Tedavi edilmezse sonuçları kötü olur

“Biraz mükemmeliyetçiyim. İşimi tam yapmazsam aklım işimde kalır ve başkalarından iş istediğimde de o işin hatasız yapılmasını beklerim, hataya katlanamam. Herkes benim her şeyi tam ve mükemmel yapmama alışık. Bu nedenle de çok saygı görüyorum. Ama erkek arkadaşım bana saygı göstermek yerine beni eleştiriyor.” İşte bunlar, Obsesif-Kompulsif Kişilik Bozukluğu tanısına uygun sözler.

Haberin Devamı

Danışan: Bende bir problem olduğunu düşünmüyorum. Çevremdeki insanlar da benim gibi, benim standartlarımda hareket etseydi, dünya daha güzel, daha yaşanacak bir yer olurdu. Kimse işini doğru düzgün yapmıyor, düzgün yapılmasını isteyince de problem bende oluyor. Bu çok komik ve saçma değil mi?
- Dr. Başak: Sizde bir problem olduğunu düşünmüyorsanız, ben size nasıl yardımcı olabilirim?
Danışan: Açıkça söyleyeyim, ben sizden yardım almaya gelmedim. Erkek arkadaşımın zoruyla geldim. Benim takıntılı olduğumu söylüyor. Ona herhangi bir problemimin bulunmadığını, mükemmeliyetçiliğin yanlış olmadığını, kendisinin çok umursamaz olduğunu ve asıl onun yardım alması gerektiğini anlatın lütfen. Başka bir şey istemiyorum.
- Dr. Başak: Erkek arkadaşınızın sizinle ilgili sorunları var öyleyse, doğru mu anladım?
Danışan: Evet. Aslında birbirimizi çok seviyoruz ve evlenmek istiyoruz ama bir yandan da hiç durmadan didişiyoruz. O benim değişmem gerektiğini söylüyor, ben onun değişmesi gerektiğini. Artık dayanamadım ve size gelmeyi kabul ettim, yoksa ayrılmak zorunda kalacağız.
- Dr. Başak: Çevrenizdeki başka insanlarla da sorun yaşadığınız oluyor mu?
Danışan: İşini doğru yapmayan insanlarla sorun yaşıyorum. Kabul ediyorum, biraz mükemmeliyetçiyim. İşimi tam yapmazsam aklım işimde kalır ve başkalarından iş istediğimde de o işin hatasız yapılmasını beklerim, hataya katlanamam. Bu nedenle genellikle kendi başıma çalışmayı tercih ediyorum çünkü kimse benim kadar doğru yapmıyor. Çok uzun saatler çalışıyorum. Erkek arkadaşımla aramızdaki en büyük problemlerden biri de bu. Herkes benim her şeyi tam ve mükemmel yapmama alışık. Bu nedenle de çok saygı görüyorum. O ise bana saygı göstermek yerine beni eleştiriyor.

SIRADAN OLMAYA TAHAMMÜL EDEMEM

- Dr. Başak: Uzun saatler çalışıyorum dediniz, her gün mü?
Danışan: İşimi bitirince çıkıyorum, erken çıkmak gibi bir derdim yok. Şirkette birkaç kere başarı ödülü aldım. Bu bana büyük bir gurur veriyor. Sıradan olmak benim için tahammül edilemez bir şeydir. Sıradan olacağıma çok çalışmayı tercih ediyorum. Yani çok çalışmakla ilgili bir derdim yok. Bu da mı suç?
- Dr. Başak: İşler yoğun olduğu için mi yoksa işlerinizi bitirmek diğerlerine göre daha uzun sürdüğü için mi uzun saatler çalışıyorsunuz?
Danışan: Detaylara fazla zaman harcadığım için işim biraz daha uzun sürüyor olabilir. Böyle bir eleştiri almıştım ama hatasız çalışmak da çok önemli. İşimde ufak bir hata olduğunda kendimi aptal gibi hissederim. Hatalarımın yüzüme vurulmasından da hoşlanmam.
- Dr. Başak: Ailenizde sizinle ilgili şikayetler var mı?
Danışan: Tam tersine, ailenin iş bitiricisi benim, herkes çok memnun benden. Tek kusurum var o da geç kalmak. Ama o da benim suçum değil doğrusu, tam çıkarken kapıları kontrol et, şemsiye al, kedinin suyunu kontrol et gibi işler hep bana kalınca mecburen geç kalan ben oluyorum. Ama ailemde benimle ilgili başka şikayet yok.

BENİ MÜKEMMELİYETÇİ VE KATI OLMAKLA SUÇLUYOR

- Dr. Başak: Hem işyerinizde hem de aile içinde sürekli bir meşguliyet içindesiniz anladığım kadarıyla. Kendinize zaman ayırabiliyor musunuz?
Danışan: Kesinlikle. Düzenli spor yaparım. Yediklerime dikkat ederim.
O anlamda kendime çok iyi bakıyorum, fit olmak benim için çok önemli.
Güzel görünmeyi önemsiyorum. Saçlarım, tırnaklarım her zaman bakımlıdır, kıyafetlerim her zaman şık ve uyumludur. Çevremden hep iltifat alırım. Bu konuda kendimle gurur duyuyorum, kendimi hiç bırakmadım.
Yaşıtlarıma baktığınızda sanki benden 10 yaş büyükler. Bence erkek arkadaşım çok şanslı ama farkında değil.
- Dr. Başak: İşinizde başarılısınız, ailenize yardımcısınız, çok fitsiniz ve güzelliğinize önem veriyorsunuz. Peki erkek arkadaşınız neden şikayetçi olabilir?
Danışan: Bunu ben de anlamıyorum. Ben sadece doğru olanı ve gerekeni gerektiği gibi yapıyorum. O ise beni çok katı, mükemmeliyetçi, takıntılı olmakla suçluyor. Ona müdahale ediyorum diye çok şikayetçi. İşine, giyimine, yemesine, içmesine, araba kullanmasına, konuşma şekline filan karışıyormuşum. Ben doğruların farkındayım, o değilse bu da benim suçum değil.

TEDAVİ EDİLMEZSE SONUÇ DEPRESYON

Yukarıda geçen diyalogdaki kişi Obsesif-Kompulsif Kişilik Bozukluğu (OKKB) tanısına uygun özellikler sergiliyor. OKKB tanısı taşıyan kişiler, terapiye çoğunlukla kendileriyle ilgili problem olduğunu düşünmezler.
Bununla birlikte kişilerarası ilişkilerde sorunlarla karşı karşıya gelebilir, başkaları kendi standartlarında davranmadığı için sosyal izolasyon yaşayabilirler.
Tedavi görmediklerinde sosyal izolasyon ve kızgınlık, kaygı ve depresyon gibi daha ciddi psikolojik sıkıntılara yol açabilir. Terapide amaç; kişinin iç görüsünü artırmak, hayatın her alanındaki katı beklentilerini, iş, üretkenlik, işlevsellik gibi alanlara verdikleri abartılı anlamı azaltmalarını sağlamaktır. Tabii diğer yandan yakın ilişkilerin, eğlence, dinlenme gibi aktivitelerin hayattaki önemini anlamalarını ve artırmalarını sağlayacak yöntemler öğretmektir.

Haberin Devamı

BU BELİRTİLERE DİKKAT

Haberin Devamı

Amerikan Psikiyatri Derneği’nin 2014 yılında yayınlanan Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiki El Kitabı’nın 5. edisyonuna göre (DSM-5), Obsesif-Kompulsif Kişilik Bozukluğu, aşağıdakilerden dördü ya da daha çoğu ile belirli; esnekliği azaltan, verimliliği düşüren, düzenlilik, eksiksizlik, düşüncelerini ve kişiler arası ilişkilerini denetim altında tutma uğraşlarıyla giden yaygın bir sorun:
1- Yapılan etkinliğin başlıca amacını gözden kaçıracak denli ayrıntılar, kurallar, sıralama, düzen, tasarlama ile uğraşıp durma
2- İşin bitirilmesini güçleştirecek denli eksiksiz yapma uğraşısı ve kendisine özgü aşırı katı ölçüler, yüksek standartlar karşılanmadığında işi bitirememe
3- Eğlenme-dinlenme gibi boş zaman etkinliklerini ve arkadaşlıkları dışlayacak denli kendini işe ve üretken olmaya verme, eğlenceyi veya uğraşları bile yeterli olmayı ve belirli bir düzende yapmayı gerektiren önemli işler olarak görme
4- Aşırı doğrucu, vicdanlı olma ve diğer yandan erdem, ahlak ve değerler konusunda esneklik göstermeme
5- Özel bir değeri olmasa bile, eskimiş, yıpranmış ya da değersiz eşyaları biriktirme, elden çıkaramama
6- Tam kendisinin yapacağı gibi yapacağına inanmadıkça başkaları ile görev dağılımı ya da işbirliği yapma konusunda isteksizlik gösterme, işlerin denetimini bırakma konusunda isteksizlik
7- Parayı, başa gelebilecek korkunç durumlar için biriktirilmesi gereken bir nesne olarak görme, kendisine ve başkalarına karşı eli sıkı olma, para harcamakta güçlük çekme, yaşayabileceğinin altında bir yaşam sürme
8- Katı ve inatçı olma, esneklik göstermeme, haklı olma gereksinimi, ayak direme.

Yazarın Tüm Yazıları