Hız kesmeyen salgın: Diyabet

Dünya COVID-19 salgınıyla mücadele içindeyken sağlık otoritelerinin ‘bulaşıcı olmayan salgın’ olarak adlandırdığı diyabet de hız kesmeden daha çok kişiyi etkilemeye devam ediyor. Uzmanların diyabet hakkındaki gelecek projeksiyonuysa bugünden daha kötü! Öyleyse önlem alalım...

Haberin Devamı

Her yıl 14 Kasım’da kutlanan Dünya Diyabet Günü öncesi Uluslararası Diyabet Federasyonu (IDF) 2021’in diyabet atlasını yayımladı. Açıkçası veriler hiç de iç açıcı değil. Atlasa göre 20-79 yaş arasındaki her 10 dünya vatandaşından 1’i (537 milyon insan) diyabetli. Üstelik diyabetli kişilerin yaklaşık yarısı (240 milyon insan) diyabetli olduğunun farkında bile değil. Farkında olmayanlar diyabete karşı önlemlerini almadıkları için ne yazık ki çok daha kötü etkilenecek. Gelecek yıllara dair projeksiyonsa bugünkünden daha kötü. IDF’ye göre 2030’da dünyadaki her 9 kişiden 1’i (643 milyon insan), 2045 yılına gelindiğindeyse her 8 kişiden 1’i (783 milyon insan) diyabetli olacak. İşte bu veriler nedeniyle diyabet dünyada ‘eşi benzeri görülmemiş büyüklükte, küresel bir salgın’ olarak anlatılıyor. Bu yıl Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Küresel Diyabet Sözleşmesi’ni başlattı. Birleşmiş Milletler’e (BM) üye devletler de diyabetle mücadele için acil olarak koordineli küresel eylem çağrısında bulunan bir kararı kabul etti. Bu kadar vahim ilerleyen salgının Avrupa’daki merkez üssüyse adeta Türkiye! Avrupa’da en çok diyabetli ülkemizde yaşıyor. Bu konuda ‘şampiyonluğu’ yıllardır bırakmıyoruz.

Haberin Devamı

2045 yılı projeksiyonundaysa dünyada en çok diyabetli yetişkinin yaşadığı ilk 10 ülke arasında yer alıyoruz. Öyleyse diyabete karşı önlemlerimizi almalıyız.

Hız kesmeyen salgın: Diyabet

MENÜLERİMİZİ GÜNCELLEYELİM  

Diyabeti, kan şekerini düzenleyen insülin hormonunun eksikliği veya insülinin kullanımındaki sorunlardan kaynaklanan kronik bir metabolizma hastalığı olarak özetleyebiliriz. Farklı tipleri olan diyabet hastalığının en yaygın görüleni  (yaklaşık yüzde 90) tip 2 diyabettir. Bu tür genellikle yetişkinlerde görülür. Kötü beslenme, hareketsiz yaşam, genetik yatkınlık ve obezite, tip 2 diyabet açısından riskimizi arttırır. İyi haberse, tip 2 diyabeti yaşam alışkanlıklarımızı iyileştirerek önleyebilir ve kontrol altına alabiliriz. Öyleyse bugünden itibaren daha aktif bir yaşama adım atalım, menülerimizi diyabetten korunmak adına güncelleyelim ve daha iyi yaşayalım.

Haberin Devamı

Diyabet yaygın inanışın aksine sadece fazla şekerli besin tüketen kişilerde görülmez; çok şeyden etkilenen karmaşık bir hastalıktır. Diyabetten korunmak için menülerinizde doğal ve iyi karbonhidratlara öncelik verin ve lif açısından zengin beslenin. Lifler bütün taneli tahıllarda, meyvelerde, sebzelerde ve cevizde var. Yoğurdunuza keten tohumu veya chia tohumu katarak bile lif tüketiminizi arttırabilirsiniz. Ayrıca faydalı yağları tüketmeyi seçin. Somon, alabalık, sardalya gibi balıklar; soya veya ayçiçeği gibi tohumlarla kanola, üzüm çekirdeği ve zeytinyağı gibi yağlar faydalı yağlardır.

UZAK DURULACAKLAR LİSTESİ

Beyaz şeker, beyaz hamur, reçel ve gazlı içecekler gibi rafine şekerlerden uzak durun. Tereyağı ve et yağı gibi hayvansal yağlardan olabildiğince kaçının. Şarküteri ürünleri, bisküviler ve konserve çorbalar gibi çok tuzlu besinleri tüketmemeye özen gösterin. Kızartma, hamur, krema bazlı soslar ve pane yiyecekler gibi kötü yağlar açısından zengin besinlerle aranıza mesafe koyun.

Haberin Devamı

UZMAN DESTEĞİ ALALIM

Halihazırda diyabetiniz varsa veya olmamak adına çok daha etkin bir beslenme planı oluşturmak istiyorsanız; yemek saatlerinizin düzenlenmesi, her öğününüzdeki makro ve mikro besin öğeleri açısından dengenin ve çeşitliliğin sağlanması adına doktorunuza ve diyetisyeninize danışmanız en sağlıklısı olacaktır. 

GİZLİ DİYABETE DİKKAT!

Aşırı susama, sık idrara çıkma, yorgunluk ve açıklanamayan kilo değişimi diyabet konusunda önemli ipuçları olabilir. Bu belirtilerden biri veya birkaçı varsa vakit geçirmeden bir sağlık kuruluşuna başvurmanızı öneririm. Ancak diyabetiniz olduğu halde hiçbir açık belirti de olmayabilir. Diyabetlilerin yarısının hastalığından habersiz olduğu düşünüldüğünde yılda en az bir kez diyabet risk değerlendirmeniz açısından tahlil yaptırmak akıllıca olacaktır.

Haberin Devamı

 Hız kesmeyen salgın: Diyabet

DOĞAL DESTEKLER...  

Tarçın ve çemen tohumu gibi birçok doğal gıdanın diyabet üzerine etkisi de fitoterapi alanındaki bilimsel araştırmaların konusu olmaya devam ediyor. Başarılı sonuçlar da gözlemleniyor ancak bunlardan mutlaka bir uzmana danışarak yararlanın. Örneğin ‘tarçın diyabete iyi geliyor’ demek çok yetersiz bir bilgi. Hangi tarçın, nasıl bir dozda, ne kadar süreyle gibi birçok soru var... Tarçın örneği üzerinden gidecek olursak öncelikle şunu belirtmek gerekiyor: Tip 1 değil, tip 2 diyabet hastalarında işe yarayabiliyor. Dikkat etmeniz gereken bir diğer konuysa etkisinden bahsettiğimiz tarçın; Seylan tarçını değil, Çin tarçını! Çünkü Çin tarçını, yüzde 85-90 sinnamil aldehit içeriyor. Oysa Seylan tarçınında bu madde daha düşük oranda var. Ülkemizde kullandığımız çubuk şeklinde satılan tarçın Seylan tarçını. Ayrıca bu madde bitkinin uçucu yağında olduğundan; beklemiş veya pişirilmiş bir tarçının da aynı etkiyi göstermesi beklenmez. Bilimsel çalışmalar günde 5-6 gram Çin tarçınının, 5-6 aylık uygulama süresi sonucu etki edebileceğini gösteriyor. Bazı durumlarda doğal ürünün doğru dozda kullanımı bile riskli olabiliyor. Mevcut kronik hastalığınız varsa, doğal ürünleri mutlaka doktorunuz ve eczacınıza danışarak kullanın.

Yazarın Tüm Yazıları