Uzaydan mesaj mı var?

‘’ Doaaan.... Merhabaaa...Ben kimim biliyormusun?’’ Nerden bileyim? Ahize kulağımda, arayanın kimliğini çıkarmaya çalışıyorum. Ses yakından geliyor ama hafızama aşina değil. Fazla oyalanmıyor ‘’Todori, Bakırköy’den.’’ Donup kalıyorum. Uzaydan mesaj mı var?

Haberin Devamı

Todori ile son temasım yarım asır önce. Bakırköy’den çocukluk arkadaşım. Sakızağacı’nda aynı sokakta doğmuş, ergenliğe birlikte adım atmışız. Babası Mösyö Eliya, kollarımı arkadan kavrayıp sünnetime yardımcı olmuş. İlkokula da, 49’uncu dönem askerlik için Ankara’ya da birlikte gitmişiz.

Telefon sürprizinin önemi son kez 53 yıl önce konuşmuş olmam. Ortak tanıdıklar İngiltere, Amerika’da muhabirlik yaptığımı söylemişler. ‘’Şükürler olsun seni buldum. Yunanistan’da yaşıyorum ama sık sık Türkiye’ye geliyorum. Buluşurmuyuz?’’ Bir kaç çocukluk arkadaşımızı da getirecek..

İstanbul ziyaretlerimizi karşılıklı ayarlıyoruz. Bir Cumartesi Bakırköy-Ataköyü kavşağındaki Gelik’te öğle yemeğinde buluşmak için sözleşiyoruz. Çocukluk arkadaşım Sami Şalabi’nin geleceğini de öğreniyorum. Belleğimde sayfalar açılıyor.

Haberin Devamı

Mahallemizde babaları suculuk yapan Toma, Angelo sonradan Mısır Çarşısı’nda başlayıp Beyoğlu, Bebek, Ataköy’de kaliteli lokantalar işlettiler. Lui, Dodo, Sami Şalabi kardeşler milli forma giydiler. Beyoğluspor’da ben de bir kaç yıl Şalabi ve Holyafkim kardeşlerle voleybol oynadım. Lui’nin Fenerbahçe’de kale bekçiliği resimleri ‘’Uçan Kaleci’’başlığıyla manşetlerde yayımlandı.

Todori, eşi Dina, Sami ile buluşma öncesinde heyecanlıydım. Gelik’te bize ayrılan masaya giderken ilk gözüme ilişen hafif göbekli, saçları iyice dökülmüş, tebessümü yaygın bir erkekti. ‘’Todori.’’demeye fırsat kalmadan beni kucakladı. Bir süre öyle kaldık. Ayrılıp birbirimizi süzdük. ‘’ Bak arkana’’deyince Sami Şalabi’yle yüzyüze geldik. Sarıldık birbirimize. Saçlarına kar düşmüştü.

Yaşam, anı alışverişimiz uzun sürmedi. Sohbetimiz ana teması sağlık konuları oldu. Sami Kanada’ya göç etmişti. Evlenmiş, 40’ını aşkın iki çocuk babası. Yılın 6 ayını Büyükada’da geçiriyormuş. Yetişkin bir kız babası Todori, güneyde bir Yunan adasındaki evinde yaşıyor.

Nasıl geçiyor hayatınız diye ortaya soru atıyorum, çehreler geriliyor. Bir ağızdan toplu yanıt geliyor: ‘’Türkiye başka, niye geldik buralara (Yunanistan), hala cevabını bilmiyorum.’’

Haberin Devamı

6-7 Eylül günlerinde İstanbul’da yaşıyor olsanız bu soru gereksiz olurdu. 6 Eylül gecesi açıkhava sineması Bakır’dan sonra Rum kültür klübüne gitmeye karar verdik. Sosyal klübün tek müslüman Türk üyesiydim.İnsan dolu bir kamyon klübe gelince kilitli kapıyı zorlayarak açtılar, ayağını kırarak gözümüz gibi baktığımız yeni ping pong masasını parçaladılar. Çocuk yaştakiler ağlayarak kaçtılar.Bazı kiliseler yakıldı. Beyoğlu’nda azınlık mağazaları yağmalandı. İstanbul Rumları gruplar halinde Yunanistan’a göç ettiler.
Yıllar süregelirken İstanbul Rumları göçün gerekliğini soruşturmaya başladılar. Gelik’teki yemeğin eski dostlukları perçinlediğinden şüphem yok.Kardeş kadar yakınım Todori ve Sami’yle gelecek yaz kısmetse tekrar buluşacağız. Daha kalabalık bir katılımla.

Yazarın Tüm Yazıları