Paylaş
Sahte peygamberler
Kısa pantolonlu yıllarımızda yaşıtlarımızla sinemaya gider, Dr.Frankenstein, Boris Karloff, Lon Chaney'in korku filmlerini seyrederdik. Mahalleye döndüğümüzde evin merdiven basamağı, pencere altında arkadaşlar bana birlikte gördüğümüz filmi bir kere daha anlattırırlardı. Abartılı, olmayan sahneler eklediğimiz anlatım sonunda arkadaşımız eve girmeye korkar, akşam anne-babası gelinceye kadar kapıda beklerdi. Yıllar sonra izlediğimiz olayları çocukluk anılarımızla bir araya getirdiğimizde ifade gücünün, ağzı iyi laf edenlerin insanları ne denli etkilediğine şahit olduk.
Oysa başta Amerika çeşitli ülkelerde tiraji-komik örneklerini gördüğümüz bu etkilenme olayı bizim korkuyu katmerlediğimiz masum çocuk oyunlarına benzemiyor. 1980'li yıllar sonunda ‘‘Sahte Peygamberler‘‘ adlı bir röportaj-araştırma dizisi hazırlarken çoğunluğu yüksek tahsilli Amerika'lıların Mesih (kurtarıcı) yakıştırmasıyla ortaya çıkan açıkgözlerin peşine takılıp yaşamlarının nasıl altüst olduğunu görmüştük.
Vergi kaçakçılığından ülkesinde aranan Hintli Guru Baghwan'ın Pasifik yakasında kurduğu kentte binlerce müridine 1985'de ‘‘İki yıl sonra dünya sel, zelzele, yanardağ infilakıyla dümdüz olacak. Buradan 50 km. çaplı daire dışında kalan tüm insanlar ölecek. Sizler şanslısınız’’ diye kehanetini dinledim. Bagwhan'a 75 Rolls Royce hediye eden doktor, mühendis, banker müritleri hitabet sonunda el öpme kuyruğuna girdiler. Bir yıl sonra FBİ, sahte peygamberi iki bavul dolusu parayla Meksika'ya kaçarken özel uçağını indirterek tevkif ettiler. Cezaevine gönderilen Baghwan böbrek yetmezliğinden öldü.
Müritlerinin milyonlarca dolar bağışta bulunduğu Baghwan gösterdiği hayat tarzı, inanç ve felsefesi tartışmasız kabul edilen bir tarikat lideriydi. ‘‘Tanrı’’ gözüyle bakılan Brahma Kumaris dini (!) kurucusu kadın lider Dadi'yle görüşmemizde elini sıkmamız hadise yarattı.
Amerika'da üç bini aşkın tarikat-mezhep ve cult ile insanlara ebedi huzur, öbür dünyada mutluluk sağlayacağını iddia eden bir o kadar ‘‘kurtarıcı’’ sahte peygamber var. Özünde inanç sömürücülüğü yatan bu akımlarda dönen para milyarlarca doları aşıyor. Ama olay yalnızca çeşitli yollarla tuzağa düşürüp kişisel ve aile servetlerinin tarikat liderlerinin özel banka hesaplarına aktarılmasıyla kalmıyor. Kanlı olayların haddi hesabı yok. Kendini dışlanmış hisseden bin kişiyi 1978'de Guyana ormanlarında kurduğu ‘‘People's Temple‘‘ adlı komün çiftliğinde toplayan Jim Jones soruşturmaya gelen bir Amerikalı milletvekili ile adamlarını öldürttü. Akabinde ‘‘mutluluğumuz öbür dünyadan sürecek’’ diyerek 913 müridine siyanür içirterek toplu intihara sebeb oldu.
1993'de Teksas kenti Waco'da sahte peygamber eski gitarist David Koresh müritleriyle yaşadığı komüne girmek isteyen dört polisi öldürdükten sonra kuşatmaya alındı. Ablukanın 51'inci gününde komünde çıkan yangın sonucu 25'i çocuk 87 kişi yanarak can verdi.
1997 Nisan'ında California'da ‘‘Cennetin Kapısı’’ tarikatının lideri Do Herff Applewhite 39 müridiyle Hale-Bopp kuyruklu yıldıza binerek cennete gidecekleri umuduyla topluca intihar etti. Tek tip kıyafetli 39 cesedin her birinin cebinden beşer dolar para çıktı.
TV'yi kullanarak onlarca bin insana ulaşıp yılda 200 milyon doları aşkın para toplayan Jim Baker dolandırıcılıktan hapse düşerken, bir fahişeyle basıldığında ekranda ağlayarak özür dileyen Jimmy Swaggart 'sahte'lerden yalnızca ikisi.
Tarikat liderleri çeşitli arayış peşinde olan insanları ’’birlikte saadet, serbest aşk, ölümden sonra mutlu yaşam’’ gibi nabza göre şerbet veren sloganlarla beyin yıkayarak tuzağa düşürüyorlar. Umut tacirliğini servet sömürüsü takip ediyor. Gerçek dünya ile temasları kesmek için komün yaşamına zorlanıyorlar. Gece gündüz Eflatun, Nietzche, Khalil Gibran kitaplarından alıntıları yeni yaşam felsefesi olarak sunuyorlar. Aralarında Koresh gibi bir düzine eşi içinde müritlerinin 12-13 yaşında kız çocukları, Baker ve Swaggart gibi fahişe ve sekreterlerini metres tutanlar var.
Diğer temel dinlerin yorumu bize düşmez. Ama kutsal kitap Kuran, Allah ile kul arasına kimsenin girmesine cevaz vermiyor. Müslümanın ‘‘cult’’lara takılması söz konusu olamaz.
Paylaş