Doğan Uluç: ‘Ne yap, ne et, kal’







Doğan ULUÇ
Haberin Devamı

Görev süresi biten başkonsolosdan, yüksek ihtisasını tamamlamış öğrenciye yüksek eğitim görmüş kişilerin, ‘‘İyi bir iş bulsam, çalışma izni alsam kalırım’’ dediklerine şahit olduk. Tanıdık tanımadık pek çok insanımızda bir Amerika'ya yerleşme merakı var. Yerkürede milyonlarca yoksul gözünde Amerika sofrada ekmek, başını sokacak mesken garantileyen ülke. Türkler dahil Amerika rüyasını düşleyenlerin sayısı oldukça kabarık. Oysa Amerika rüyası çoğu zaman bir ‘‘rüya’’. Genç bir okur mektubu bu rüya balonuna bir iğne sokuyor. Aşağıda Efe Türkekul adlı bir öğrenciden gelen mektubu değerlendirmenize sunuyorum :

‘‘Sayın Uluç,

24 yaşında liseyi bitirdikten sonra aldığım burs ile New York Üniversite'sinde okuyan bir gencim. İnternet ve bilgisayar ile aram iyi olduğu için her akşam kesinlikle ülkemin haberlerini okuyorum. Özellikle son 20 gündür TR'deki durumlar açıkçası benim psikolojimi çok ağır şekilde etkiledi. Ben bu yıl okulumu bitirip ülkeme dönme sevincini yaşarken TR'den konuştuğum her arkadaşım, ailem ve tanıdıklarım ‘‘Ne yap, ne et, kal!’’ gibi bir yaklaşımda bulunuyorlar. Bu cümlenin doğruluğunu ispat etmek istercesine gazeteden duyduğum her haber ülkenin bittiği ve insanların çok zor durumda olduklarına dair yazılar da cabası.

Gazeteleri artık okumak bile istemiyorum. Bir Türk genci olarak iki ayrım yolda kalıyorum. Kal demek kolay, ama durum sizce burda çok daha mı kolay? TR'de insanlar neden her kurtuluşun yurt dışında olduğuna inanıyorlar. Bu özentiyi kim onlara ne şekilde ve nasıl veriyor? Birileri anlatmıyor mu burda 25-30'undan sonra insanların başına gelenlerin daha tehlikeli, imkansız ve zor olduğunu. İnsanımız nasıl bu kadar hayalperest olabiliyor?

Son bir aydır akın akın ülkeden kaçmak isteyen insanlar duyuyorum. Buraya geliyorlar, belli bir yaştan sonra İngilizce öğrenmeleri nerdeyse imkansız. Artık dünya ülkeleri bizim gibi ülkelerden gelen insanlar için hayatı daha da ağırlaştırmış. Burada onlara göz açtırmıyor. Bunu bilen kişiler, insanlarımızı üç beş kuruş uğruna köpekler gibi çalıştırıyorlar. Evet çalışmak, ama iş nerede peki? Bugün tabak yıkarım, garsonluk yaparım bile dediğin NY'ta bu işler için ne kadar sıra olduğunu bir ilan başvurusu yaptığınız zaman anlıyorsunuz. En güzel çağlarında burdaki iki kültür arasında ve bir hiç uğruna yaşamın en ağır şartlarını gurbetle yoğurup hayata geçiriyorlar. Ellerinde bu çalıştıkları para ile hiçbir şeyleri kalmıyor ve zamanla onlar da bu duruma çaresiz düşüp tekrar dönüyorlar.

Ama bu dönüş sizce büyük kayıp olmuyor mu? Bu insanlar bu kadar zamanı bir hiç uğruna mücadele vereceklerine ülkenin kalkınması ve ticareti için kimse parmak bile oynatmak istemiyor. Kimse girişimci olmalıyım, ülkemde kazanmalıyım gibi tezi savunuyor mu? Bilmiyorlar mı ki dünyadaki en büyük şehirlerin bir çok şeye doyuma ulaştığını? TR gibi henüz gelişmeye açık teknolojiye, bilgiye, herşeye açık bir ülkede milyonlarca dolar kazanabilecekleri birçok iş varken neden bu terkediş? Neden bu vazgeçiş? Milyonlarca dolar yatırım yapmak ve rekabeti bile oluşmamış alanlarda para kazanmak için en büyük holdingler bizim gibi ülkelerin peşindeler. Kimse nasıl ve ne şekilde para kazanırım, kendi işimi yaparım diye düşünmüyor mu? Herkes birbirine vize alabildin mi, kaç aylık vizen diye soruyor.

Şimdi belki çok kimse buralardan konuşmak kolay diyebilir. Kümes gibi kaldığım odamda ya da hiçbir şeyinden tad almadığım yediğim yemeklerde gözleri varsa onların olsun, ben istemiyorum. Yaklaşık 20 gündür hem burdaki hem de TR'deki tüm tanıdıklarım ‘asla, asla, asla Türkiye'ye dönme’’ diyorlar. Bu insanların ülkemizi bu hale sokmaya, benim gibi yaşayan birçok genci ülkemden soğutmaya kimin hakkı olabilir? Atatürk'ün büyük bir azim ve güvenle kurduğu bu ülkede yaşlısından gencine çocuğundan büyüğüne herkeste bir yurt dışına kaçma merakı oluşmuş. İnsanlara anlatırmısınız TR şu an sandıkları kadar kötü olabilir ama bilsinler ki buralar onlar için daha çok kötü ve zor.

Şu an içimi nasıl bir korku sarmış size anlatmam güç. Ben yeni okulunu bitirecek bir Türk genci olarak ülkemde iş yapmak isteğinde iken bu kadar haber ve düşüncelere kayıtsız kalamıyorum. İstanbul gibi bir şehri, dünyanın her yerinde 'Amazing' diye reklamını yapan dünya ülkeleri, vatandaşlarımızın bu düşüncelerini duyunca sizce şaşırmayacak mı? Düşünüyorum bence hangisi doğru diye. Gitmek mi, kalmak mı? ''

Efe Türkekul kalsın mı, dönsün mü? Ne dersiniz ?

Yazarın Tüm Yazıları