Paylaş
Türkiye, tam bir yeryüzü müzesi...
Lakin değerini bilmediğimiz, korumadığımız, kollamadığımız bir müze!
*
Kendine has sakinliği ve zenginliğiyle bildiğimiz, şirin ilçemiz Mustafakemalpaşa’ya yolum düştü. Yıl içinde başlatılan, Kirmasti çayının tabanının ve kenarlarının betonlanması faaliyetinin ne aşamaya geldiğini göreyim istedim.
Suyun ikiye böldüğü ilçeyi tam ortasından birleştiren meşhur Kirmasti köprüsünden seyre daldım etrafı.
*
Martıların, kargaların danslarını ve cıvıltılarını izlerken, koca akarsuyun betonlanmasının kime, neye faydası olacağını düşündüm.
Doğaya ve çevreye olabilecek bir fayda gelmedi aklıma...
Sizin aklınıza geldi mi?
*
Kirmasti çayının kenarında yükselen Lala Şahin Paşa Türbesi ve Mustafakemalpaşa Şehitliği’ni kolaylıkla görürsünüz.
Rumeli Beylerbeyi Lala Şahin Paşa’yı ziyaret edeyim dedim.
Merdivenleri çıktım.
Bakımlı bir türbeyle karşılaştım.
Zeminin delik deşik olduğunu gördüm.
Kocaman ağaçların kesildiği, kesik yerlerine bakıldığında sapasağlam olduğu anlaşılıyor.
LALA ŞAHİN PAŞA
Zemin çok kötü, yürünemeyecek durumda.
Hele türbenin içi... Pis, kirli, bakımsız ve karmakarışık...
Kapı kilitli.
Pencerelerin camları kırık. Kafes teller delik deşik.
*
Lala Şahin Paşa Türbesi’nde, pencerenin önünde mumlar yakılıyor, dilekler tutuluyor, içeriye metal paralar atılıyor. Bir kasa var parçalanmış.
Boya kutuları, şişeler, döküntüler...
*
Haa bir de sandukanın üzerinde, sarığa örtülen yeşil örtünün yanında duran yarım litrelik su şişesi de ne oluyor?
Ahh Lala Şahin ahh...
Coğrafyamızı Türk ve İslam yurdu yap; ama yattığın iki metre yere, Osmanlı torunları bir özen göstermesinler.
Kim ilgileniyor burasıyla; Vakıflar mı, Kültür müdürlüğü mü, yoksa belediye mi?
Kimin sorumluluğundaysa lütfen bir el atsınlar...
Ayıp oluyor!
*
Türbenin yan tarafı şehitlik...
Girişte yazıyor, Mustafakemalpaşa Şehitliği.
Şehitlerimizi rahmet ve minnetle yad edelim.
*
Geniş ve uzun bir mermer kaide üzerinde Birinci Dünya, Çanakkale, İstiklal, Kore, Kıbrıs, Doğu ve Güneydoğu şehitlerimizin künyeleri yazıyor.
Mustafakemalpaşalı kahramanlar bunlar...
Ayyıldızlı bayrağımızın işlendiği bir kahramanlık anıtı da var burada.
Düşünen, tasarlayan ve yapanlara teşekkür ediyorum.
*
Ancak bir şehitlik bu kadar mı bakımsız, düzensiz, çiçeksiz, kendi haline bırakılır?.
İçim almadı. Üzülüyorum.
Güzel ve doğru işleri devam ettirmeliyiz.
*
Kaymakam Bey’e seslenerek, Mustafakemalpaşa Şehitliğini ve Lala Şahin Paşa türbesini ziyaret etmesini istirham ediyorum.
KEMİKLER
Mermer kaidenin üzerinde bir insan kemiği gördüm. Yaprakların arasında, yerde de başka bir kemik parçası.
Sokak hayvanları bir yerden çıkartmışlardır.
Fakat şehitlik diye anılan bir yerde, insan kemikleri olmamalı.
*
Belediyeyi aradım.
Görevliyle konuştum, kemiklerin bir yere gömülmesi gerektiğini bildirdim.
Gelen olmadı. Oradan ayrıldım.
Bir polis memuru, cep telefonumdan iletişim kurdu, ‘kemiklerin eski, yüzyıllık olduğunu’ söyledim.
TRAFİK SORUNU
Büyük kentlerin temel problemlerinin başında trafik sorunu olduğu konusunda kuşku yoktur.
*
Planlı büyümenin ötelenmesi, imar planlarının belediye meclislerinde sıklıkla değiştirilmesi, yeni bulvar, cadde, kavşak, köprü ve geçitlerin açılmaması, ilkesiz yönetim anlayışı, iç ve dış göç ile oluşan nüfus yoğunluğu, caddeye çıkan motorlu taşıt sayısının artması, belediye meclislerindeki uzlaşma kültürünün kaybolması, sürücü ve yaya kültüründe beklenen gelişmelerin sağlanamaması, işaret ve yön levhaları ile trafik ışıklarından kaynaklanan kusurlar, yaya yollarının, kaldırımların esnaf tarafından işgal edilerek daraltılması, otoparkların yetersizliği, yolların bakımsızlığı ve koordinesiz alt yapı çalışmalarının trafik sorununa yol açtığını söyleyebiliriz.
*
İnsanları çıldırtan, işe, okula ve randevuya zamanında yetişememesine neden olan trafik sorunu İstanbul’dan Bursa’ya, Ankara’dan Antalya’ya, Mersin’den İzmir’e, Kocaeli’nden Trabzon’a, Sakarya’dan Gaziantep’e kadar hepimizin başının belası oldu.
*
Bursa’da da trafik sorunu çözülmeye çalışılıyor, mevcut yollar genişletiliyor.
Yol ortalarında veya kenarlarındaki ağaçlar ile yeşil alanlar da yok oluyor. Trafik rahatlayacak diye ses çıkartmıyoruz...
*
Ulaşım sorunu ile imtihanımız sürüyor.
Üç, dört yıl önce yapılan parklar, çevre düzenlemeleri ve duvarlar yıkılıyor; viyadükler, caddeler oluşturuluyor.
Plansızlıktan bahsetmiştik, bir süre önce yapılanların yıkılması üzüyor insanları.
Paralarımız boşa gidiyor!
Maharet, geleceği iyi hesaplamakla olur.
Yap-yık, yap-boz... Böyle olmamalı.
*
Örneğin kentin göbeğindeki 30-40 dönümlük bir alana oteller, hastaneler, alışveriş merkezleri, plazalar, okullar, acenteler, eğlence mekanları ve binlerce konutun dikilmesine onay verilince burada elbette trafik sorunu olacaktır.
On binlerce insanın hareket ettiği bu alanda yeni yolların yapılması zorunluluk haline gelir.
Altyapının yetersiz kalması, sadece yolları değil, elektrik, su, kanalizasyon, yağmursuyu kanalları, doğalgaz ve haberleşme kapasitesinin de büyütülmesini gerektiriyor.
Bizim vergilerimiz de buralarda tüketiliyor.
Bu kafayla trafik sorunu bitmez.
KARA KUZUM
Şehitliğin yanındaki toprak alanda iki güzel çocuk top oynuyordu. Çocuklar bir alem vallahi. Ayaküstü okuldan, dersten, futboldan bahsettiler.
*
Doktor amca, biliyor musun okulda beni çok üzüyorlar dedi Süleyman!
Süleyman, Mardinli bir ailenin çocuğu.
- Niye, kim üzüyor seni kuzum?
- Okulda, diğer çocuklar, rengim siyah olduğu için!..
*
Ahh be yavrum, ah be kara kuzum... Seni üzen çocuklar ne bilsinler siyahı beyazı...
Biraz daha konuştuk. Onu üzenlere asıl davranması gerektiğinde anlaştık.
Gülümseyerek ayrıldım.
Kafam karmakarışık oldu, ruhum sıkıldı. Çocuğa belli etmedim ama gözüm yaşardı...
Acilen derlenmeli, toplanmalı, kendimize gelmeliyiz...
Biliyorum, uzun oldu yazı...
Ama bunu da yazmadan edemezdim ki!
Paylaş