Paylaş
Teşhis anında korku uyandıran, birçok kişi için bilinmezlerle dolu kanser hastalığının daha az zorlayıcı olmasını sağlamak için hastaların ve yakınlarının ihtiyaçlarına odaklanmalıyız. Kanserle Dans Derneği Başkanı Sevil Gürkan, 1.188 hasta ve hasta yakınının katılımıyla gerçekleştirdikleri anketten yola çıkarak bütünsel tedavinin öncelikli ihtiyaçları arasında olduğuna dikkat çekiyor. Hastaların ve hasta yakınlarının yaklaşık yüzde 90’ı teşhisin ardından ücretsiz psikolojik destek talep ediyor. Gürkan “Ben de 2007’de kanseri atlattım. Aileniz, çocuklarınız varsa ‘Ben iyiyim, merak etmeyin’ diyerek güçlü bir role bürünüyorsunuz. Aileniz de size moral vermek için hiçbir şey yokmuş gibi davranıyor. Ailenin de bu konuda eğitim alması gerekiyor” diyor.
1-7 Nisan Kanser Haftası
Araştırma sonucuna göre teşhis ve tedavi sürecinde hasta ve hasta yakınlarının yüzde 90’ından fazlası da uzman diyetisyenden beslenme desteği talep ediyor. Gürkan “Kanser teşhisi aldığımda birinin önerisiyle ısırgan çayı içmeye başladım. Bu benim karaciğer ve böbrek değerlerimi
altüst etti. Meğerse kemoterapi alırken ısırganotu tüketmemek gerekiyormuş” diyor.
‘Kanser Tedavisinde Hasta Beklentileri Araştırması’nın koordinatörlerinden İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa, Sağlık Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Haluk Özsarı ise “Dünyada sağlık alanında iki konu giderek değer kazanıyor. Bunlar kişiselleştirilmiş sağlık hizmeti ve hastaya, hastalığa bütüncül bakış. Burada da beslenme çok önemli çünkü yanlış yönlendirilen hastanın tedavi süreci de bu durumdan olumsuz etkilenebiliyor” diyor.
Bağışıklık zayıflıyor
Araştırma hastaların ulaşımda da ciddi bir sıkıntı yaşadıklarını gösteriyor. Özsarı diyaliz hastalarına yapıldığı gibi kanser tedavisi alanların da evlerinden tedavi merkezine, oradan da tekrar evlerine götürülmelerinin ihtiyaç olduğunu belirtiyor. Bunun nedeniyse kanser hastalarının ilaç aldıkları dönemde bağışıklık sistemlerinin zayıflaması. Enfeksiyonlara daha yatkın hale geliyorlar. Toplu taşıma risk oluşturuyor.
Paylaş