değişikliği ve kuraklık konusu sadece ülkemizin değil dünyanın gündemi olmuş durumda. 
Ağaçların kesilmesi, orman alanlarının azalması, yağış rejiminin değişmesi, dere yataklarının daraltılması ve buraların imara açılarak binalarla doldurulması ciddi sorun. 
Her yerin betonlaştırılması, yağmur sularının tutulacağı toprağın kalmaması kent merkezlerini su basmalarına ve sellere karşı zayıf durumda bırakıyor. 
Zaten altyapı sınırlı, yağmur suyu kanalları yetersiz. Biraz su dolunca kapakları atan rögarlardan taşıyor. 
*
Meteoroloji ve AFAD tarafından, Marmara ve batı Karadeniz kentleri için erken uyarılar yapılmış, vatandaşların dikkatli olmaları istenmişti. 
Önceki gün Bursa, sabah saatlerinde etkili sağanak yağış aldı. 
Ev ve iş yerleri su altında kaldı, araçlar sürüklendi.  
Caddeler, alt geçitler göl haline geldi. 
Yollar, dere oldu.  
Neyse ki yağış dindi, hayat normale döndü. 

20 KİLOGRAM YAĞIŞ 

Yaz sıcaklarından bunaldığımız bu günlerde serinlenmek için beklediğimiz yağmur, kısa bir sürede yıktı geçti ortalığı, Bursa ve Mudanya’da sele neden oldu. 
Şiddetli yağış sırasında metrekareye 20 kilogram yağış düştü. 
Metrekareye 20 kg yağmur düşmüş. Yirmi kilogram ile bu hale geliyorsak durum ciddidir diyebiliriz.  

MÜTAREKE BİNASI 

Bursa’nın tarihi yapıları arasında önemli bir yeri olan, yakında da bakım ve onarımı yapılan Mudanya Mütareke binası da sel sularından etkilendi. Bodrum katı suyla doldu. 
Bursa Büyükşehir ve Mudanya belediyeleri, AFAD, diğer ekipler ile vatandaşların işbirliği yaparak temizlik çalışması yapmasıyla olumsuzluklar giderildi. 
Büyük sıkıntılar ve acılar yaşamamak için altyapı çalışmaları gözden geçirilmeli. 
AFAD, yaşananları, “Bursa ve Mudanya’da su baskını yaşanan 260 konuta AFAD, NAK, AKUT ve BAKUT’tan toplam 33 personelle müdahale edilmiştir. Bursa AFAD’dan 20 personel teyakkuz halinde bekletilmektedir. Olayda can kaybı yaşanmamıştır. Gelişmeleri takip ediyoruz.” açıklamasıyla bildirdi. 

17 AĞUSTOS 1999

Bugün, halkımızın zihnine kazınmış ‘ulusal acı’ günü haline dönmüş. 
Unutamıyoruz. 
Unutmamalıyız. 
Unutursak ölürüz... 
Yeni depremler yaşar, büyük acılar çekeriz. 
* 
17 Ağustos 1999, saatler 03.02’yi gösterdiğinde Marmara bölgesinde zemin kaydı. Tam 45 saniye her şey sallandı. 
Asrın felaketi, her yönüyle Türkiye’yi 7.4 şiddetinde sarstı... 
KAYIPLARIMIZ 
Yalova, Kocaeli, Sakarya, İstanbul, Bolu, Düzce illerinde hayat durdu. 
Resmi kayıtlara göre;  
17 bin 480 yurttaşımızı yitirdik. 
43 bin 953 kişi yaralandı, sakatlandı. 
200 bin insan evsiz kaldı. 
77 bin 341 konut ve işyeri yıkıldı. 
328 bin 113 konut ve işyeri hasarlı hale geldi. 
Tabii bunlar ‘resmi’ rakamlar... 
*
‘Yıllar içerisinde acılar küllendi’ demek kolay!... Bir de o anları yaşayanlara, canlarını toprağa verenlere, yuvası yıkılanlara sormalı... 
Ya soracak kimsesi kalmayanlar, tümüyle yok olan aileler!.. 
Büyük acı, facia yaşadı ülkemiz. 
Bir daha sadece ülkemizde değil, dünyanın hiçbir köşesinde yaşanmamasını diliyoruz. 
Hayatlarını kaybedenlere rahmet olsun. 

NE KADAR HAZIRIZ 

Bilim insanları verilere dayalı olarak ısrarla, ‘Geliyor!’ diye açıklama yapıyorlar. 
Marmara’da beklenen depremin ayak seslerinden bahsediyorlar. 
*
Devletimiz bir şeyler yapıyor elbet... 
Ama yeterli olduğu söylenemez. 
Başımıza geldiğinde anlarız! 
Örneğin, 16 Mayıs 2012 yılında Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun çıkartılmış. 
Kanunun amacı, “Afet riski altındaki alanlar ile bu alanlar dışındaki riskli yapıların bulunduğu arsa ve arazilerde, fen ve sanat norm ve standartlarına uygun, sağlıklı ve güvenli yaşama çevrelerini teşkil etmek üzere iyileştirme, tasfiye ve yenilemelere dair usul ve esasları belirlemektir” olarak belirlenmiş. 
*
Sıkıntılı binalar yıkılacak, güvenli konutlar ve işyerleri yapılacak. 
Yapıldı mı? 
Yapılmadı.  
Peki, bugüne kadar ne yapıldı?  
- Yapı denetim firmaları sorumluluğunda inşa edilen deprem dayanıklılığı olan 8-10 yıllık binalar yıkıldı. Yenileri çok katlı olarak yapıldı.  
Kanunda bahsedilen afet riski altındaki alanlar unutuldu.
Çünkü o bölgeler fakir insanların yaşadığı yerler, getirisi zayıf.  
Deprem kapıda, hazırlıklı olmalıyız.