Dr. Hüseyin H. Serdar
Dr. Hüseyin H. Serdar
Dr. Hüseyin H. SerdarYazarın Tüm Yazıları

Bursa’dan Patagonya’ya  

Dünyayı gezmek, farklı yerler görmek ve bilgiler edinmek, yeni ufuklara açılmak, macera yaşamak birçoklarının hayalini süsler. Bugün sizlere hayallerinin peşinden gidip dünyanın bir ucuna gitmiş birini tanıtmak istiyorum. Mustafakemalpaşa’lı Genç gezgin Selçuk Tanaydın. Macera dolu hayatını bizlerle paylaştı.

Haberin Devamı

Tek başına, yabancı ülkeleri, farklı coğrafyaları gezmek için insanın zamanı ve parası olmalı. Paranın dışında dil de bilmeli. Bunlar yetmez! Yürek te olmalı… O yürekli adamı buldum, keyifli bir sohbet yaptım.  
Sosyal medyadan tanışıyorduk. Gittiği, gezdiği yerlerden ilginç fotoğraflar paylaşıyor, bilgiler veriyordu.  
Paylaşımlarını görünce o ‘macera dolu Amerika’nın, Latin Amerika olduğuna bir kez daha kanaat getirdim.  
Bursa’dan Patagonya’ya
 

Genç gezgin Selçuk Tanaydın, Mustafakemalpaşa’lı, Bursa’nın çocuğu. 
Çocukken maceralar yaşamayı hayal edermiş. 1985 yılında Demirelli köyünde doğmuş, büyümüş. Endüstri Meslek Lisesini bitirip, 10 yıl Robert Bosch’ta çalışmış. İş dışı zamanlarında bisikletine atlayıp Balkanları dolaşmış. Güzel ülkemizi turlamış. Gezi bloglarını ve youtube videolarını izlermiş.  
 Bursa’dan Patagonya’ya

Haberin Devamı

Bir gün, “Hayatımın, iş ve ev, ibaret bir hale geldiğini anladım. Düşündüm ve yeni yerler görmeye karar verdim” diyerek, bisikleti de bir kenara bırakarak, 10 Nisan 2017 ‘de uçağa atladığı gibi soluğu Buenos Aires’te, Arjantin’in bu gizemli, çok turist çeken, aynı zaman da güney yarımkürenin Paris’i sayılan başkentinde almış.  
Macerası böyle başlamış. 
 
SIFIR İSPANYOLCA, ÇAT PAT İNGİLİZCE 

- İlk günleriniz nasıl geçti, sorun yaşadınız mı? 
- Sıfır Latince ve çat pat İngilizce ile vardım oralara. Türkçe’nin konuşulmadığı, vatandaşlarımızın çok az olduğu bir ülkeye gitmek benim için de oldukça ilginç oldu. İnsanları medeni, sıcakkanlıydı, ciddi sorunlar yaşamadım. Bir yıl boyunca Latin Amerika’yı, 12 ülkeyi, karış karış gezdim. Fotoğraflar çektim. Bulduğum her araçla seyahat ettim. Tren, gemi, uçak, otobüs, motosiklet… Hep tek yöne bilet aldım. Çok büyük coğrafya. Sadece Arjantin bile Türkiye’nin 4 katı büyüklüğünde. En çok, orta ve güney Amerika’da yaygın ve ucuz olan, Chicken Bus (Tavuk otobüsü) diye nitelenen taşıtlardan yararlandım. Sınırlı bütçemi de korumalıydım tabii... 
 

Haberin Devamı

YANARDAĞLAR VE LAVLAR

Bursa’dan Patagonya’ya

-Unutamadığınız ve sizde değerli izler bırakan anılardan bahseder misiniz?  
- Gördüklerime tarifsiz doğal güzellikler demeliyim. İnsan ayağının hoyratça değmediği, hatta öyle bölgeler var ki el değmemiş, böyle bir tabiattan bahsediyoruz. Elinizde kahveniz ya da içkiniz, oturuyorsunuz ve sabaha kadar bir yanardağın geceyi aydınlatan patlamalarını, lav püskürtmesini, yamaçlardan akan o kızıl lav derelerini izliyorsunuz. Müthiş bir şey, bu keyif nasıl anlatılabilir ki… Yanardağları seyretmek güzel oluyor ama felaketi de yanında getiriyor. 2018 yılında Guatemala’da patlayan Fuego Yanardağı bir yandan kül bulutlarına neden oldu, diğer yandan da oluşan lav nehri El Rodeo köyünü yok etti. Onlarca köylü hayatını yitirdi.  
 

 

Haberin Devamı

İnka, Maya ve Aztek uygarlıkları görülmeli

Bursa’dan Patagonya’ya

-Orta ve güney Amerika derken, bu coğrafyada çok sayıda ülke var. Hangilerini gezdiniz, gördünüz? 
- Latin Amerika, Arjantin, Şili, Peru, Brezilya, Uruguay, Colombia, Guatamala, Nikaragua, Bolivya, Küba, Meksika, Honduras, Dominik Cumhuriyeti, Ekvator, El Salvador, Guyana, Kosta Rika, Paraguay ve Venezuela’dan oluşuyor. 16’sını gördüm. Bu ülkelerin çoğunun antik geçmişleri ve güçlü medeniyetleri var. Bu medeniyeti kuran İnka, Maya ve Aztek yerlileriyle konuşabiliyorsunuz. Piramitler, sunaklar, yağmur ormanları, yanardağlar, çöller, göller, Karayip sahilleri, korsan kasabaları, buzullar, samba, salsa, tango, festival, futbol, doğal ve vahşi yaşam burada… Bu toprakların savaşları, Avrupalıların işgalleri, istila ve katliamları gibi acı öyküleri de var. 

Haberin Devamı

İSYANIN ORTASINDA KALDIM 

-Halkın günlük yaşamı, ekonomik durumları, Türk turistleri gidebilir mi?  
- İlginç ülkeler. Ülke yönetimleri sık sık el değiştiriyor. Darbeler, isyanlar yaşanıyor. 2017 ‘de Honduras’ta ki halk ayaklanmasının ortasına düşünce biraz korktum. 4 gün mahsur kaldım. OHAL ilan edilince ülkeden çıktım. Çoğu ABD’nin ve Avrupa ülkelerinin sömürgesi. Yaşam, fakirlik ve zenginlik içerisinde geçiyor. Ortak özellikleri yemek, müzik, içki, eğlence ve sokak dansları. Rahat insanlar, günlük yaşıyorlar. Et ve gıda maddeleri ile içki çok ucuz.
Müthiş öykülere, antik yapılara, mabetlere, doğal ve kültürel zenginliklere sahipler. Gidilmesi, görülmesi gereken ülkeler bunlar. Buraları gezmek için döviz kurları avantajlı sayılabilir. Turistik seyahatler için oldukça güvenli. 
 

 

 

 

Haberin Devamı

Kilidimin anahtarı Patagonya’da 

-Birçok turistin başına gelir. Siz de gezileriniz sırasında bir şeyler kaybettiniz ya da çaldırdınız mı? 
- Gezginler zaman zaman pasaport, cüzdan, çanta, para, kamera, fotoğraf makinası ve telefonlarını çaldırırlar. Bir turist veya gezgin bunları korumasını bilmeli. Dikkat etmeme rağmen Meksiko City’de kameramın çalınmasına engel olamadım. Ben de öğrendim ki, herkes bir şey çaldırır. Düzenlediğim gezi turlarında katılanlara, ilk önce eşyalarına sahip çıkmalarını hatırlatıyorum.  
-2017 ‘de İstanbul’dan uçağa atlayıp Arjantin’e gittiniz. 10 Nisan 2018 ’de döndünüz. 6 ay sonra tekrar Latin Amerika’ya, ama bu kez Patagonya’ya gidip yerleştiniz. Sizi tekrar oraya çeken ne oldu?  
- “Kilidimin anahtarı Patagonya’da demek ki” dedim. Hacı Bektaş-ı Veli’nin kapısından döndürdüğü Yunus Emre için, “Biz o kilidin anahtarını Tapduk Emre’ye verdik, varsın nasibini ondan alsın” demesi ve onu Tapduk Emre’ye göndermesi gibi benim nasibime de Patagonya düştü. Daha önce bana bu ıssız yerde yaşayacaksın deselerdi gülerdim. Onlarca ülke gezip, gördüm, Türkiye’den 1,5 kat daha büyük, o ütopya eyalete gidip yerleştim. 4.5 yıldır oradayım. Altı ay sonra da Arjantin vatandaşı olacağım.  
 

EL CALAFATE VE PERİTO MORENO BUZULU 

 

Bursa’dan Patagonya’ya

- Peki hayat nasıl geçiyor, neler yapıyorsunuz oralarda?  
- Santa Cruz eyaletine bağlı 9-10 bin nüfuslu El Calafate kasabasında yaşıyorum. Lago Argentino gölünün kenarındayım. Sakin yer, sanayi, tarım, üretim, AVM, büyük marketler, gürültü yok. Sadece turizm var. Otel, bar ve az sayıda restoran var…

Bursa’dan Patagonya’ya

Ticari hayat sınırlı. Kasabada, sağlık, haberleşme, güvenlik vs gibi az sayıda kamu personeli görev yapıyor. Kasaba gelirini Perito Moreno Buzulunu ziyaret eden turistlerden sağlıyor. Küçülmeyen tek buzul. Patagonya’da hayat, yavaş. Sabah uyanırım, mate çayımı alır, göl kenarına gider flamingoların, kuğuların danslarını ve göle düşen buzulların gölgelerini izlerim.

Bursa’dan Patagonya’ya

Öğle vakti evime döner meşhur siestamı yaparım. Uyanınca da, Arjantin bifteği olarak da bilinen Asado pişiririm. Etle, genellikle, egzotik Malbec şarabı içilir. Buralarda angus (Sığır) ve koyun çok. Et fakirlerin yiyeceği. Akşam da bara gidilir. Müzik ve eğlence. Doğal buzul suyundan mamül bira içilir. İçtiğimiz su da klor yok, buzul suyu.  

 

Bursa’dan Patagonya’ya

LATİN AMERİKA SEYAHATNAMESİ 

-Ekmek elden su buzuldan yani. Geçim, para, pul işleri? 
- Çalışmak, iş bulmak çok güç. Küçük bir birikimim vardı, idareli kullanıyorum. Bursa’dan, evimin kirası geliyor. Türkiye’den, bireysel ya da kafile halinde gelen turistlere rehberlik ediyorum. Geziyor ve gezdiriyorum. Bu arada ‘Latin Amerika Seyahatnamesi’ni yazdım.  
 

Bursa’dan Patagonya’ya

- Kitap yazanlara hayranlık duyuyorum. Latin Amerika Seyahatnamesi’nden bahseder misiniz?  
- 60 yaşına geldiğimde, geriye dönüp baktığımda “harika bir film izledim” diyecek kadar maceralar yaşadım. Kitaba, gördüklerimi, yaşadıklarımı, 16 ülkeye ait gözlemlerimi aktardım. Geziye meraklı dostların, Kırmızı Leylek Yayınları arasında çıkan kitabımın okumasını dilerim. Okurken daha fazlasını hissedeceksiniz. Ve bir gün kendinizi buzulları seyrederken veya yanardağ lavları izlerken bulabilirsiniz.  
-Kitabın kapağında ki kadın, sanki tüm Latin Amerika’yı tanımlıyor gibi? 
- Başkent Colombia’nın Cartegena sokaklarında ilerliyordum. Gözüme o kadın, Angelica Cassera takıldı. Sanki bir yerden hatırlar gibiydim. Fotoğraf çektirip para alıyordu. Çektiğim fotoğraf kitabımın kapağı oldu. Haklısınız, Angelica Cassera, folklorik olarak, bence de o ülkeleri temsil ediyor. 
(Selçuk Tanaydın gittiği gördüğü yerleri instagram hesabından da paylaşıyor: selcuk.tanaydin)
 

 

 

SİGARA TANRISI MAXIMON

 -Guatemala halklarının, Maya Kızılderililerinin simgesi Maximon, Maya tanrısı ve halk azizi olarak biliniyormuş. 
Sigara ve içki tanrısı, ilginç bir figür. Şallı ve kovboy şapkalı. Alkol ve sigara içiyor. Ağaçtan bir tanrı. Erkek. Kolları ve ayakları yok. Niçin acaba? 

 

-Halk, onun fazlasıyla zampara olduğunu söylüyor; Kız peşinde koşmasın diye ayakları kesilmiş…  
 Sigara ve alkol kullanan, çapkın tanrı Maximon’un Atitlan gölü civarında ki ikametgahına gidenler, hediye etmek için sigara ve alkol götürüyorlar.  
Maximon’un ziyaretçilerini dinlediği, isteklerini yerine getirdiğine inanılıyor.  
İnanışa göre gidenler, kötü arkadaş ve patronlarını da Maximo’ya şikayet, hatta beddua ediyorlarmış. Gerisini, O hallediyormuş…  
 

 

PATAGONYA BİLDİĞİNİZ ÜTOPYA 

Patagonya’nın; 
Uçakla, İstanbul’dan Buenos Aires’e 17 saat’te varıldığını. 
Sakin, hatta ıssız Patagonya’da kilometre kare başına 2-3 insan düştüğünü. 
Dünyada ama dünyadan uzakta, bildiğimiz, gördüğümüzden değişik bir yer, adeta farklı bir gezegen gibi olduğunu. 
360 buzul’a ev sahipliği yaptığını, And dağları, buzullar, göller, nehirler, sönmüş ya da faal yanardağlar ve kraterlerin varlığını. 
Dağlarında Macellan puhusu, Patagonya tiranı gibi endemik kuşlarının tünediğini. 
Kıyılarında, denizinde penguenler, deniz aslanları, foklar, balinaların gezdiğini. 
Karasında jaguarlar, pumalar, geyikler ve deve kuşlarının mevcudiyetini. 
80 milyon yıllık dinozor fosillerine el sürüldüğünü. 
Vahşi hayvanların sözünün geçtiğini, insandan daha çok doğa ve yabani hayata önem verildiğini bildiğimiz Patagonya’dan bahsediyoruz.  
Biraz coğrafya okuyanlar, ülkenin güneyinde ki Macellan Boğazı’nı, boğazın diğer yakasında yer alan Ateş Toprakları’nın da Patagonya’yla ilgili olduğunu bilirler.  
Biraz daha güneyde ise Antartika.  
Patagonya bildiğiniz Ütopya… 
 

 

 

ORALARA TÜRKİYE’DEN GİTMEK İSTEYENLER 

 

20 günlük Arjantin, Şili, Uruguay, Peru, Colombia ve Brezilya ile 12 günlük Antartika turları daha verimli oluyormuş. 
Grup fiyatları da daha uygunmuş. 
 
Bu gezilere katılanlar; Latin Amerika’nın tarihi, kültürel, doğal alanlarıyla, yemek, eğlence, sokak danslarıyla turistleri etkilediğini. Et, yemek, bira ve içkilerin çok ucuz olduğunu, 
Buraların tabiat, et, çöl, kül, dağ, deniz ve buzul ülkesi olarak adlandırıldığını, Arjantin’in güvenli, Peru, Şili ve Bolivya halklarının, Türk halkı gibi saf, temiz ve samimi, Brezilya ve Colombia’da hırsızlığın yaygın olduğunu, gezginlerin dikkatli olmaları gerektiğini, Şili, Uruguay ve Arjantin halklarının oldukça medeni ve tamamen Avrupalı göçmenlerden oluştuğunu gözlemlerler. 
 

 

 

Patagonya bizi çağırıyor 

-Bursa’dan Patagonya’ya uzanan hikayeyi özetlemesini istediğimde sevgili Selçuk Tanaydın; 
- “Hayatım bir kaset misaliydi. A yüzünü hep bir başkaları doldurmuştu ama B yüzünü ben doldurmak istedim. Ve bu yüzüne olabildiğince macera, adrenalin, bazen durağan bir hayat bazen de daha çok beni şaşırtan yeni deneyimleri olan bir hayat ile doldurmak, filmin sonuna yaklaştığımda ‘vay be neler yaşamışım’ demeyi çok istiyorum” diye konuştu.

İmzaladığı kitabında bana hitaben yazdığı, “Patagonya’da buluşmak dileğiyle” notunun bir gün gerçekleşmesini isterim. Okurken keyif aldığım Latin Amerika Seyahatnamesi’ni sizlere de öneririm.  
Yolun açık olsun sevgili Tanaydın.

 

Yazarın Tüm Yazıları