Paylaş
Dünkü yazımda arkadaşımız Orhan Olcay'ın ani bir kalp sonrası vefatı üzerine daha önceden belirti vermeden gelen kalp krizleri konusunu yazmıştım.
Bu yazı bir çok dostumda ve okurumda karamsarlık nedeni olmuş. Çoğu, 'ne yapabiliriz' diye soruyor.
İnsan bünyesi, çoğu zaman belirli aşamalar geçilmeden herhangi bir belirti vermiyor. Bu sadece kalp-damar hastalığı için geçerli değil. Tansiyon gibi, şeker gibi bir çok kronik hastalık için de geçerli. Geçtiğimiz günlerde bir dostumuz, yaptırdığı kan şekeri ölçümünde 270 sonuç alınınca hiç de üzülmedi, 'ben 350-400'leri gördüm bu bir şey değil' diye bir anlamda seviniyordu. Oysa bir çok sorun vücudu içten kemiriyor. Buz dağı ucunu gösterdikten yani, sorunlar ortaya çıktıktan sonra yapılabilecek şeyler çok kısıtlı kalıyor.
Kalp için de, öncelikle risk faktörlerini belirleyip, bunlardan kurtulunması mümkün olanları ortadan kaldırmaya çalışmak gerekiyor.
Damar sertliği ve buna bağlı olarak gelişen kalp-damar sorunlarının oluşmasını kolaylaştıran risk faktörlerini sık sık belirtiyorum. Bunlardan en başta, kalıtım, sigara içmek, yüksek kolesterollü olmak, stres, tedavi ile kontrol altına alınmamış yüksek tansiyon ve şeker hastası olmak sayılabilir. Ayrıca erkek olmak, 40 yaşını geçmiş olmak, hareketsiz yaşam sürdürmek, aşırı alkol kullanmak, menapozdaki kadınlar için hormon takviye tedavisi olmamak gibi bir çok, ek risk faktörleri de var.
Tıp, risk faktörlerinden bazılarını, kurtulunması mümkün olmayanlar diye ayrı bir grupta ele alıyor. Bunlar arasında erken yaşta damar sertliği ve buna bağlı sorunlar yaşayan bir aileden gelmiş olmak yani, kalıtım faktörü, erkek olmak, yaşlanmak gibi bazıları sayılabilir. Bunların dışındakileri değiştirmek mümkün. Örneğin sigarayı bırakmak, düzenli eksersiz yapmak, tansiyonu, şekeri, kolesterolü, perhiz ve tedavi ile kontrol altına almak önemli yararlar sağlamaktadır. Düzenli Aspirin kullanmanın da damar sertliği buna bağlı olarak gelişen sorunlarda koruyucu etkisi çok büyük.
İşte bütün bunları, risk faktörlerinin yönetimini bilen, buna inanan ve titizlikle takip eden bir doktorun yardımıyla zamanında belirleyip, mümkün olanları yok etmek, kalp krizinden korunmada çok önemli avantajlar getirecektir.
Paylaş