LALE çizgili kahve bardağı uzunca. Tepesinde karbeyazı köpük. Kaşıkla aralayınca rayihası yayılıyor. İçime çekiyorum. Capuccino’nun kokusu keskin. Duvardaki tabelada ‘New York’ta ilk orijinal capuccino burada yapıldı. Cafe Reggio-Yıl 1927’ yazıyor.
Reggio’nun sabah müşterileri Starbucks’ların genç ağırlıklı kalabalığından farklı. Orta yaşı aşmış insanlar İtalyan gazetelerini okuyorlar. Mutfağa yakın bir masadayım. Acaba şöhrete ulaşmadan önce sabah kahvesine Reggio’ya gelen James Dean bu masada hiç oturmuş muydu? Cep defterime efsanevi aktör Dean’in 1950’li yıllarda bu kahvehanenin müdavimi olduğu notunu düşmüşüm.
*
CAFE Reggio, Manhattan’da bohem sanatçılara ev sahipliği eden Greenwich Village’in merkezinde.
İtalyan göçmenlerinin 1850’de yerleştiği kısa adıyla Village, minik park ve meydanları, birbirini çapraz kesen sokaklarında lokanta, bar, kahvehane, butik, hediyelik dükkanları, caz kulüpleriyle günün 24 saatinin dolu dolu yaşandığı bir yer. Oysa kapladığı alan mahalle boyutları ölçüsünde. Diklemesine üç kilometre. Enlemesi ise 800 metre. Ama kısa tarihçesinde sinema dünyası ünlülerinden mafyaya, yazar-çizer takımından Amerika’ya korku salan Weathermen anarşistlerine geniş bir yelpaze karşımıza çıkıyor.
Amerikan İç Harbi’ni takiben iktidara gelen Abraham Lincoln’ün zencilere esareti yasaklamasını hazmedemeyen ırkçı John Wilkes Booth, ABD Başkanı’na suikast hazırlığını Village’da Christopher Sokağı’ndaki evinde yaptı.
Başkan Franklin D. Roosevelt’in eşi, yazar, diplomat Eleanor Roosevelt, 1945’te dul kaldıktan sonra Washington Meydanı’na bakan apartmanını eşcinsel ilişki kurduğu sevgilileriyle paylaştı.
Drew Barrymore’un büyükbabası, döneminin yıldız aktörü John Baryymore,Bayan Roosevelt’ten iki sokak ötede bir binanın üst katında uzun yıllar yaşadı.
Ölümünden sonra harap binayı satın alan yazar Paul Rudnick,Shakespeare karakterlerini canlandıran Baryymore’un hayaletini binada sürekli gördüğünü ‘Hamlet’ten Nefret Ediyorum’ adlı kitabında dile getirdi.
Piyes yazarı Edward Albee, 1960’lı yıllarda gişe rekorları kıran ‘Kim Korkar Hain Kurttan?’ yapıtının kazancı ile 10. Sokak’ta aktör Maurice Evans’ın dört katlı evini satın aldı.
Menekşe gözlü aktris Elizabeth Taylor’un Oscar kazandığı ‘Butterfield 8’ filmi, Christopher Sokağı’nda bir binada çekildi. Filmde Taylor’un annesi rolünü canlandıran Mildred Natwick bu binada yaşıyordu.
Kadınların rüyalarına giren aktör Rock Hudson aynı sokaktaki eşcinsel barı ‘Boots and Saddles’ın müdavimi idi. Rock, bu bara takılan eşcinsellerin yarısı gibi AIDS’e kurban gitti.
Şair Dylan Thomas, bara yakın evinde alkol tutkusuna kurban giderek can verdi. 10. Sokak’ta ünlü yazar Mark Twain’in apartmanında oturan avukat Joel Steinberg, evlatlık kızını döverek öldürdüğü için 15 yıl hapse mahkum oldu.
Folk-rock müzisyeni Bob Dylan, Village’da çeşitli kulüplerde sol eğilimli repertuvarını sundu. Ünü yayılıp para kazanınca aynı muhitte altı katlı bir bina satın aldı, 1980’lere kadar orada yaşadı.
Adı ’Türk Hamamı’ olan eşcinsellerin uğrağında şarkıcılığa başlayan Bette Midler, şöhreti artınca Barrow Sokağı’nda bir tuğla ev aldı. Beyazperdeye geçtikten sonra bu evi kız kardeşine hediye etti.
Aynı sokakta hippi lideri Abbie Hoffman, uyuşturucu ve silah satıcılığı yapıyordı.
Midler’ın yanısıra Oscar ödüllü Dustin Hoffman, Jessica Lange, Gene Hackman ve Sally Kirkland gibi oyuncular,New York’a ilk geldiklerinde Village’da oturdular.
1970’li yıllarda Jessica, Lion’s Head barında garsonluk yaptı.
Dustin’in Gene ile paylaştığı 11. Sokak’taki dairesinin yanındaki evi Weathermen anarşistleri kiralamıştı. Devlet ofislerine saldırı planlayan üç anarşist, hazırladıkları bomba patlayınca öldüler. Dustin Hoffmann’ın dairesi infilak sonucu büyük hasara uğradı.
*
VILLAGE, New York’u haraca kesen mafya aileleri arasında da sürekli çatışmalara sahne oldu.
Gambino, Genevese ailelerinin ’baba’ları, Village’da İtalyan kulüp ve lokantalarında sık sık boy gösterdiler. 1972’de Gambino’nun liderliğini ele geçirmeye çalışan ’Çılgın’ lakaplı Joe Gallo’yu, Mulberry Sokağı’ndaki Umberto’s Clam House restoranında dostlarıyla yemek yerken, rakip grup tetikçileri kurşun yağmuruna tutarak öldürdüler.
*
KISA tarihçesi böylesine renkli olan bu mahalle şimdilerde etnik kimliğini kaybetme tehlikesinde. Sanatçı ve aktörlerin çoğu Village’dan taşındı.
Güney komşusu Çin Mahallesi’nde nüfus patlaması, ÇinlileriVillage’daki İtalyan bina ve işyerlerini yüksek meblağlar ödeyerek satın almaya yöneltti.
Cafe Reggio, hálá varlığını sürdürmekte kararlı. Bakalım ne kadar direnecek.