Paylaş
Gebelik ve alkol kullanımı
Sağlıkla ilgili bilgiler, genellikle, o anda lazım değilse pek üzerinde durulmuyor. Oysa, gerekli olduğu zaman bu bilgileri elde etmeye çalışmak da çoğu zaman geç oluyor. Bunu yazmamın nedeni birkaç okurumdan gebelikte alkol kullanımı konusunda daha önce yazdığım yazıyı tekrarlama yönünde istek gelmesi. Okurlarım o sıralarda gebe olmadıkları için yazıyı okumamışlar. Bu isteğe uyarak yazıyı tekrarlıyorum.
Gebe bir kadınla, doktoru arasındaki konuşmalar, öncelikle ceninin (anne karnındaki bebeğin) sağlığı, doğumun kolay olup olmama ihtimali ile başlar. Ardından, gebelik boyunca neler yemesi gerektiği yolunda sorular gelir. Bebeğin sağlığı ve gelişmesi açısından yararlı olan gıdalar öğrenilmek istenir. Zaman zaman sorulan sorulardan biri de ‘‘İçki içebilir miyim, içebilirsem günde ne kadar içebilirim’’ sorusudur. Özellikle son yıllarda kadınlar arasında da alkol tüketiminin artması üzerine, bu sorular da sık sık sorulmaya başlandı.
Bu soruya hemen cevap vermek kolay değil. Anne karnındaki bebeğin alkolden etkilenmesi sonucu ortaya çıkan fetal alkol sendromu, son zamanlarda tanınmaya başlayan bir kavram. Araştırmacılar üzerinde yoğun çalışmalar yapıyorlar. Ben size, bu araştırmalardan elde edilen sonuçlar hakkında biraz bilgi vermek istiyorum.
Alkolün cenine zararı
- Gebenin içtiği alkol, her seferinde cenine ulaşır: Alkol, anne ile bebeğin ilişkisini sağlayan plasenta zarından geçebilir. Düzenli olarak alkol alan bir gebenin bebeğinin kanında da aynı miktarda alkol bulunur. Eğer anne, alkol eksikliği belirtileri gösteriyorsa, aynı belirtiler, karnındaki bebekte de olmaktadır. Çünkü bazen anne karnındaki bebek de alkol bağımlısı olabilir. Bu bebeklerin doğumdan sonra ve ilerdeki hayatlarında da alkolik olacakları yolunda önemli bulgular mevcuttur. Daha da önemlisi, alkol, çocuğun sakat doğmasına neden olabilir.
- Gelişmesini yavaşlatır: Bir cenin, her gün, her saat, her dakika ve hatta her saniye gelişir. Bu gelişmesini etkileyecek her olay, bebeğin bir organının ya da tümünün gelişmesini bozar. Alkol beyin ve sinir sistemi üzerinde etkili bir madde olduğu için, gebelik süresince alkol alan annelerin bebekleri, kafaları ve beyinleri küçük olarak doğar.
- Beslemeden, kalori verir: Alkol enerji vermesine rağmen hiçbir besin maddesi içermez. Alkol alanlarda enerji açığı olmadığı için, başka gıdaları daha az alma ihtiyacı duyulur ki, bu da bebeğin gelişmesi için gerekli besin maddelerinin eksikliği demektir.
- Diğer sistemler: Alkolün erişkinlerde, kalp, vücut kasları, karaciğer, sindirim sistemi gibi organlara zarar verdiği bilinen bir gerçek. Ceninin henüz gelişmekte olan sistemlerine daha fazla zarar vereceği de kolayca ortaya çıkan bir gerçektir.
Bir annenin, yeni doğmuş bebeğine biberonla içki içirdiğini düşünebiliyor musunuz? Bu, herkesin kınayacağı bir davranıştır. Çünkü alkolün, bu bebeğe zarar vereceği bilinir. Gebelik sırasında içki içme ise, bundan daha da kötüdür. Ceninin birçok organı henüz gelişme aşamasında olduğu için daha da çok zarar görecektir.
Fetal alkol sendromu
Fetal alkol sendromlu bebeğin gözleri küçük, dar veya çok yuvarlak, burnu yassı, yukarı kıvrık, burun kökü basık, küçük ve düz yanaklı, üst dudak oldukça dar, çenesi bebeklikte küçük, ileri yaşlarda çok büyüktür. Doğumdaki kilo ve boyu normalin altındadır. Kafa ve beyin çok küçüktür. Orta derecede geri zekalılık bulunur. Bebeklikte çok yaramaz, okulda çok başarısızdır.
Ayrıca kalpte doğumsal arızalar, göğüs kafesinde anormallik, cinsel organlarında, böbreklerde anormallik, kaslarda zayıflık ve buna bağlı fıtıklar, kemiklerde gelişim kusurları görülebilir.
Bu belirtilerin hepsinin birden görülmesi şart değil. Bir ya da birkaçının görüldüğü vakalar da var. Gebelik sırasında kullanılan alkol miktarı arttıkça, görülen kusurların ciddiyeti de artıyor. Alkol miktarından bahsedince, Fetal Alkol Sendromu’na (FAS) neden olan alkol miktarı hakkında da bir şeyler söylemek istiyorum.
Yapılan araştırmalarda, ne kadar alkol alanda mutlaka FAS görüleceği yolunda kesin bir rakam belirlenemedi. Araştırmacılar ayda 45 doz içkiyi temel alarak çalışma yaptılar. Bir doz alkol olarak, bir şişe bira, bir bardak şarap ya da bir tek, yüksek alkollü içecek (Rakı, viski vb.) belirlendi. Bu miktarın üzerinde alkol alanlarda FAS çok daha sık olarak görülüyor. Ancak haftada iki doz alkol alanda da FAS belirtileri görülebildiği de rapor ediliyor. Böyle olunca, gebenin güvenle alabileceği alkol miktarı diye birşey belirlemek olanaksız. Burada muhtemelen, sigara içimi, annenin yaşı ve beslenme alışkanlıkları da etkili olabiliyor. Ayrıca bebeğin yapısının da etken olduğu yolundaki çalışmalar da var. Bunun en tipiği, ikizler üzerindeki çalışmalar. Gebelik sırasında alkol alan annenin ikizlerinden biri çok ağır belirtilerle doğarken, diğerindeki belirtilerin daha da az olduğu görülebiliyor. Bu da bebeğin yapısının önemini ortaya koyuyor. Ancak bilinmesi gereken bir gerçek, bebeğin yapısını önceden bilmek olanaksız olduğu için, ne kadar etkileneceği yolunda daha önceden birşey söylenemeyeceği, diğeri de, en sağlam yapılı bebeğin bile, biraz da olsa etkilendiği. Böyle olunca, gebelikte alkol kullanılmaması gerektiği açıkça ortaya çıkıyor.
Fetal Alkol Sendromu (FAS) ile doğmuş bebeklerde çok değişik belirtiler olduğunu saymıştım. Bu belirtilerin hepsinin birden olması şart değil. Belirtiler, daha doğrusu kusurlar, alkol kullanımının gebeliğin hangi döneminde olduğuna göre değişir.
9 ay süren gebelik, ceninin gelişmesi açısından, üçer aylık üç bölümde ele alınır. Şimdi de size gebeliğin dönemlerine göre alkolün etkileri konusunda bilgi vermek istiyorum.
Birinci trimester (üç aylık dönem); Döllenme anından itibaren hücre, süratle bölünmeye ve organ taslaklarını oluşturmaya başlar. Gebeliğin üçüncü haftasında beyin, kalp ve damar taslakları oluşmuştur. Gebeliğin dördüncü haftasında, cenin henüz yarım cm. boyunda iken bile kalp atmaya başlamıştır. Bu dönemde içilen alkol, organ taslaklarını tahrip ederek önemli doğumsal kusurlara neden olabilir. Bunun önemi, çoğu kadının bir ay geçmeden, gebe olduğunu farketmemesi ve bu süre içinde alkol kullanmaya devam etmesindedir. Oysa bir aylık dönemin sonucunda birçok organın taslağı oluşmuş ve muhtemelen alkol kullanımına bağlı olarak zarar görmüştür.
İşte bu nedenle, anne olmayı tasarlayan kadınların, daha gebe kalmadan önce alkol kullanımına son vermeleri gerekir.
Sürecek
Paylaş