Dr. Hüseyin H. Serdar
Dr. Hüseyin H. Serdar
Dr. Hüseyin H. SerdarYazarın Tüm Yazıları

19 Mayıs ruhu

Ülkemizin kaderinde iki geminin önemli rol aldığını görüyoruz.

Haberin Devamı

Bunlardan birisi, 16 Mayıs’ta İstanbul’dan hareket ederek Karadeniz’in azgın dalgalarıyla boğuşup, 19 Mayıs günü, sabah 08:15’de Samsun’a yanaşan, içerisinde 9. Ordu Müfettişi Tuğgeneral (Mirliva) Mustafa Kemal Paşa ve kurmaylarının olduğu Bandırma vapuru.
Diğeri de, 17 Kasım 1922 tarihinde, sabah 04:00’de Başkent İstanbul’daki Yıldız Sarayı’ndan atlı arabaya binerek çıkan ve Dolmabahçe Sarayı’nın önündeki iskelede, onu bekleyen İşgal Kuvvetleri Komutanı general Harrington ile buluşan Osmanlı Devlet Başkanı Sultan Vahdettin’in Malta’ya gitmek üzere bindiği İngiliz Malaya zırhlı gemisi...

İKİ GEMİ DEMEMELİ

Atatürk Bandırma Vapuru ile ilk adım Samsun’a, vatanın bağrına geldi, Vahdettin Malaya zırhlısıyla Türk yurdundan uzaklara, Malta ülkesine gitti.
Bu iki gemi geleceğimizi etkiledi.
Bandırma vapurundan inenler memleket topraklarını işgal eden ülkeleri, buralardan söküp atmayı, Türk milletinin bağımsızlığını ve egemenliğini yeniden tesis etmeyi amaçlıyordu.
Bu amaç, bir ailenin devleti yönettiği saltanatı değil, halkın birlikte idareye katıldığı Cumhuriyeti içeriyordu. Milletin, saray ve padişahın kulu olması değil, devletin yurttaşı olması kararlılığını hedefliyordu.

Haberin Devamı

KUVAYI MİLLİYE YAŞIYOR

Kurtuluş Savaşı’yla sonlanan acılı ve çileli yolda Kuvayi Milliye ruhuyla, canı dahil her şeyini bağımsızlık için feda eden, kanını oluk oluk akıtan halkımıza karşı, hilafet, saltanat ve saray yönetiminin devam etmesini sağlamak amacıyla batılı düşman devletlerin oyununa gelen monarşi yanlıları da amansız bir mücadele verdiler.

Zor, çok zor günlerdi...
Sonrasını biliyorsunuz işte!
İşgalci devletler ile birlikte monarşi yanlıları kaybettiler.
Bandırma Vapuru’na binenler kazandı.
Türk’ün ulu başbuğu, Gazi Mustafa Kemal Atatürk kazandı.
Onun silah arkadaşları, asker ve sivil kahramanlar, ona gönül verenler kazandı.
Türk halkı kazandı.
Yurttaşlık kazandı.
‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ ülküsü kazandı.
Ama monarşistler de hiç pes etmediler!

19 MAYISLAR DÜŞÜNDÜRÜR

Önceki gün kutladığımız 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nı kutlarken bir yığın düşünce geldi geçti aklımdan...
Gazi Paşam keşke 15-20 yıl daha yaşasaydı.
Çok önceden gördüğü ve yakında olacağını söylediği 2. Cihan harbinde ülkemizin başında olsaydı.
Olsaydı da, Türkiye, Amerikan-İngiliz politikalarının esiri olmasaydı.
Olsaydı da, fabrikalarını çoğaltsaydı, teknolojisini geliştirseydi, uçak ve silah sanayisindeki büyük atılımı devam ettirseydi.
Olsaydı da, eğitim, bilim, hukuk, sağlık, tarım, sanat, mimari alanlarındaki gelişmeleri sürdürseydi.
Olsaydı da, ülkeler arasındaki dostluk ve işbirliği ağını genişletseydi.
Olsaydı da, dünyadaki Türk algısı daha da güzelleşseydi.
Atatürk biraz daha yaşasaydı, Türkiye bugün dünyanın 2. büyük gücü olsaydı, olsaydı da çağların üzerinden aşırtıp ülkeyi ‘muasır medeniyet’teki yere ulaşsaydı...
Düşünceler, düşünceler, düşünceler...
Bu hedefleri önce gençliğe, sonra da millete görev olarak bıraktı ve genç yaşında geçti gitti.

Haberin Devamı

YAŞASIN 19 MAYIS

Yaşasın 19 Mayıs ruhu diye kıvançla haykıralım.
Şimdi ona layık olma zamanıdır diyelim, tüm kahramanlarımızın ruhuna dualar gönderelim, rahmet ve minnetle yad edelim.

EN UZUN HAFTA

EN uzun gün, en uzun gece olur da en uzun hafta olmaz mı!
Olur elbette...
Milletvekilliği ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri için geçen pazar günü sandıklara koştuk.
Vekilleri belirledik ama Cumhurbaşkanını belirleyemedik.
Kazanan olmadı.

Sonucu bakımından ilginç bir durumla karşılaştık.
% 49.5’a ulaşan sayın Erdoğan, 2019 İstanbul seçimlerinde olduğu gibi sonuca itiraz edip oyları yeniden saydırsaydı sonuç değişir miydi acaba?
Belirsizlik millete bıkkınlık veriyor, mali piyasaları geriyor.
Yine bir koşturmaca, yine bir gürültü patırtı.
İşi gücü bırakıp, oradan oraya, şehirden şehire gidip oy kullanmak hem maliyetli, hem de zor oluyor.
Her şey güllük gülistanlık olsa neyse, ateş pahası, biletler el yakıyor.
Vatandaşlık görevimiz, sandıklara gideceğiz.

Haberin Devamı

ERDOĞAN MI, KILIÇDAROĞLU MU?

Sadece vatandaş açısından değil, liderler açısından da sıkıntılı bir süreç bu.
Recep Tayyip Erdoğan ve Kemal Kılıçdaroğlu için 22-28 Mayıs tarihlerini kapsayan bu ‘en uzun hafta’ oldukça yorucu, gergin, yıpratıcı, sıkıntılı ve stresli geçecek.
En uzun haftada ayakta duran kazanacak.
Seçmenler de bugüne kadar görmediği ve yaşamadığı bir deneyime sahip olacaklar.
Hadi hayırlısı diyelim.
28 Mayıs’ın ardı haziran, yani yaz...
‘Baharı görmeden yaz geldi geçti’ demesek bari...
*
Şu notu ilave etmeden geçemeyeceğim, kanıma dokunuyor arkadaş!
Bizi yönetenleri bizler seçmeliyiz. Afrikalı, Asyalı, Arabistanlılar değil.
Pakistanlı, Afganistanlı, Suriyeli, Katarlı, Suudi, Yemenli, Nijeryalı, Sudanlı, Somalili yabancılar yesinler içsinler gezsinler, çalışsınlar tamam da ülkemizin geleceğine karışmasınlar.
Biz bize yeteriz...
Misafir misafirliğini bilmeli!

Bir yanda 19 Mayıs ruhu, bağımsızlık, egemenlik, milli birlik diyoruz diğer yanda bunu yapıyoruz, olmuyor!
Vallahi dokunuyor, billahi dokunuyor...
Tarihten ders alırsak, tekerrür etmez!

Yazarın Tüm Yazıları