Paylaş
Plastik perdeyi çekip dışarıya baktım, aşağıda şehir ışıkları göz kamaştırıyordu. Hostese ‘’Batı Berlin mi?’’sorumu anında yanıtladı: ’’Şüphen olmasın.’’
Peki, Doğu Berlin ne tarafta? Gene bekletmedi: ‘’Karanlık gördüğün her yerde.’’
Aşağıda ışıkla yıkanan Batı Berlin toprakları gecenin zifiri karanlığında kaybolmuştu. Federal Alman hükümetinin davetlisi 5 Türk gazeteciden biri olarak ilk ziyaretimde doğu-batı farkını ilk kez Berlin’e ayak basmadan havada öğrendim.
Batı’sı Doğu’suyla Berlin’in gezdik, manavlarda ezik büzük sebze ve meyvaları kapışanları, mağazalarda boş rafları, eczane önünde ilaç, uzun otobüs kuyruklarında Doğu Almanların görünümünü üzüntüyle izledik. Harp yeniği ülkede elektrik kısıtlamalarının nedeni devlet yoksulluğuydu. 1949’da Rus kontrolundaki bölgede kurulan Doğu Almanya’ya karşın harbin diğer üç galibi Amerika, İngiltere ve Fransa’nın destek verdiği Batı Almanya ekonomik mucize yaratmayı başardı.
Berlin, Avrupa’nın ortasında kapitalizm- komünizmin çatışmasına sahne oldu, Amerika-Sovyet Rusya ilişkilerini gerginleştirdi. Doğu Berlin’de hükümet karşıtı gösteriler, Batı’ya sığınanların sayısı 3 milyonu aştığında Doğu Alman yönetim sanat, kültür olayları, futbol maçları için Batı’ya geçiş izinlerini kaldırdı. 60 bin işçinin iyi ücret için Batı’ya gidişin yasaklanması çökmüş ekonomiye sert darbe vurdu.
Amerikan kontrolunda bölgenin ana kapısı Brandenburg Gate’e yakın evleri görmeye gittiğimizde rehberimiz ‘’Sokağın bu yanı Batı, karşısı Doğu. Bu mahalleden Batı’ya kaçmayı deneyen çok insan öldü. Çatı katından yataklarını fırlatıp sonra üstüne atlayanlar yanlış mesafe hesabını canlarıyla ödediler. Yakınları düştükleri yerleri çiçek, renkli mumlarla donatıyorlar’’ diye beton zemindeki yığımları işaret etti.
1961 ortasında bir NATO davetiyle çıktığımız Berlin gezisinde sürprizle karşılaştık. Batı’ya göçü durduramayan Doğu Alman hükümeti çareyi şehri ablukaya almakta bulmuştu. 12-13 Ağustos gecesinde kamyonlar dolusu dolusu asker ve işçiler 3.6 metre yükseklikte beton bloklar döşeyerek Berlin Duvarı’nı inşaya başladılar. Batı Berlinliler uykuda iken 150 km.lik duvar tarihi şehri ikiye bölmüştü.
1989 Kasım’ında yedi Avrupa ülkesinde Türk göçmenlerinin yaşamını içeren bir yazı dizisinde Berlin üst sıradaydı. Hürriyet Berlin bürosu fotoğrafçısı Kemal ile bir işçi ailesinin evini ziyaret edip bir göbek dansözün çalıştı klüpte gösterisini izleyecektik. İşlek Kurfürstendamm caddesi metro çıkışında Kemal ile konuşurken anide beliren insan kümeleri dikkatimi çekti. Coşkulu bir genç sürüsü giderek büyüyordu. Stad boşalımını andıran kalabalığı Kemal’e gösterip ‘’Sorsana kim bunlar?’’ dedim. Fotoğrafçı arkadaşım az sonra ‘’Doğu’lu bunlar, Duvar yıkılmış, görmeye gidiyorlar’’ diye bilgi verdi. Metro çıkışında resimler çekerken flaş bitti. Kemal bir kahvenin mutfağında flaşını doldurdu. Turist uğrağı ‘Check Pont Charlie’kapısında çekişlerle duvar yıkan gençleri görüntüledik.
Ertesi sabah Hürriyet bürosu müdürü gece kapısını çalan olimpiyatlı bir atlet ile opera sanatçısı iki Doğu Alman’ı evinde ağırladığını söyledi. Deutsche Bank ortak ırk jesti olarak kimliğini gösteren her doğuluya hediye olarak 100 mark ödedi, mağaza personeli yoksul göçmenleri kapıda güller vererek karşıladı.
Kasım 1989 da baskı sembolü Berlin Duvarı’nın yıkılması aynı zamanda komünizmin çöküş yıldönümü. İki Almanya 1990’da birleşti. Duvar’ın sağlam kalan bazı parçaları müzelerde teşhir ediliyor. New York’un Beşinci Caddesi’nde bazı dükkanlarda duvar parçalarına 3 bin dolar ödeyen turistler tarih satın alıyorlar.
Paylaş