Paylaş
Nüfusumuzun üçte birinin yaşadığı Marmara ve Batı Karadeniz’de art arda meydana gelen depremlerle sarsılmıştı.
*
‘Asrın felaketi’, Kocaeli Gölcük’te, saat 03.02’de meydana gelmiş, 7,4 büyüklüğü ile 45 saniye sürmüştü.
17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nde Kocaeli, Yalova, Sakarya, İstanbul, Düzce, Bursa, Eskişehir ve Zonguldak’ta yıkımlar oluşmuş, Meclis araştırması raporuna göre 18 bin 373 kişi ölmüş, 16 milyon insan da çeşitli seviyelerde etkilenmişti.
Depremin yaraları sarılmaya çalışılırken 87 gün sonra, 12 Kasım 1999 Düzce Depremi olmuştu.
Düzce Valiliği’nin web sitesinde 12 Kasım depremini; “Saatler 18.57’yi gösterdiğinde, Düzce kuvvetli bir darbe ile sarsıldı ve yıkıldı. Bu kez 17 Ağustos depreminden daha büyük şiddetle sarsılan Düzce 30 saniye içinde adeta yerle bir oldu.” tanımlamasıyla, “17 Ağustos depremi ile kurulan Çadırkentler bu kez daha yaygın olarak kurulmaya başlandı. Başta Türk Silahlı Kuvvetleri olmak üzere kamu ve özel sektör kuruluşları tarafından ilk anda hemen hemen her mahallede, her geniş alanda Çadırkentler oluşturuldu” diye de yapılanlar anlatılmaktadır.
Anında Çadırkentler kurulmuş ve Türk silahlı kuvvetleri yardıma koşmuş...
DEPREMLE YAŞAMAK
Deprem, ülkemizin yakasını bırakmayacak.
Ya depremle yaşamasını öğreneceğiz, ya da ölüp ölüp gideceğiz!
Ya Japonya gibi akıl ve bilimin yolundan giderek fayların üzerinde, 9,0 şiddetindeki depremlerde bile kayıp vermeyeceğiz, ya da 7,0 şiddetindeki sarsıntıyla 316 bin kişinin öldüğü, ‘2010 Haiti Depremi’ndeki gibi acılar çekip, Haiti gibi yaşayacağız!..
Tercih bizim; tercih devletin, tercih halkın!
Ama bu işler tercihe bırakılacak konular değil...
ASRIN DEPREMİ
1999 yılında yaşadığımız ‘asrın felaketi’nden’ 24 yıl sonra, ondan daha büyük bir acıyla yüzleştik;
‘2023 Kahramanmaraş, Pazarcık-Elbistan’ depremi...
Bu da ‘asrın depremi’ olarak tarihe geçti.
6 Şubat 2023, gün ışımadan, saat 04.17’de, Pazarcık, 7,7 ile ardından Elbistan, saat 13.24’te 7,6 ile sarsıldı.
Bölge beşik gibi sallanmayı sürdürdü, Gaziantep, 6,4 ve 6,5 ile yıkıldı.
Kahramanmaraş, Gaziantep, Şanlıurfa, Hatay, Kilis, Diyarbakır, Adana, Osmaniye, Adıyaman ve Malatya yıkıma uğradı.
AFAD, “Depremin etki alanı 110 bin kilometrekare” açıklaması yaptı. Yunanistan kadar bir alan...
13 buçuk milyon insan etkilendi.
*
Depremler tarihinin en ağır hasar veren yıkımlarından birisini yaşıyoruz.
Zaten bu kara tablo ilk gün anlaşıldığı için uluslararası yardım çağrısı yapıldı.
Elim, sayı vermeye gitmiyor.
Devlet en başından beri farkında, biliyor!
Enkaz kaldırıldıktan sonra, ne yazık ki çok daha ağır bir tabloyla karşılaşacağız...
Kayıplarımıza rahmet, milletimize başsağlığı diliyorum.
DEPREM TARİHİMİZ
Fayların geçtiği bir coğrafyada, Bursa’da yaşıyoruz.
Depremlerden sonra büyük yangınlar yaşamış bir kent burası.
Neler yapmışız, hazırlıklarımız tamam mı, bilmiyorum.
BURSA İÇİN ALARM ZAMANI
HAFIZASI sağlam olmayan devletler acı çekerler.
Bursa’da, 1508, 1556, 1668, 1674, 1705, 1719, 1754, 1766, 1794 ile en 1855 yıllarında ciddi depremler yaşanmış.
1300 kişinin öldüğü 1855 Bursa Depremi, 7,0 şiddetindeymiş. Şubat ayında başlamış, sarsıntıları yıl sonuna kadar sürmüş.
*
Kayıtlara göre 50 ila 100 yıl aralıklarında Bursa deprem görmüş. Süre uzamış, alarm zilleri de çalmaya başlamış!
Uzmanlar da İstanbul’u ve Bursa’yı konuşuyorlar.
MTA Enstitüsü raporuna göre Bursa’da 7 adet aktif fay hattı bulunuyor.
AFAD’ın yayınladığı Türkiye Deprem Bölgeleri Haritası’nda Bursa’nın 4 dağ ilçesi 2. derece, diğerlerinin tamamı 1. derece deprem bölgesinde.
Osmangazi, Yıldırım ve Nilüfer 1. derece deprem riski taşıyor.
Demek ki, dikkatli, sorumlu, organize ve alarm durumunda olmalıyız.
BİNALAR ÖLDÜRÜR
Yurttaşlar, yaşam alanlarının güvenli ve depreme dayanıklı olması isterler.
Biliyorsunuz! ‘Deprem değil, bina öldürür!’
Gökyüzüne doğru uzayan binaları gördüğümde, korkuyorum.
Depreme yakalanırsak halimiz nice olur diye endişe ediyorum.
Sanıyorum, belediye başkanlarının da yüreği güp güp atıyordur.
*
Yüksek katlı binaların statiği, depremselliği, hesabı kitabı, ‘1999 sonrası yayınlanan deprem yönetmeliğine uygun olduğu için gökdelenler, 3-4 katlı binalardan daha güvenlidir’ tezi, Hatay’da, Malatya’da, Kahramanmaraş’ta gördüklerimizden sonra çöktü.
Bir, iki yıllık çok katlı binalar karton kuleler gibi devrildi...
Bursa’nın binaları gökyüzüne gitmeye devam edecek mi?
Edecekse, denetimler de büyük bir dikkatle yapılmalı.
BURSA HAZIR MI?
‘Hazır Mıyız?’ başlığıyla, içeriğiyle yayınladığım makalelerde deprem ve afetlere dikkat çekmiştim.
Sahi, Bursa depreme hazır mı?..
Binaların ‘depreme dayanıklılığıyla ilgili karneleri’ var mı?
Keşke karneleri olsa...
*
Nilüfer çayının yatağında, mandaların yayıldığı sulak, batak ve alüvyonlu zeminlerde yükselen rezidansları, siteleri, 13 kat olarak başlanıp, 22 katlı, 24 bloklu, 3 bin 200 haneli olarak tamamlanan, kentin yüreğine oturan TOKİ-Doğanbey konutlarını, Mudanya, Görükle, Gemlik yoluna dizilmiş gökdelenleri düşünüyorum...
Büyük bir nüfusun yaşadığı Çarşamba, Merinos, Çırpan ve Altıparmak civarındaki yorgun ve yaşlı binalar korkutuyor beni...
Acilen, riskli ve çöküntü alanlarıyla ilgili dönüşüm çalışmaları başlamalı.
BÜYÜKŞEHİR TOPLASIN PAYDAŞLARI
Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Gaziantep’te deprem bölgesinde.
Bursa’ya döndüğünde gördüklerinden çıkardığı sonuçlarla, kent paydaşlarını toplayıp Bursa’yı depreme hazırlamalı.
Paylaş