Paylaş
Bir gün balıkçının biri nehirde balık tutuyormuş. Birden aşağıya doğru akan nehirde, suyun üstünde kalmaya çalışan bir kişi görmüş. Hemen koşmuş, elini uzatıp bu kişiyi suyun kenarına çekerek kurtarmış. Kurtulan kişi balıkçıya teşekkür etmiş ve yola koyulmuş. Balıkçı üstünü kurulayıp balık tutmaya devam etmiş.
Daha birkaç dakika geçmeden yardım isteyen başka bir ses duymuş. Bir bakmış başka bir kişi nehirden aşağıya sürükleniyor. Hemen ona da yardım edip kurtarmış. Aynı senaryo bütün öğleden sonra devam etmiş. Balıkçı ne zaman balık tutmaya dönecek olsa, başka bir yardım çağrısı duyup yardıma koşmuş.
En sonunda kendi kendine şöyle demiş: “Bu böyle olmaz, ben en iyisi tepeye gidip neler oluyor, neden bu adamlar nehire düşüyor asıl onu ortaya çıkarayım.”
Tecavüz, cinsel şiddet, taciz, sarkıntılık, şiddet önlenebilir: Eğitimle, düşünce yapısının değişmesiyle, nedenlerinin ortadan kalkmasıyla.
TECAVÜZÜN NEDENLERİ DE
ÖNLEMLERİ DE EVRENSEL
Ülkemizde “Tecavüze karşı eğitim”le ilgili neler yapıldığını araştırmak için, internete bu kelimeleri girdiğimde sadece tecavüz haberleri karşıma çıktı. Dünyada neler yapıldığını öğrenmek için bu kelimelerin İngilizce’sini girdiğimde ise bu konuya özel birçok eğitim programıyla karşılaştım.
Bunlardan biri Amerikan hükümetinin resmi kuruluşu “Hastalıkları Kontrol ve Önleme Merkezi”nin web sitesinde yer alan, belki daha önce duymuş olduğunuz yukarıdaki hikaye ile başlayan online broşür...
2004 yılında hazırlanan broşürde cinsel şiddetin önlenmesi için yapılması gerekenler, planlar, hedefler detaylı bir şekilde anlatılmış. Tecavüzün, nedenlerinin ve alınması gereken önlemlerin evrensel olduğu gerçeği üzerinde de durulmuş.
Dolayısıyla, sadece Amerikalıların problemi ve Amerika için çözüm önerileri olarak algılamamak gerektiğinin altını çizmeliyiz. Bu bilgiler bizleri de harekete geçirir ve rehberlik eder umuduyla önemli noktaları paylaşıyorum:
CİNSEL ŞİDDETİN KÖKÜNDE NE YATIYOR
- Cinsel şiddeti önlemek için, buna neden olan faktörler anlaşılmalı ve önlemler bu faktörler göz önünde tutularak planlanmalıdır. Cinsel şiddeti açıklayan çeşitli teori ve modeller vardır; bunlar cinsel şiddetin köklerinde çeşitli nedenlerin yattığını öne sürer: Biyolojik, psikolojik, kültürel, çevresel ve sosyal. Cinsel şiddetin önlenebilmesi için bu faktörlerin üzerinde durulması gerekir. Ekolojik model bütün bu faktörleri içine alarak risk ve önlem çalışmaları için çerçeveyi belirler.
- Ekolojik modele göre; cinsel şiddetin artmasına neden olabilecek biyolojik ve kişisel faktörleri vardır. Örneğin; içki, uyuşturucu kullanımı, cinsel şiddete dair inançlar, tutumlar, dürtüsel ve diğer antisosyal eğilimler, kişisel olmayan cinsel tercihler, kadınlara karşı düşmanca tavırlar, çocukluğa dayanan cinsel istismar ve aile içi şiddet, kişinin cinsel şiddete yönelmesine yol açabilir. Bu konuda yapılması gereken müdahaleler, bu kişilerin sosyal ve bilişsel becerilerini, davranışlarını hedef alan danışmanlık ve eğitim seansları şeklinde planlanmalıdır.
GRUP NORMLARINI DEĞİŞTİRMEK İÇİN ÇALIŞMALAR YAPILMALI
- Ekolojik modele göre; kişiler arası ilişkilerin, arkadaşların, aile üyelerinin kişi üzerinde önemli etkileri vardır. Kişinin en yakın sosyal çemberindekiler onun davranışlarını ve inançlarını şekillendirir. Cinsel saldırganlığı olan arkadaşlar, duygusal olarak destek vermeyen, bedensel şiddet uygulayan, güçlü bir şekilde ataerkil değerleri olan aileler, kişinin davranışlarında ve inançlarında rol oynar. Grup normlarını değiştirmek, cinsel şiddete karşı erkekleri daha duyarlı kılmak, cinsel şiddeti destekleyen erkeklere karşı kınayıcı davranış ve tutumlar benimsemek adına, aile eğitimleri, aile terapileri, erkeklerin olduğu topluluklarda (spor takımları, kahveler vs.) konuşmalar, tartışmalar, toplantılar planlanmalıdır.
- Ekolojik modele göre; camia ve sosyal çevrenin etkileri, kişinin okulda, iş ortamında ve komşuluk ilişkilerinde yaşadığı tecrübeler bazında riski artırabilir. Örneğin, işyerlerinde “cinsel taciz”e dair bir uygulamanın olmaması, o işyerinde cinsel tacizin tolere edilebileceği, sonuçlarının hafif olduğu veya hiçbir yaptırımın olmadığı mesajını verebilir. Okulların cinsel zorbalık hakkındaki tutumunun değişmesi için eğitimler planlanmalı, öğrenciler bu tip aktivitelere angaje edilmelidir. Topluluklar seviyesinde yapılması gereken müdahaleler, ortamın iklimini, sistemini, politika ve tutumlarını hedef alır.
ŞİDDETİ KABUL EDİP HAFİFLETEN KANUNLAR DEĞİŞTİRİLMELİ
Cinsiyet, ırk, cinsel tercih eşitsizliği, dini ve kültürel inanç sistemleri, toplum normları, insan grupları arasında büyük uçurumlara ve gerginliklere yol açan ekonomik ve sosyal politikalar, cinsel şiddete makro seviyede neden olabilecek faktörlerdir. Örneğin, erkek cinselliğinin doğal hak olduğu ve erkeğin üstün olduğu fikrini destekleyen kültürlerde tecavüz daha yaygındır. Cinsel şiddete ve cinsiyet eşitsizliğine dair değiştirilmesi gereken kanunlar, yönergeler için birçok seviyede müdahaleler planlanmalıdır. Bunun yanında, şiddeti kabul eden, hafifleten kanunlar, toplum normları incelenmeli ve bunların değiştirilmesi için çalışılmalıdır.
Paylaş