Paylaş
Karanfiller dağıtıldı, süslü açıklamalar yapıldı.
Çentikli günlerden olduğu için rutine bağlanan konuşmalar, kutlamalar, anmalar, yer yer de protestolar yapıldı.
Şunu söylemeliyim ki Türkiye’de “kadın meselesi” politikacıların propaganda malzemesi olmamalıdır.
Toplumsaldır, geniş ve derin, köklü bir sorundur.
Kadın için dezavantaj olan konuların düzeltilebilmesi için uzun süreli ve istikrarlı süreçlere ihtiyaç vardır.
*
Herkesin kafasında farklı kadın olgusu var;
Kimi ana
Kimi sevgili, eş, kardeş
Kimi çocukların anası
Kimi hizmetçi, temizlikçi, aşçı, bakıcı
Kimi cinsel ihtiyaç giderici
Kimi ucuz işçi
Kimi köle
Kimi şeytan
Kimi cennet
Kimi toprak, bayrak, vatan, devlet
Kimi medeniyet
Kimi emeğin, sevginin, şefkatin, merhametin, insanlığın beşiği olarak görüyor.
Dinlerin, kültürlerin, coğrafyaların kendilerine has tanımları da var.
Doğrusu kadın her şeydir, eşsizdir ve hayatın ta kendisidir.
*
8 Mart Dünya kadınlar Günü’nü kutlandı.
Bakanlar, milletvekilleri, valiler, kaymakamlar, müdürler, yöneticiler süslü ve cafcaflı laflar yaptılar.
Onlara bakarsanız her şey tastamam, ortalık güllük gülistanlık!
Milyonlarca kadına iş verilmiş, aş verilmiş, huzurları yerinde, mutlular. Hatta kadına sadece dönemlerinde değer verilmiş, kendilerinden önce kadının adı yokmuş, mış mış mış…
SORUN CİDDİ, İŞİMİZ KOLAY DEĞİL
Ama ortada ciddi bir sorun var arkadaş!
Kadına yönelen şiddet var, kadın cinayetleri var.
Organize bir şekilde özellikle toplumun eğitimsiz alanlarında, sosyo-ekonomik düzeyin düşük olduğu kent varoşları ve kırsal bölgelerinde meydanı sahiplenen tarikat, cemaat ve dini yapılanmaların hatta aşiret gelenekleri doğrultusunda kadının okumaması, çalışmaması, evden dışarı çıkmaması ve aydınlanmaması için sistemli faaliyetlerin yapıldığını nasıl görmezden gelebiliriz?
Kadını cahil ve sinik bırakan tüm toplumlar yok olurlar.
Kadın aydın olmadan, mutlu olmadan, hür ve eşit olmadan bir toplum gelişemez, kalkınamaz ve ilerleyemez ki...
*
Şiddet konusuna da bir göz atalım.
Son yıllarda kadına, çocuğa, hayvana ve insan haklarına yönelen şiddet artıyor. Aklın almayacağı hadiseler yaşanıyor.
92 yaşındaki bir kadının tecavüz edildikten sonra katledilmesini nasıl izah edeceğiz?
Katil, uzaklardan değil, tanıdık; 23 yaşında komşu çocuğu…
Vardığımız nokta burasıdır.
İşimiz kolay değildir!
*
Kadının bedenen, ruhen ve cinsel açıdan zarar görmesi veya acı çekmesi ile kadına yönelen şiddet tanımlanır.
Fiziksel olan daha belirgindir, en çok görülendir. Sözel, ekonomik ve taciz, tecavüz, zorlama gibi cinsel şiddet eylemleri de birbirini takip eder.
*
Türkiye genelinde 2020’de 527 kadın cinayeti olmuş. Bu 248’i ateşli silahlarla, 124’ü kesici aletlerle, 155’i de boğulma, darp edilme, yüksekten atılma, yakılma şekliyle işlenmiş.
2021’in Ocak ve Şubat’ında da 70’ten fazla kadın öldürülmüş.
Saçma sapan sebeplerden dolayı kadınlar öldürülüyor.
ÇİLEYİ KADINLAR ÇEKİYOR
Dünya Kadınlar Günü’nü kutladık ama ülkemizde ve dünyada kadınlar büyük sıkıntılar çekiyorlar.
Yoksulluğun, fakirliğin, işsizliğin, cahilliğin, eğitimsizliğin, eşitsizliğin, adaletsizliğin, göçün, savaşın, kuraklığın, salgın hastalığın çilesini ve zorluğunu kadınlar çekiyor.
Hele hele Covid-19 Pandemisi önlemleriyle, sokağa çıkma yasakları uygulamalarıyla aile içi şiddetin tüm dünyada arttığını da görmeliyiz.
*
Basına yansıyan haberlere göre ülkemizde son 6 yılda 2 bin 851 kadın cinayete kurban gitmiş.
Marmara bölgesi 2020 verilerine göre 150 olayla 1. sırada yer almış. 91 ölüm, 94 yaralama vakası olmuş.
53 kadın cinayeti ile İstanbul’da meydana gelirken Yalova‘da kadın cinayeti olmamış.
Bursa ‘da durum ne?
Kayıtlara 19 olay geçmiş, 9 kadın hayatını kaybetmiş.
*
Bu konuda UMUT Vakfı ciddi çalışmalar yapıyor, raporlar ve sonuçlar yayınlıyor. Vakfın yayınladığı ‘2020 yılı Kadın Cinayetleri Raporu’ toplumun sorunla yüzleşmesine fırsat tanıyor!..
SORUNU ÇÖZMEK
Aı̇lenı̇n Korunması ve Kadına Karşı Şı̇ddetı̇n Önlenmesı̇ne Daı̇r 6284 sayılı Kanunumuz var. Ancak yükümlülüklerin tam olarak yerine getirildiğini söylemek mümkün değil.
Bir de ‘İstanbul Sözleşmesi’ meselesi var.
Çok tartışılıyor ama Devlet kurumlarımız bununun gereklerini ihmal etmeden, hassasiyetle uygulamalı.
Bu sorunu çözmek için hükümet eylem planları yapıyor, genelgeler yayınlıyor, çalıştaylar düzenliyor ama sorun hala sıcaklığını ve can yakıcılığını korumaya devam ediyor.
Sorun, binlerce bekçi, polis ve jandarma ile çözülmüyor,
Sorun kadın sığınma evlerinin sayısını ve kapasitesini artırmakla da çözülmüyor…
*
Aile içi şiddet başlı başına büyük problem… Toplumsal cinsiyet eşitsizliği giderilmeden ilerlemek çok güç…
Pandemi sürecini de yabana atmayalım, aile içi şiddetin sebepleri arasında sayılmaya başlandı.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri bir konuşmasında Koronavirüs önlemleriyle birlikte aile içi şiddet vakalarında bir artış olduğu ve kadına yönelik şiddete karşı yeni önlemler alınması gerektiğini belirtmiş.
Şiddet dünyanın da bir sorunu…
TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİ GÜÇLENDİRİLMELİ
Bazı kriterleri gözden geçirerek neler yapmalıyız konusunda yeniden politikalar oluşturmalıyız. Toplumsal cinsiyet eşitliğini güçlendirmeliyiz;
Kadınların eğitilmesi
Kamu ve siyaset hayatına öncelikli katılması
Aile içi kararların birlikte alınması
Sorumlulukların birlikte paylaşılması
Hak ve sorumluluklarda eşitlik oluşturulması
Çocuk yetiştirmede ailedeki kız ve erkek çocuklara eşit davranılması
Kadınların toplumda görev almasının sağlaması, desteklemesi
Kadın istihdamının arttırılması
Kadının yaşamıyla iş ve çalışma hayatının örtüştürülmesi
Kadınların şiddete uğramasının engellenmesi
Ayrımcılığın yasaklanması
Ayrımcılıkla mücadele konusunun genişletilmesi ve geliştirilmesi
Eşit fırsatların sağlanması
Olumlu ayrımcılığın uygulanması
Kadınların rol ve sorumluluklarına ilişkin olumsuz kalıp ve yargılarla mücadele edilmesi konularında yol almalıyız.
*
Bunları yapabilmek için de ‘erkek farkındalığını artırmak’ gerekiyor.
Bir hekim olarak görüşüm; Erkeklerin eğitilmesi toplumsal cinsiyet eşitliğini ortadan kaldırmak için zaruridir.
Eğitim önemlidir.
Yasaların etkin uygulanması ve caydırıcı yöntemlerin alınması kadına yönelen şiddeti önlemede daha etkilidir.
*
Kadına yönelen şiddet devam ederken nasıl iyi olalım!
Paylaş