En uzun gün en uzun yıl 

Yıl sonu yazıları, gelenek olduğu üzere yaşananların bir değerlendirmesi olarak hazırlanır. 
Mutluluk dolu bir yıl yaşanmadı. 
İtiraz var mı?  
Artık iktidar da kabul ediyor. Enflasyon, hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı, işsizlik, moral bozukluğu, gelecek kaygısı ve toplumsal huzursuzluk yok denilebilir mi? 

EN UZUN GÜN 

Bu yıl sıkıntılarla geçti. 
Orman yangınları, seller, taşkınlar, heyelanlar, ölümler…  
Bunları şehitlerin, trafik ve iş kazalarının, Covid-19 ölümlerinin, ekonomik kaos’un yanına yazalım… 
Birçok ülkenin sıkıntısı vardır ama biz yaşadıklarımızı biliriz! 
* 
Aralık ayının ortasında Türkiye göz göre göre büyük bir karmaşaya, paniğe sürüklendi. 
Para piyasaları çıldırdı. Akaryakıt, mal ve hizmet ücretleri uçtu, etiketler şişti.  Finansçı, sanayici, ithalatçı, ihracatçı, üretici, inşaatçı.., tüm sektörler şaşkınlık içerisinde kaldı.  Tedarik zinciri sarsıldı.  Üreticiler frene bastılar. Öyle ya satılan mal yerine konulabilecek miydi?.. 
* 
Bir anda her şey durdu, nefesler tutuldu.  Neler oluyor, ülke nereye gidiyordu? İktidarı muhalefeti, memuru esnafı, işsizi emeklisi, çiftçisi işçisi, öğretmeni öğrencisi, boşta gezeni herkes farklı tepkiler vermeye, sesler çıkarmaya başladılar. Zira Türk lirası tarihi bir çöküşe yelken açıyordu… 
*  
1 Ocak 2021 tarihinde 1 ABD Doları 7.40 TL ve 1 Euro da 9.11 TL idi.  Yıl içerisinde inişler çıkışlar yaşandı. 20 Aralık günü, paramızın başına ‘henüz tam olarak tanımlayamadığımız bir şeyler geldi’ ve Dolar 18.36 TL, Euro da 20.07‘yi buldu. Liramız dünyanın en değersiz paraları arasında kaldı. Bu durum bizleri endişe, acı ve üzüntüye sürükledi. Dünya kaygıyla, hasım devletler de sevinçle izledi. 
* 
Paramız, yılın en uzun gecesi ve en kısa gününde mum gibi eridi.  
‘En kısa gün’ bir anda hiç bitmeyecek, ‘en uzun gün’ oldu… 

20 ARALIK; BATANLAR, ÇIKANLAR 

O gün, İstanbul’da yaşayan bir arkadaşım üzüntü içerisinde aradı, ağlamaklıydı… Ömrü çalışmakla geçmiş, biriktire biriktire, biraz da borçlanarak 700 bin lira yapmıştı. Şişli civarında peşinatını da verdiği bir daire satın alacaktı; “Liranın eridiğini görünce paramın değerini koruyayım diye 17.5 liradan dolar aldım. Müdahale edilip döviz geri geldiğinde büyük bir çaresizlik içerisinde ne yapayım şimdi ben? Mahvoldum…” diye üzülüyordu. 
İstikrar olmalı.  
Vatandaş güvensizlik ve umutsuzluğa sürüklenmemeli… 
Yazık değil mi insanlarımıza! 
* 
Batanlar olduğu gibi keselerini doldurup, 20 Aralık’ı ‘fırsat günü’ne çevirenler de vardı tabii.  Kazananlar için ‘şanslıydılar’ diyebilir misiniz? Para parayı çeker diyelim en iyisi…  Milyarlarca doları kar hanesine yazan rantiyecilere selam olsun!.. 
* 
Hükümet, hazineye, dolaysıyla yurttaşlara büyük bir yük getiren müdahaleyle ‘Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat’ uygulamasına geçti.  Biraz geç kalınmıştı… Ama ya müdahale edilmeseydi? 

DEVLETİMİZ GÜÇLÜDÜR 

Biliyoruz ki devletimiz her zaman güçlüdür. 
Yaktığı ateşi söndürmesini de bilir! Türk lirası doğru kararlar ve sürdürülebilir gerçekçi mali politikalarla güçlenecektir. 
* 
Ateşi ‘sindirdik’ ama mevduatlara yüksek faiz garantisiyle acı bir ilaç içtiğimizi bilmeliyiz. Devlet, vergi dahil tüm gelirleriyle mevduat sahiplerinin nemalarını teminat altına almış, ekonomik kaosun daha da derinleşmesine fırsat vermemiş, dövizin ateşini söndürmüş, dolar ve Euro karşısında yeni bir pozisyon almıştır. 
* 
Çok çalışacağız, çok terleyeceğiz ve çok üreteceğiz. 
Birey ve toplum olarak elde ettiğimizi zamansız, gereksiz ve geri dönüşü olmayan işlere gömmeyeceğiz, israf etmeyeceğiz. Yeni strateji bu olmalı. 
* 
Yeni yıldan da siyaset dilinin, üslubunun ve yöntemlerinin ülkenin birliği ve beraberliğine katkı yapmasını isteyelim. 
* 
Yaşadıklarımız düşününce, insanlarımıza mutluluk veren zamanların çok az, huzursuzluk oluşturan olayların ise fazla olduğunu, sıkıntılarla dolu geçen en uzun yılın 2021 olduğunu gördük. 
O halde 2022 sağlık, mutluluk, neşe, huzur, bereket ve başarı getirsin. 
Nice nice yıllara; 2022 kutlu olsun.