Paylaş
Sevdiklerimizin, değer verdiklerimizin, kıymetlilerimizin, yokluğunu hissettiklerimizin anıları gözümüzün önüne gelince bayramlar hüzünsüz olmuyor.
Onun içindir ki, bayram sevinci yaşamadan önce kabristanlara koşarız.
Ahirete intikal edenler ziyaret edilir.
RUHU DEĞİŞMİŞ
Artık bayramlar tatil olarak değerlendirildiği, turistik faaliyete dönüştüğü için her geçen yıl ‘nerede o eski bayramlar’ diye özlem duyulan, ailelerin bir arada olması, kaynaşması, misafirlikleri, muhabbetleri, hoş sohbetleri biraz daha azalıyor.
*
Kurban kesimi dahi törensel havasından çıkartılmış, hayvanı ‘gırtlaklamaya’ kadar vardırılmış, aceleye getirilmiş, bir an önce bitse de tatile çıksak, bir yerlere gitsek havasına bürünülmüş...
Dağıtmak yerine etler, derin dondurucuya doldurulmuş...
*
Kurbanına elini değdirmeden, vekalet ile işi halledenler de ‘zaten eti dağıtacak kimse bulamıyorduk’ diye bahane üretip, ibadetini de yaptığına inanıp, çoktan tatile başlamış oluyorlar.
Görülüyor ki, kurban bayramı artık orta halli insanlarla, fakir ve yoksulların bayramı haline gelmiş...
Ne diyebiliriz ki...
Zamanın ruhu diyelim, en iyisi...
*
Gelecek bayramlara sağlık ve sıhhat içerisinde eksiksiz ulaştırmasını, ülkemize huzur, bolluk, bereket, zenginlik vermesini, hoşgörü ve sağduyuyu egemen kılmasını bir kez daha yüce Tanrıdan diliyorum.
BAYRAMLIK KLASİKLER
BİLİRSİNİZ, bayram günlerinin olmazsa olmaz iki klasik hadisesi vardır.
Bir, trafik kazaları ve can kayıpları.
İki, acemi kasaplar ve yaralanmalar.
Birincisine üzülür, ikincisine güleriz.
Böyledir işte bayram klasiklerimiz.
ACEMİ KASAPLAR GEÇİDİ
GAZETECİ, muhabir dostlarımız bayramın ilk saatlerinde hastane acillerinin önünde pusuya yatarlar ve acemi kasapları beklerler
Onlar da tek tek düşerler.
Acemi kasap, eyvah yakalandık mahcubiyeti içerisinde, gülerek, açıklama da yaparak hızla içeri girer...
Sanırım Bursa’da, kendisini yaralayan acemi kasap sayısı birinci gün 500 ‘ü aşmıştı.
Ülke genelinde bayram süresince acillik olan ‘acemi kasap vakası’ on binlere ulaşır.
*
Aslında elini kolunu yaralayanların hepsi acemi değil, işinin erbabı kasaplar da yaralanıyorlar. Onlara yardımcı olan, ekibin diğerlerinin hataları veya dikkatsizlikleri sonucu yaralanıp, ‘acemi kasap’ oluyorlar...
Bıçağın, satırın, baltanın şakası olmaz... Aman dikkat edin biraz, kendinize ve yakınınızdaki insanlara zarar vermeyin, kurban siz olmayın!
TRAFİK KAZALARI
BAYRAMLARDA yoğunlaşan trafik kazalarında ölenler ve yaralananlar toplumu üzüntüye sokuyor.
Bayram günü meydana gelen kazalar, can kayıpları yürekleri dağlıyor.
Yüzlerce kaza.
Yüzlerce ölüm.
Yüzlerce yaralı.
Bunun adı tek kelimeyle, dram...
*
Emniyet Genel Müdürlüğü ve İçişleri Bakanlığı, Karayolları Genel Müdürlüğü ve Ulaştırma Bakanlığı, Valilikler, STK’lar, medyanın trafik kazalarını önlemek, azaltmak için birçok projeye, programa imza atıyorlar.
Ama olmuyor işte...
AVRUPA BİRİNCİSİYİZ
Yollarda, bir yılda 7 bin 500 insanımız can veriyor.
Yaralanıp engelli kalanların sayısı belli değil...
On yılda 75 bin nüfuslu bir ilçenin haritadan silindiğini düşünün...
Ne kadar acı değil mi?
Avrupa ülkeleri içerisinde, trafik kazası ölümlerinde 1. sıradayız.
Bu birincilikle mi gurur duyacağız!..
Canımız yanıyor.
Bayramlarda ise iki kat daha canımız yanıyor
.Bu kan artık durdurulmalı. Trafik kazaları önlenmeli.
Paylaş