Paylaş
Bebekler acı çekmesin
Yeni doğmuş bir bebek kadar değerli ama bir o kadar da incinebilir şey çok azdır. Kendi başına hiçbir şey yapamaz. Beslenme, ısınma, korunma ve sevgi için ana-babasına muhtaçtır. Onlar da bebeklerini korumak için bir çok şey yaparlar. Örneğin soğuktan ve diğer iklim şartlarından korumak için uygun şekilde giydirirler, güvenli yatak yaparlar, çevreden gelecek mikrop, zararlı hayvanlar, elektrik çarpması, düşme, yanma, boğulma gibi tehlikelere karşı önlemler alırlar.
Prematüre (erken doğmuş) bebekler, bazı ek risklerle de karşı karşıyadır. Bazı organları ve özellikle bağışıklık sistemi tam gelişmediği için infeksiyon hastalıkları bu açıdan en önemli riskleri yaratır.
Benim bugün ele almak istediğim, bunlar arasında en sık rastlanan ve bebeklerin sağlığını ciddi ölçüde tehdit eden biri. Tıpta kısaca RSV olarak adlandırılan Respiratory Syncytial Virus, özellikle prematüre ve küçük yaştaki bebeklerde ciddi sağlık sorunları yaratabilir. Bu virüs sonbahar ve ilkbahar arasındaki dönemde çok hızlı bir yayılma gösterir. Erişkinler ve büyük çocuklarda soğukalgınlığı belirtileriyle üst solunum yolu infeksiyonu olarak kısa zamanda geçiştirilirken, özellikle prematüreler olmak üzere küçük bebeklerde alt solunum yollarına inerek bronşiyolit denilen şekilde, nefes yollarının uç dallarında hastalığa ve hatta zatürreye yol açabilir. Bu prematüre bebeklerde ve doğuştan akciğer hastalığı olan çocuklarda hastaneye yatmayı ve bazen yoğun bakımda solunum destek cihazına bağlanmayı gerektiren durumlara yol açabilir.
RSV nedir?
Solunum yolu hastalığına yol açan bir virüs olan RSV, özellikle sonbahar ile ilkbahar arasında, bebekler, çocuklar ve hatta erişkinler arasında salgın hastalık nedeni olur. Hastalık nedeni olan virüsler öksürük ve aksırıkla çevreye saçılır. Bu sırada yakında olan kişilere bulaşabileceği gibi, virüs bulaşmış olan zeminlere temasla ele geçmiş olan virüsün, ağız, burun veya göze temasla vücuda girmesiyle de bulaşma olabilir.
Belirtileri...
Virüsün bulaşmasından çok kısa bir süre sonra hafif ateş, kırıklık, burun akıntısı, kulak ağrısı gibi belirtiler görülebilir. Erişkinlerle 2 yaşın üzerindeki çocuklar genellikle bu tür belirtilerle hastalığı geçiştirirler. Oysa prematüre bebekler, ilk 2 yaşın içinde olanlar ve kronik akciğer hastalığı olan çocuklarda, 3-5 gün sonra alt solunum yollarına inerek ciddi bir görünüm kazanır. Yoğun öksürük, nefes darlığı, hızlı solunum ve hırıltılı solunum, ciltte morarma, nabızda hızlanma bu aşamanın en sık görülen belirtileridir. Yüksek ateş çoğu zaman olmayabilir. Bu aşamada bebeğin hastaneye kaldırılması gerekir. Solunum yetmezliği belirtileri gösterenler ortalama 4-8 gün gibi bir süreyle yoğun bakım merkezlerine ve solunum destek cihazlarına gerek duyabilirler. Bu aşama, direnci ileri derecede düşük bebeklerde ölüm nedeni olabilir.
Hastalık atakları sık sık tekrarlayabilir ve bebeklerin defalarca hastaneye yatmalarına yol açabilir.
Neden oluyor?
Virüsün bulaşma hızı çok yüksek. Bağışıklığı gelişmiş olan büyük çocuklarla erişkinlerde tehlikeli olamayan belirtilerle geçiyor, oysa prematüre bebeklerde bağışıklık sistemi tam gelişmediği ve anneden de antikorlar
(bağışıklık cisimcikleri) geçmediği için infeksiyon hastalıklarına karşı dirençsizdir. Ayrıca çoğu zaman ciğerler gelişmesini tamamlamadığı için RSV infeksiyonlarına karşı iyice dirençsizdir. Benzer şekilde bronkopulmoner displazi denilen akciğer gelişme bozukluğu ve kronik akciğer hastalığı ile doğmuş bebeklerde de RSV infeksiyonları risklidir.
Nasıl korunmalı?
Virüs sonbahar ve ilkbahar arasındaki dönemde çok yaygındır. Bebekler hastaneden eve geldiklerinde ya da hastanedeki yoğun ziyaretlerde çok kolayca virüs bulaşır. Ziyaretlerdeki öpme, sevmeler ve hatta bebeğin kardeşleriyle veya büyükleriyle aynı odada yatmasıyla hastalık bulaşabilir. Bu nedenle önlem alınması gerekir.
- Bebeğin bakımıyla ilgilenenlerle bebeğe dokunacak herkesin sık sık ellerini yıkaması,
- Tüm eşyanın kullanıldıktan sonra iyice yıkanması, dezenfekte edilmesi veya daha iyisi mümkün olduğunca tek kullanımlık malzemenin tercih edilmesi,
- Oyuncaklarının sıklıkla temizlenmesi,
- Mümkünse ayrı odada yatırılması,
- Soğukalgınlığı belirtileri gösterenlerin 2-3 metreden daha fazla yaklaşmasının ve bebeğin yanında ağzını kapatmadan aksırıp öksürmelerinin önlenmesi,
- Bebeğin odasında sigara içilmesinin, temizlikte toza neden olunmasının önlenmesi,
- RSV salgın mevsimlerinde kalabalık aile toplantılarından alışveriş merkezleri gibi kalabalık ortamlardan uzak durulması,
- Çocuğu sürekli takip eden doktordan RSV salgınları ve erken dönem belirtileri konusunda bilgi alınması,
- Koruyucu ilaçlar konusunda doktordan bilgi alınması.
Tedavi
Virüse karşı etki eden bir ilaç yok. Koruyucu bir aşı da geliştirilmedi. Hastalığın tek tedavisi semptomatik denilen yani belirtilerin ve hastanın sıkıntılarının ortadan kaldırılması şeklinde olabiliyor. Özellikle direnci düşük bebeklerde hastaneye yatırma, bronş genişletici ilaçlar, damardan sıvı takviyesi, oksijen takviyesi, bazen yapay solunum cihazına bağlama, fırsatçı diğer infeksiyonlara karşı antibiyotikler kullanılıyor. Bütün bu risklere karşı bebeğin direncini arttıran bir ilaç geçtiğimiz günlerde dünyanın bir çok ülkesinde piyasaya veridi. Hastalığın salgın yaptığı mevsimde ayda bir kez iğne yapılmasıyla yüksek oranda koruma sağlanabiliyor.
DEVAM EDECEK
Paylaş