Paylaş
Bitki çaylarından aromatik yağlara, doğal pastillerden bitkisel ekstrelere virüslere karşı doğanın eczanesinden en çok yararlanmamız gereken zamanlardayız. Bilim dünyasında bitkilerin içeriğindeki maddelerin bağışıklık sistemimizi nasıl güçlendirdiğine yönelik araştırmalar her geçen gün artıyor. Yapılan çalışmalar çoğaldıkça biz de doğanın sunduğu bu eşsiz mucizeleri büyük bir hayranlıkla öğreniyoruz.
Yeşil çayla ıhlamuru karıştırın: Yeşil çay bence bu dönemin yıldızlarından. Çünkü içerisindeki ‘polimerik polifenoller’, grip virüsünün çoğalarak hücre içine girmesini engelliyor. Üstelik virüs ilaçları ve antibiyotiklerden farklı olarak polifenollere karşı mikroplar direnç de geliştiremiyor. Porselen bir demlikte 2-2.5 gram yeşil çay yaprağını 5 dakika demleyin. Bu çaya 2 gram kurutulmuş ıhlamur çiçeği eklemek de iyi bir seçenek. Çünkü ıhlamurun içindeki müsilaj (yapışkan madde) yeşil çaydaki polifenollerin ağızda daha uzun süre kalmasına yol açıyor ve çaydan beklediğimiz faydalı etkinin süresini uzatıyor. Daha iyi bir etki için ıhlamuru yeşil çaydan 10 dakika önce demlemeye başlayın, ardından yeşil çayı ekleyin.
Giriş kapılarını kapatın: Virüslerle savaştan zaferle çıkmanın yollarından biri de onlara en baştan geçit vermemek. Bunun için de virüslerin vücudumuza ağız, boğaz ve burundan girişini engellememiz gerekiyor. Narın kabuğundaki ‘punikalagin’, zerdeçaldaki ‘kurkuminoitler’ ve pembe çiçekli ladendeki ‘polimerik polifenoller’in virüslerin çoğalmasını engellediği yapılan çalışmalarda tespit edilmiş. Bu içeriklere sahip doğal pastilleri, eczacınıza danışarak kullanabilirsiniz. Ancak hem bitki çaylarını şekersiz tüketmeye hem de kullandığınız pastillerin şeker içermediğine emin olun. Çünkü şeker, mikropların beslenip gelişmesine; ‘biyofilm’ oluşturarak enfeksiyonun şiddetlenmesine neden oluyor.
Uçucu yağlar etkili: Bitkilerdeki uçucu yağların havada asılı kalabilen virüs ve bakteri gibi patojenleri azalttığını gösteren bilimsel çalışmalar var. Özellikle okaliptüs yağı, koronavirüse karşı koruyucu etkisi de ortaya konduğu için şüphesiz bu dönem çokça tercih edilecek. Virüse karşı doğal bir zırh oluşturmak adına okaliptüs yağı içeren burun spreyleri veya burun yağlarını kullanabilirsiniz. Uçucu yağ karışımınızı kendiniz hazırlamak isterseniz, 40’ar damla ‘sitronella’ (veya ıtır), ‘palmarosa’, servi, okaliptüs ve limon yağını 100 cl hidrosol (bitkisel su) içine karıştırın.
İlerlemeden engelleyin: Virüslerle savaşacak savunma sistemlerimizi kuvvetlendirmek için de bitkilerden yararlanabiliriz. Örneğin, Güney Afrika sardunyasının standardize edilmiş kök özütü, mürver bitkisinin özütü ve ekinezya bitkisinin toprak üstü kısımlarının taze halde sıkılmasıyla elde edilen şuruplar... Semptomların size ‘geliyorum’ dediği ilk anda bu bitkilerden destek almak, hastalığın ilerlemesini engellemede oldukça etkili.
KISA KISA
Doğaya ihanet etmeyelim
Bitkiler yani doğa bugün eczanelerimizde olan birçok sentetik ilacın ilham kaynağı... Ancak eczaneden aldığımız sentetik ilaçları, tarihi geçtiği zaman çöpe attığımızda doğaya zarar veriyoruz. Yani sağlıklı kalmak için faydalandığımız doğaya bir nevi ihanet etmiş oluyoruz. Çevreci Eczacılar Kooperatifi’nin geliştirdiği projeyle atık ilaçlarınızı imha edilmesi için ilaç toplama kutularına veya ÇEKOOP üyesi eczanelere götürebilirsiniz. Doğa bizi korumak için bu kadar uğraşıyorken biz de ona zarar vermemek için elimizden geleni yapalım.
Paylaş