Techno müzik aniden ritim değiştirdi, tempo hızlandı. Sağdan soldan spot ışıkları karbeyazı duvarlarda yansıdıktan sonra dar platformda halkalar çizmeye başladı.
’Yürüyen Askılar’ın zamanı geldi diyorum. Bu deyim Vogue dergisinin bir yazarına ait. Defilelere çıkan mankenlere bu adı takmış.
Şeffaf tüllü kokteyl kıyafeti içinde ilk model önümüzden geçiyor, ardından bir diğeri. Tasarımcı Atıl Kutoğlu’nun giysilerini New York Moda Haftası’nda bir kez daha izliyorum. Modeller darphanenin bastığı banknotlar gibi, biri diğerinin aynısı. Bacaklar uzun, beller ince, göğüs ve kalçalar hafifçe yuvarlak. Hareketleri robotları andırıyor.
Çehrelerine takılıyor bakışlarım. Modellerin hepsi asık suratlı. Gözlerindeki ifade donuk, defileyi takip eden kalabalığın farkında değilmişçesine yürüyüp geçiyorlar. Garip bir çağrışım oluyor zihnimde. Aklıma Özal’ın yakın korumaları geliyor. Houston’da geçirdiği ameliyatlar sırasında tanıştığım bir korumaya ’Senin ve diğer meslektaşlarının yüzünden düşen bin parça. Güldüğünüzü görmedim hiç, niye hep böyle asık yüzlüsünüz?’ diye sorduğumda, aldığım, ’Kötü niyetli kişilere karşı caydırıcı etkisi oluyor da ondan. Görev icabı...’ yanıtını hatırlıyorum.
HER ŞEY TOZ PEMBE DEĞİL
Peki ya modeller? Defileyi takiben merakımı gidermek için aynı soruyu sorduğum bir model ’Kıyafetleri teşhir ederken güle oynaya geçemeyiz. İzleyicilerin giysilere dikkati dağılır aksi halde. Aldığımız eğitimin ilk kuralı da bu’ diyor.
Peki bu süs bebekleri için her şey dışarıdan görüldüğü gibi toz pembe mi? Veronica adlı model ile konuşuyorum ve konuştukça yakınmaya başlıyor: ’Güç meslek bu, oysa bizi ciddiye alan yok. Kilo almamak için yemiyoruz, içmiyoruz. Akşamları bir parti veya davete gitsek dahi fazla kalamıyoruz, ertesi gün şişik yüzle defileye, kamera karşısına çıkmamak için. Zirvede olan 15-20 model dışında benim gibi yüzlercesi ancak geçiniyoruz.’
Yakın geçmişin ünlü modeli Linda Evangelista’nın ’10 bin dolardan aşağı yataktan çıkmam’ dediğini hatırlatıyorum. Veronica ’Linda süpermodel de ondan. Adın Kate Moss, Naomi, Amber Valetta, Gisele Bundchen, Eva Herzigova olursa işler değişir. Aldığımız paranın çoğu acentelere ve diğer masraflarfa gidiyor. Çok istismar ediliyoruz. Hakkımızı yiyorlar’ diyor.
23 yaşındaki Veronica’yı şimdi görsem müjde vereceğim: ’Gözün aydın, Carolyn Fears isyan bayrağını kaldırdı.’
Carolyn profesyonel çalışmaya veda etmiş eski bir model. Ünlü Ford acentesi hesabına altı yıl kontrat imzalayarak çalışan kumral güzeli kadın bir grup eski modelle birlikte Amerika’da faaliyet gösteren model-manken acenteleri aleyhine milyonlarca dolarlık alacak davası açtı. Dava edilen 10 şirket arasında Wilhelmina, IMG, Ford, Click ve Elite gibi dev acenteler var. Moda dünyasında büyük çalkantılara sebep olan bir dizi davada acentelerin modellerden aldıkları komisyonların yasal ölçülerin iki misline erişmesi, uydurma masraflar, vergi kaçakçılığı, film ve TV’de görünmeleri için rüşvet istekleri sıralanıyor.
Mesleği bıraktıktan sonra kocasıyla California’da Sunset Beach’de deniz kayağı dükkanı işleten 34 yaşındaki Carolyn, nasıl kazıklandıklarını şöyle anlatıyor:
KOMİSYONLARI ŞİŞİRDİLER
’Ford’da en ağır şartlarda çalışırken yılda en çok 200 bin dolar kazancım oldu. Oysa acente benim sırtımdan birkaç mislini kazandı. İş yasalarına göre yüzde 10 komisyon almaları gerekirken düzmece masraflarla yüzde 40’a çıkardılar. Acenteyle başetmeye gücüm yetmediği için boyun eğmeye mecbur kaldım. Meslektaşlarımla birlikte harekete geçmeye karar verdik, 10 acenteden üst düzeyde 64 kişi hakkında dava açtık. Hakkımızı alma zamanı geldi.’
Carolyn Fears’in öncülüğünü yaptığı davalarda modellerin haklarını savunmayı üstlenenler Amerika’nın tanınmış hukuk firmaları. Ortaya çıkan rakamlar hayli yüklü. Model acentelerinin yolsuzlukları 20 yıllık süreyi kapsıyor. Davacılar ise 10 bini aşkın model-manken. Aralarında Gisele Bundchen, Heidi Klum ve Claudia Schiffer gibi şöhretler de var. Yolsuzlukların toplamı ise yüzlerce milyon doların üstünde. Savunma için avukatlara başlangıçta 2’şer milyon dolar ödeyen Elite ve Click, davaları kaybedeceklerini anlayınca geçenlerde modellerle mahkeme dışı ödeme anlaşmaları yaptılar.
Acenteler haksızlığa uğradıklarını, fazla komisyonların modellerin eğitim, sağlık sigortası, seyahat, otel, yiyecek masraflarından kaynaklandığını söylüyorlar. Sözcüleri ’Eğer bu davaları kaybedersek modellik mesleği çöker, fotoğrafçı, desinatör, makyajcı, kuaför, moda dergileri çalışanları işsiz kalır. Bu sanayi çöker’ diye konuşuyorlar.
’Yürüyen askılar’ın isyanının sonunu herkes gibi ben de merak ediyorum.