Depreme hazır olmak

Elazığ’da ki deprem 6.8 büyüklüğünde.
Büyük acı, 40 dan fazla yurttaşımızı kaybettik.
Yaralı, yıkılan ve hasarlı bina sayısına bakınca büyük bir deprem sayılmazdı bu…
Fotoğraflara bakınca anlaşılıyor.

*

Çok sayıda insanın hayatını kaybettiği moloz yığınına dönen binanın yanında ki blokların hepsi sapasağlam…
Bu binalar yeni. 1999 depremi sonrasında çıkarılan imar mevzuatına uygun olmalılar.
Çöken binalar için arazi uygunluğu, proje, inşaat, malzeme, işçilik, yapı denetim, ruhsat aşamaları sorgulanmalı!..

JAPONYA – TÜRKİYE

Bak dostum,
6.8 Japonya sık sık yaşanıyor, tek bina yıkılmıyor, tek insan ölmüyor!..
Neden acaba?
Allah’a mı daha yakınlar?
Daha iyi Müslümanlar mı?
Daha çok mu dindarlar?
Cennetle mi müjdelenmişler?
Yok yok hiçbiri…
Peki niçin?..
Niçin olacak, deprem coğrafyasında yaşadıklarını biliyorlar, ‘sakat’ binaya izin vermiyor da ondan…
Rant ve avanta gözlerini döndüremiyor, uygunsuz arazilere çok katlı bina izni vermiyor, kul hakkına girmiyor, ‘sakat doğum’a müsaade etmiyorlar.
Topladıkları vergileri ülkenin ihtiyaç ve gerçekleri için kullanıyorlar.

SALLANIYOR, KORKUYORUZ

Beşik gibi sallanıyoruz.
Marmaris’ten Sarıkamış’a, Silivri’den Yüksekova’ya kadar tüm coğrafyamızda yaşanan, ‘hissedilen’ sarsıntılar halkın moralini de bozuyor, kaygılandırıyor.
Deprem korkusu, deprem kadar hasar bırakıyor insanın kimyasında…

*

Ne yapacağız?
Sakat yapılarda bulunmayacağız!
Evde, içinde acil ihtiyaç maddeleri olan su, bisküvi, düdük, battaniye, cep telefonu için yedek enerji cihazı olan Deprem Çantası’nı kapıya yakın bir yerde tutmalı.
Deprem olduğunda Nasıl Davranmalı Planı yapmalı.
Aile fertleri depreme farklı yerlerinde yakalanırsa buluşulacak Deprem Toplanma Alanı kararlaştırılmalı.
Deprem bölgesi dışında ki Ortak Haberleşme Kişileri de belirlemeli.

*

Deprem olduğu anda ortalık mahşere döner, herkes kendi ve yakınlarının can derdine düşer.
Haberleşme, planlı ve programlı kurtarma çalışmaları 3-4 saatten önce başlamaz.

*

Afet anlarında devlet kurumlarının uyarılarına itibar edilmeli.
Millet can derdindeyken hırsızlık, yağma, doku ve organ kaçakçılığı, çocuk kaçırma, yıkıcı faaliyetler ile istihbarat çalışmaları için ortam hazırdır!
Güvenlik kusursuz sağlamalı...
Deprem yıkıp, mahvediyor.
İnsanlık böyle acılarla karşı karşıya kalmasın. Acının, gözyaşının, feryadın dini, ırkı, bölgesi, kıtası, devleti olmuyor.
Böylesi afetlerde masum insanların ölümlerine sevinen aşağılık yaratıklar da görülebiliyor!..

DEPREMİN İYİ YANI

Depremin kötü yanları biliniyor…
Peki iyi yanı var mı?...
Var!
İnsanlar ‘yardıma koşarlar.’
Barındırdıkları kini, öfkeyi, düşmanlığı bile unuturlar, belki de ertelerler.
Dişiyle tırnağıyla, kendi imkanlarıyla enkazdan birini çıkartmak, bir bebeğe süt içirmek, su ikram etmek, aç kalmış insana bir dilim ekmek vermek, çadır kurmak, yüreklere dokunmak, enkaz kaldırmak, moral vermek için seferber olurlar.
Afat, Akut, devlet beklemeden, atılırlar.
Gidemeyenlerin aklı oralardadır, üzülürler, ağlarlar. Yardım toplar ya da bir şeyler verirler. Vermeye hiçbir şeyi olmayanlar kan için kuyruğa girerler…

MERHAMETLİ MİLLETİZ

Güzel bir halkız.
Temiz bir milletiz.
Aidiyetlerimizle birlikte ‘garip’ Türk milletiyiz işte…

HAYVANLARA YARDIM

Birkaç ‘ilginç olay’ gözümüze çarptı.
Mesela merhametli bir yanımızı daha gördük.
Hayvana karşı şiddet olaylarının yaşandığı ülkemizde deprem oluyor. Herkes insanlara koşarken yaralı hayvanların acılarını dindirmeye, bakımları ve ‘tedavilerini yapmaya giden veteriner hekimlerimizi gördük.
Sessiz canlar’ın imdadına koşan veteriner hekim arkadaşlar siz ne muhteşem insanlarsınız…

*

Depremlerde yaşanan acılar hepimizi biraz daha insan yapar.
Birliğimiz, beraberliğimiz artar, dayanışmamız sağlamlaşır.
‘Beka için’ de özlenen bir durumdur bu.

*

Ama ‘bazı’ belediyelerinden gelen yardımların Vali tarafından kabul edilmemesi doğru olmadı.
Yanlış, hatalı, insani duyguları zedeler bu tavır…
Yardımını kabul etmediğiniz komşu belediye bölgelerinde deprem olsa yardımına koşmayacaksınız demek ki!..
Aman Allahım, çocuk yapmaz senin yaptığını!..

RUHUNU KAYBEDEN KIZILAY

Hele deprem olur olmaz, dakikalar içerisinde halka atılan ‘10 Lira Yardım Et’ mesajları neydi öyle!..
Ne kadar çiğ, ne kadar basit bir şey bu…
Tam da eski hatalarından arınmış derken…
Millet enkaz altında, can derdinde, sen para derdinde…
Bölgeye git, çadır mı kuracaksın, çorba mı dağıtacaksın, ne yapacaksan yap bir hele…
Kızılaycılık bu değil…
Tehlike ve riskleri gözden geçirip, değerlendirmeler yapıp, tüm yurtta depreme hazırlıklı olmalı, dayanışma gücümüzü kuvvetlendirmeliyiz.