DÜNKÜ yazımda, kilo fazlalığının giderek önemli bir sağlık sorunu olmaya başlaması nedeniyle, yaygın bir şekilde kullanılmaya başlanan yapay tatlandırıcıların güvenliği konusunu ele almış ve sakarin hakkındaki bilgileri aktarmıştım.
Sakarin konusundaki kaygılar devam ederken, daha güvenli olduğu belirtilen Aspartam kullanıma giriyor. Şekerden 180 defa daha tatlı olan Aspartam, NutraSweet ve Equal gibi ticari adlarla çok yaygın olarak kullanılıyor. Son zamanlarda özellikle internetin yaygın kullanımıyla, e-mail yoluyla Aspartam aleyhinde geniş söylentiler yayılıyor. Bunlar arasında, multiple skleroz, Alzheimer, sistemik lupus gibi hastalıklara, baş ağrısına, halsizliğe ve görme sorunlarına yol açtığı söylentileri ön planda yer alıyor.
Araştırmacılar bu konuda kaygıya yer olmadığını belirtiyor, ancak Aspartam'ın vücutta işlenmesi sırasında methanol adlı alkol türevinin oluştuğu da bir gerçek. Methanol, yüksek dozlarda toksik etki gösterebiliyor. Aspartam'ın da çok kullanılmasıyla bazı belirtiler görülebiliyor ama Aspartam azaltılınca bu belirtiler kayboluyor. Uzmanlar, methanol adlı alkolün, domates ve narenciyede de bulunduğunu hatırlatıyorlar.
Aspartam, fenilalanin ve aspartik asit adlı iki aminoasitin birleşimiyle oluşmuş. Bu maddeler çok yüksek dozlarda ve çok duyarlı kişilerde beyin ve sinir dokusu için toksik etki yaratabiliyor. 16 bin kişiden biride görülen fenilketonüri hastalığı olanların da aspartam kullanmaması gerekiyor.
Aspartam, 1981 yılında kullanıma girmiş. Son yıllardaki beyin tümörü sıklığındaki artışı Aspartam'a bağlayanlar da ortaya çıkıyor ama araştırmaların genişletilmesiyle, beyin tümör sıklığındaki artışın 1973 yılından itibaren başladığı ortaya konulmuş.
Havale nöbetleri ile doğumsal defektlere (sakatlıklara) yol açtığı yolunda da bazı iddialar olmakla beraber bunu kanıtlayıcı bir sonuç bulunamamış.