Bandırma Vapuru’nda olmak 

Bandırma vapurunda olmak ve Samsun’a çıkmak... Böyle baÅŸladı bir devrin öyküsü, bizim hikayemiz. 103 yıl önce bugün Bandırma vapuru Samsun’a ulaÅŸtı.Â

Haberin Devamı

Bandırma Vapuru’nda olmak

Koca Türk devleti Osmanlı, 200 yıllık gerileme döneminin sonuna gelmiş, direncini kaybetmiş, aldığı borçları savaş masraflarına, maaşlara, bahşişlere, saray inşaatlarına gömmüş, faizleri bile ödeyemez hale gelmiş, mali sistem çökmüş. Hal böyle olunca birlik ve dirlik kalmamış. 
Ülkelerden ve Rothschild Ailesinden alınan kredilerin ödenmemesiyle verilen teminatlar da gider.  
Balkanlar, Kıbrıs ve Ege adaları elden çıkar. Bunlar yetmemiş gibi padişah ve saray hükümeti, 30 Ekim 1918’de Mondros Ateşkesi’ni (Mütarekesi) imzalar, Osmanlı darmadağın olur. 
*  
İngiltere (Britanya İmparatorluğu), Fransa ve Rusya öncülüğünde oluşan ve ABD, Yunanistan, Belçika, Japonya, Romanya, Karadağ, Sırbistan’ın da katıldığı İtilaf devletleri I. Dünya Savaşının sonunda, Alman, Avusturya-Macaristan ve Osmanlı İmparatorlukları ve Bulgar Krallığı’nın oluşturduğu İttifak devletleri’ni yendi. 
Kaybedenler bedel ödedi.  
Osmanlı bölünüp, parçalandı, Türk milletinin her şeyine el konuldu. 
*  
MİLLİ MÜCADELE BAŞLAMASAYDI 

Haberin Devamı

30 Ekim 1918 ‘den sonra fiilen topraklarımız da işgal edildi. 
Milli Mücadele başlatılmalıydı. 
Bandırma vapuru, 19 Mayıs 1919 günü tehlikelerle dolu yolculuk sonunda, Mustafa Kemal Atatürk ve 22 kurmay, 25 er ve erbaş, 8 katip ve 21 gemi mürettebatı Samsun’a vardı.  
Atatürk, tarihin seyrini değiştirmeye, bağımsızlık ve egemenlik mücadelesi vermeye, emperyalist devletleri yenmeye başladı. 
Bandırma Vapurunda olmayı kimler istemezdi ki… 
Dünya var oldukça o kahramanlar minnetle, şükranla, dualarla anılacak. 
* 
Tam zamanında Milli Mücadele başlamıştı. 
Çünkü 14 ay sonra, 10 Ağustos 1920’de Padişahın Saray hükümeti ile Fransa, İtalya, İngiltere ve Japonya arasında Sevr Anlaşması imzalandı.  
Osmanlı fiilen tükendi. 
Atatürk, Anadolu’ya iyi ki çıktı; başardık!.. 
* 
Başardı. 
Yeni devlet kuruldu, adına Türkiye Cumhuriyeti Devleti denildi; ‘Türkiye Cumhuriyetini kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir’ lafını da mıh gibi çaktı! 
Kurduğu devleti ve cumhuriyeti de Türk gençliğine emanet edip, çekip gitti… 

Haberin Devamı

Bandırma Vapuru’nda olmak

Bugün 19 Mayıs… 
19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik Ve Spor Bayramı…  
Bugün Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’ni bir kez daha okumalı. 
Hatta okutmalı... 
 
Dijital dönüşüm çağına girilen bu zamanlarda lise son sınıfta ya da üniversite’de okuyan öğrenciler devletinin tarihini, resmi bayramlarının isimlerini, hikayelerini, şehirlerini, yaşadığı kentin komşularını, madenlerini, tarım ürünlerini bilsinler… 
Önceki kuşakların ilkokul sıralarında öğrendikleri, ülkenin dağlarını, denizlerini, göllerini, nehirlerini, olmadı 3’er tanesini ezberlesinler!.. 

* 
EĞİTİM SİSTEMİ 

Milli Eğitim, sürekli sistem değiştirmeyi bir kenara bırakmalı, çocuklarımıza ve gençlerimize doğru, gerçekçi bilgi aktarmaya, onları donanımlı insanlar haline getirmeye çalışmalı. 
Bahçesiz, kütüphanesiz, sınıfları yetersiz, kalabalık, laboratuvarsız, sahasız, salonsuz, sporsuz ve sanatsız okullardan, apartmandan bozma, altında alışveriş mağazaları olan, fiziki ve akademik kadro yönünden yetersiz, ‘sözde üniversiteler’ açma uygulamalarından vazgeçilmeli. 
Gençliğimize ve geleceğimize yatırım yapılmalı. 
* 
GENÇLİĞİN SORUNLARI  

Haberin Devamı

19 Mayıs’ta eğitim, okul, üniversite, yurt, burs, okuyan ya da çalışan gençlerimiz, onların sorun ve talepleri konuşulmalı. 
Ülke bekasını korumanın yolu kaliteli eğitimden geçer. 
Gençlerini ihmal eden ülkelerin gelecekleri olmaz! 
* 
19 Mayıs’ı şarkı, türkü, folklor, eğlence ve birkaç TV programından ibaret gören yanılır… Egemenlik, özgürlük, serbestlik, bilim, hukuk, demokrasi, fırsat eşitliği, eğitimin ve sağlığın ticarileşmemesi, güvenlik, refah, huzur ve sonsuza kadar yaşayacak Türkiye Cumhuriyeti Devleti konuşulmalı… 
* 
Başkomutan Atatürk ve milli mücadelenin kahramanlarını minnetle yad ediyorum. 
Bayramınız kutlu olsun.

Yazarın Tüm Yazıları