’Turkey, Hindi, Türkiye’ konusu eskisi gibi canlı değil ABD’de. Ama eski kaygılar süregeliyor. Geçenlerde bir internet sitesinde bir Türk ailesi doğacak kızları için İngilizce’de telaffuzu sorun yaratmayacak çift isim aradıklarını ilan etti.
Saçları kısa kesilmiş küçük kızın heyecanı doruğundaydı. Ceketinin ilikli düğmelerini bir kez daha kontrol ettikten sonra sınıfa girdi. Okulların açıldığı gün İngiltere’nin başkenti Londra’nın Pimlico semtindeki ilkokulun birinci sınıf öğrencileri yerlerini almışlardı. 30 kadar karma sınıf öğrencisinin dikkati son gelen öğrenci üstünde odaklanmıştı. Kısa saçlı kız arka sırada iki yaşıtı arasındaki yere oturdu. Yanındaki erkek çocuk sordu: "Adın ne?" İngilizcesi ancak soruyu anlayacak kadardı: "Uluçay" dedi. Mary, Lisa, Jean’e aşina çocuğa isim ters geldi. Dudaklarını büzerek geveledi: "Yulak, Yulçi." Ardından bir, sonra bir soru daha. Uluçay’da yanıt yok, yüzünü allar bastı.
"Günaydın" diyerek sınıfa giren öğretmen dosya çantasını kürsüye koydu. Gözleri sıralarda dolaştıktan sonra sessizlik içindeki öğrencilere anons yaptı: "Aramızda başka ülkeden gelen bir öğrenci var, adı Uluçay, TV’deki ’Fry’s Turkish Delight’ reklamındaki ülkeden." "Turkish, Turkish" sözcüğü dalgalandı öğrencilerin ağzından. Kısa saçlı Türk kızının okuldaki ilk günü konuşulanları anlamadan geçti.
*
Ertesi gün gene geç kalmıştı Uluçay. Bu kez sınıfa girdiğinde garip bir manzarayla karşılaştı. Kız çocuklar reklamdaki sultan nedimeleri gibi ellerinde lokum tabaklarıyla Uluçay’ın etrafında daire çizerek dönmeye başladılar. Bir yandan lokum reklamının şarkısı Fry’s Turkish Delight’ı terennüm ediyorlardı. Elebaşı rolündeki erkek çocuk sırada yumruklarıyla tempo tutuyordu. Yedi yaşında Türk kızı muzip bir oyunun hedefi olduğunu hissetmişti. Sınıf arkadaşlarının "Turkish Delight" korosunu hafta boyunca dinledi.
Bir akşam evde henüz sökemediği ders kitabını okumaya çalışırken TV’den kulağına aşina bir melodi geldi. Ekrana baktığında başında fes, renkli tulum giymiş palabıyıklı bir erkeğe oryantal dansöz kıyafetindeki hizmetkar kızların tabaklarda tatlı servisi yaptığını gördü. Arka planda sürekli "Fry’s Turkish Delight" fon müziği tekrarlanıyordu. Uluçay babasına "Ne demek Turkish Delight?" dediğinde "Bizim lokumun İngilizcesi" yanıtını aldı. Gözleri yaşlanan küçük kız hıçkırıklarını bastırarak odasına koştu.
*
Beş yıl sonra Pimlico İlkokulu’nu birincilikle bitiren Uluçay’ın yazdığı sınav kompozisyonu eşit okullar arasında en iyisi seçildi. Uluçay eğitim yaşamının başlangıcında sınıf arkadaşlarının alay şovunu dile getirdiği yazıyı "Lokumu çok severdim o güne kadar. Ama şimdi lokumdan söz edildiğinde damağımda buruk bir tat hissediyorum" diye bitirmişti.
Amerikalılar da, İngilizler gibi Türkçe dahil yabancı dilde isim telaffuzunda zorlanıyor. Buna ilaveten ülkemizin İngilizce’de ’Hindi’ anlamına gelen ’Turkey’ adıyla tanınması yüzünden ilk ve ortaokullarda Türk çocuklarının alay ve şakalara muhatap oluyor. 1980’li yıllarda "Türkiye hindi değildir" başlıklı bir kampanyada ’Turkey’ adının ’Türkiye’ diye değiştirilmesi girişimimiz büyük ilgi görmüş, Turizm Bakanlığı, THY ile Ziraat Bankası gibi kurumlar Türkiye adına sahip çıkmıştı.
*
Dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal, ABD Başkanı George Bush ile buluşmasından sonra bize "Bush’a artık devletimizin adı Türkiye’dir" dediğini nakletmişti. Hürriyet’i arayan Türk anneler "Çocuklarımıza okulda ’glu-glu’ diyerek hindi taklidi yapıyorlar. Eve ağlayarak geliyor yavrularımız. Memlekete gönderdiğimiz mektupların adresinde artık Türkiye sözcüğünü kullanıyoruz. Kampanyanızı gönülden destekliyoruz" dediler.
Artık ’Turkey, Hindi, Türkiye’ konusu eskisi gibi canlı değil ABD’deki Türk toplumunda. Ama eski tecrübeden kaynaklanan kaygılar süregeliyor. Geçenlerde bir internet sitesinde bir Türk ailesi doğacak kızları için hem köken kimliğini yaşatacak hem de İngilizce’de telaffuzu sorun yaratmayacak çift isim aradıklarını ilan etti. Gelen yanıtlara bakıyorum, ilginç öneriler var. ’Betül- Eva’, Venüs-Melissa, Adile-Adele, Suzan-Susan, Sonay-Sonia, Defne-Daphne, Derin-Darren, Can-Joan, Filiz-Phyliss, Doruk-Dora ile tek adlı Lotus, Hazel, Meryem. Bu arada anlamını bilmediğim isimlere de rastladım. Aleyna, Suden, Neris (Çerkesçe’de gözümün nuru demekmiş), Miray, Alara, Iraz. Umarım çifte isimler ayrı bir sorun yaratmaz yeni doğacak Türk çocuklarına.