Paylaş
Zaman kalırsa adele kasılması için fizik terapistine uğrayacağım. 15 dakikalık yol boyunca taksi sürücüsüyle sohbete niyetim yok. Ama aklımdan geçenleri nerden bilsin şoför. Yanık çehresi şakaklardan boyun altına siyah sakalla kaplı, Pakistan'lı olsa gerek, konuşmaya sürdürüyor: ''Brother (nereden kardeş olduysak) geçen hafta izinliydim, ziyaretime gelen bir memleketlim B.M.'yi görmek istedi. Cadde-sokak polis kuşatması altında, güç bela yaklaştık binaya. Arkadaşım görüntü almak için video makinesini çıkardı. İki dakika geçmedi: ''Rahman (şoförün adı ) bak şuraya, adam tüfeğini bize doğrultmuş.'' dedi heyecanla. İşaret ettiği bina, BM'nin karşısında. Açık pencere önünde üniformalı biri uzun namlulu tüfeğini bize çevirmiş bekliyor. Elim ayağım tutuştu, kamerayı elinden alıp '' Sok şunu çantana, yürü gidiyoruz.'' dedim. Koşar adım kaçtık oradan.''
Rahman meslekte yeni olmalı, alışık değil böyle manzaralara. Oysa dünya ülkeleri liderlerinin Eylül sonu, Ekim başı BM toplantılarında Manhattan'ın doğu yakasında polisiye filmlerine taş çıkartacak sahneler sergileniyor. Çevrede seyyar karakollar, komuta merkezleri kurulmuş, yol kavşaklarında trafiği çaprazlama kesen kamyonlar. Kasaları kum dolu kamyonların amacı, bomba yüklü araçların saldırısını engellemek. Otomatik silahlı helikopterler havada tur atıyorlar. Nehirde devriye botları, BM cepheli bir kaç binada üslenmiş keskin nişancılar, mahalle boyu yerde alanda binlerce sivil, resmi polis, barikatlar sıra sıra. Düzinelerle devlet ve hükümet başkanlarına terorist eylemlerini önlemek için güvenlik güçleri gece-gündüz işbaşında.
Trafik keşmekeşi, yoğun polis tedbirleri, B.M.'ye giriş- çıkış güçlüğünü düşünürsek doğu Manhattan 10 günlük süre içinde dünyanın en güvenli yeri. Yolda cüzdanını yere düşürsen az sonra gel, düştüğü yerde bulursun. Onca polis arasında kimse elini sürmeye cesaret edemeyecek. BM'ye giriş kapılarında kontrollardan, bomba koklayan köpekleri geçtikten sonra üst düzeyli bir Amerika'lı emniyet amirine ''Bu yıl tedbirler daha yoğun, farklı nedeni var mı eski yıllara kıyasla?'' diyorum. Boynuma asılı zincirdeki çeşitli basın kartlarına göz attıktan sonra yanıtlıyor:
'' Bu dönemde 200'e yakın ülkeden binlerce diplomat New York'u ziyaret ediyor. Can güvenliği ev sahibi ülke olarak Amerika'nın sorumluluğunda. Avrupa, Latin Amerika, Pasifik'teki küçük ülkelerden gelen heyetlerin korunması fazla önem taşımıyor. Ama Orta Doğu devletleri, İran'dan Ahmedinecat, Venezuela'dan Chavez ( son anda gelişini iptal etti), insan hakları ihtilali kanıtlanmış liderlerin korunmasına öncelik veriyoruz. Malum bir de terör sorunu var. Terörün nerede, kimi hedef alacağını tesbit etmek zor. Konumu önemli olduğu için BM'yi savunmak da ilk planda geliyor.'' Hiç ihbar aldınız mı? Emniyet amiri ''Yorum yok.'' diyor.
Dünyanın en güçlü ülkesi Amerika için garip bir tablo var ortada. En yoğun güvenlik ABD Başkaı George W. Bush'un New York'u ziyaretinde yaşanıyor. Bush'un B.M.'ye gelişinde Manhattan'ın merkezinde trafik uzun süre kesiliyor. İngiltere, Fransa, Rusya Federasyonu ve Çin gibi devletlerin heyet başkanlarının kortejleri dahi dakikalarca yok ortasında durdurlup Bush ve güvenlik timlerinin geçişinden sonra yol veriliyor. Bir kaç yıl önce Başbakan Erdoğan'ı takipte geç kalan Türk büyükelçisi müsteşarı Türkevi'nden karşısına düşen BM'ye yürümeye başlayınca polis engellemesiyle karşılaştı. Diplomat ''Hükümet Başkanıma yetişeceğim.'' diye direnince Amerikalı güvenlik amiri yaklaşan Bush gurubuna gösterip ''Burada bir lider var şimdi, o da George W. Bush. Direnirseniz tutuklarım sizi.'' diye sertleşti.
Geçmiş yılları anımsıyorum. Elimizi, kolumuzu sallayıp BM'ye girip çıkardık. BM'deki polisler tabanca taşımazlardı. Sonradan terör yayılmaya başladı dünyada. Ardından 11 Eylül herşeyi değiştirdi. Irak Harbi, Orta Doğu çatışmalarıyla terör korkusu yerküreyi sardı. Bu durumun sorumlusu kim acaba?
Paylaş