Panik yok!

Şiddetli fiziksel şikayetler ve ölüm korkusu şeklinde gelişen “panik atak” rahatsızlığı, pek çok kişiyi etkiliyor. Uzmanlar, bu sorunda sanılanın aksine ilaç kullanımını tavsiye etmiyor.

Haberin Devamı

Defalarca “Bu sefer kesin kalp krizi geçiriyorum” diye hastaneye gitmiş, her defasında kalbinizde bir şey olmadığını öğrenip de “sevinsem mi üzülsem mi bilemiyorum” düşüncesiyle eve dönmüş olabilir misiniz?
“Ne olduğunu bilmiyorum ama bende kesin ciddi bir hastalık var. Nefes alamıyorum, ölecek gibi hissediyorum” korkusuyla doktor doktor gezmiş, buna rağmen bir şeyinizin olmadığına inanmakta güçlük çekiyor olabilir misiniz?
Zaman zaman yaşadığınız çarpıntı, nefes alamama, uyuşma gibi fiziksel şikayetler yüzünden çeşitli tahliller yaptırmış, sonuçlar tertemiz olmasına rağmen “ciddi” bir hastalığınızın olduğuna inanıyor olabilir misiniz?
Doktor doktor gezmekten bıkmış ve hâlâ bu yaşadığınız korku dolu anlara çözüm bulamamış, bu şikayetleri yaşamamak için hayatınızın birçok alanında kısıtlamalar yapıyor olabilir misiniz?
Eğer yukarıdaki senaryolar size tanıdık geliyorsa ve doktorunuz bu şikayetlerinizin psikolojik ya da “panik atak” olduğunu söylüyorsa bu aslında kötü haber değil, tam tersine iyi bir haber. Çünkü...
Birincisi ölümcül bir hastalığınız yok, ikincisi panik atak psikoterapi ile iyileşebilen bir bozukluk. Hatta kaygı bozuklukları arasında tedavisi en kolay olanlardan biri.

Haberin Devamı

İLAÇ, ATAĞI DURDURUR AMA SORUNU ÇÖZMEZ

Çoğu kişi bu dayanılmaz şikayetlerden kurtulmak için ilaç almayı tercih edebilir. Çünkü ölüm korkusuyla baş etmek onlara göre dayanılabilecek bir şey değildir ve çözüme bir an önce kavuşmak isterler.
Oysa panik atak tedavisi üzerine çalışan psikologların sürdürmekte olduğu bilimsel araştırmalar gösteriyor ki; panik bozukluğu olan kişiler, asıl ilaç aldıklarında hiçbir zaman iyileşmeyebilir. İlaç yerine kognitif terapi (bilişsel terapi) alan kişiler 6 veya 8 seansta iyileşebilirler.
Ayrıca araştırmalara göre kognitif terapi alan 10 kişiden sadece 1’i tekrar panik atak yaşarken, ilaç tedavisi gören 10 kişinin 8’i tekrar panik atak yaşıyor.
Bilişsel terapinin önde gelen isimlerinden olan Dr. Padesky de panik atak tedavisinde hemen ilaca başvurulmasına karşı:
“İlaç, sizi sakinleştirerek, bir nevi uyuşturarak panik ataklarınızı durdurur. Panik atağın nedenlerini tedavi etmez. Panik atak için kullanılan ilaçların çoğu sakinleştiricidir. Vücut bir süre sonra bu ilaçlara alışır ve aynı derecede etkili bir şekilde çalışmaz. Bu nedenle bazı kişiler ilaç alırken bile panik atak yaşar. Dolayısıyla panik atak için ilaç iyi bir tedavi yöntemi değildir. Kognitif terapide, anksiyete bozuklukları tedavisi için çok etkili yöntemler kullanılır. Fakat herhangi bir terapist değil, anksiyete tedavisinde kognitif terapi yöntemlerini bilen bir terapiste gitmek önemlidir.”

Haberin Devamı


BU SORUNLARDAN EN AZ 4’Ü VARSA...

Panik atak durumunda kişi yoğun fiziksel şikayetler yaşar, bunların ilaçsız geçeceğine inanmak çoğu kişiye imkansız görünebilir. Bu şikayetlerin ne olduğunu öğrenmek için, Amerikan Psikiyatri Birliği’nin 2013 yılında yayınladığı Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal Elkitabı’nın 5. baskısındaki (DSM-5) panik atak tanımına bakabiliriz:
“Panik atak, belirtileri, dakikalar içinde doruğa ulaşan ve o sırada aşağıdaki belirtilerden dördünün (ya da daha çoğunun) ortaya çıktığı, birden yoğun bir korku ya da yoğun bir içsel sıkıntının bastırdığı bir durumdur.”
1- Çarpıntı, kalbin küt küt atması ya da kalp hızının artması
2- Terleme
3- Titreme ya da sarsılma
4- Soluk daralması ya da boğuluyor olma duyumu
5- Soluğun tıkandığı duyumu
6- Göğüs ağrısı ya da göğüste sıkışma
7- Bulantı ya da karın ağrısı
8- Baş dönmesi ya da bayılacakmış gibi olma, ayakta duramama, sersemlik hissi
9- Titreme, üşüme, ürperme ya da ateş basması duyumu
10- Uyuşma ve karıncalanma duyumları
11- Gerçek dışılık duyguları, kendine yabancılaşma ya da benliğinden ayrılmış gibi hissetme
12- Kontrolü kaybetme ya da “çıldırma” korkusu
13- Ölüm korkusu

YA OLMADIK BİR YERDE YİNE ATAK YAŞARSAM!

Yukarıdaki belirtileri yaşayan bir kişinin, kendinde fiziksel bir bozukluk olduğuna inanmasını, sorunun psikolojik olduğuna inandığında da bunu bir an önce ilaçla tedavi etmek istemesini doğal karşılayabilirsiniz.
Çünkü panik atak sırasında yaşanan korku o kadar şiddetlidir ki, panik atak bittikten sonra bile kişinin tüm hayatını etkiler. Kişi bunları bir daha yaşarsa baş edemeyeceğini düşünür veya “tekrar, hiç olmadık bir yerde panik atak yaşarsam” düşüncelerinden bir türlü kurtulamaz.

Haberin Devamı

YANLIŞ DÜŞÜNCELER ATAĞI TETİKLİYOR

Kognitif teorilere göre, panik atak yaşayan kişi, fiziksel olarak hissettiklerini yanlış yorumlar, daha doğrusu kaotik biçimde yorumlar.
Diğer yandan panik atağın tekrarlamasının en önemli nedenlerinden biri, yaşanan fiziksel belirtileri yanlış yorumlayarak “Kalp krizi geçiriyorum” şeklinde düşünmek ve bu düşünce neticesinde doğal olarak aşırı derecede korkmaktır.
Dolayısıyla panik atak sırasında ne düşündüğümüz çok önemlidir. Bu şikayetlere neden olacak dışarıdan gelen bir tehlike olmadığına göre “tehlike bedenimin içinde” şeklinde düşündüğünüzde korkabilirsiniz ve korktuğunuz için de kalbiniz daha hızlı çarpabilir. Kalbiniz normalden daha hızlı çarptığında, aklınızdan “kalp krizi geçiriyorum” şeklinde düşünceler geçmeye başlayabilir.
Kendinize “kalp krizi geçiriyorum” veya “nefes alamayacağım galiba” dediğinizde korkunuzun iki misline çıkması ve korku iki misline çıkınca kalbinizin daha da hızlı çarpması doğaldır.
Bu nedenle kognitif terapi, panik atak hastalarına, kendilerine panik atak sırasında aslında ne olduğunu ya da olmadığını anlatan kanıtlar bulmasına yardımcı olur.
Seanslar sırasında yapılan davranışsal deneylerle bu belirtilerin üstesinden gelmenin yolları öğretilir. Tedavinin amacı, bu belirtiler ortaya çıktığında kişinin kendisine “Şu anda kalp krizi geçirmiyorum, sadece yoğun bir kaygı yaşıyorum ve belirtilerim bu kaygı nedeniyle ortaya çıkıyor” şeklinde düşünebilmeyi öğretmektir.
Yaşanan fiziksel şikayetlere yüklediğiniz anlamlar yerine daha gerçekçi düşünceler yaratmak terapinin önemli bir parçasıdır.

Yazarın Tüm Yazıları