PaylaÅŸ
Elizabeth'in nikahında taktığı kraliyet tacı başında, çehresinde belli, belirsiz tebessüm. Kilise fraklı erkekler, süslü kadınlarla dolu. Unvanlı İngilizler Kraliçe'nin tahtta 60 yılını temsil eden 'Elmas Yıldönümü' için Anglo-Saxon kilisesi Westminster Abbey'e gelmişler.
Dört gün süren kutlama törenlerini izlemeye gelen yabancı basın günler önceden yayına başladı. TV'lerde tam kadro kraliyet ailesi. Kraliçe, prens, prensesler bir haftayı aşkın ekranları işgal etti. İngiliz Milletler Topluluğu (İMT) ve ABD de şenliklere geniş yer verilmesi diğer yayınların kısıtlanmasına yol açtı.
Uzaktan çocuk şölenini andırıyordu kutlama törenleri. Turistlerin, gülmesi yasaklanmış kalpaklı saray askerleri karşısında şaklabanlıkları, Elizabeth'le nikahı kıyılmadan Yunan vatandaşlığını terkeden Prens Philip'in damat gittiği Buckingham Sarayı ulaşımına tahsis edilen işlemeli atlı arabaları, yağmurda kullandıkları kurşun geçmez Rolls Royce'u, İngiliz bayrağını güzergah boyunda dalgalandıran insanları ekranlarda dikkatle izledim.
Elizabeth ve Philip'in Thames Nehri'nde tura çıktığı 70 metrelik görkemli yat uzaktan oyuncağa benziyordu. Kraliçe çeşitli törenlere katıldı, aile bireyleriyle yemek davetlerinde hazır bulundu. Londra belediyesi geçiş törenlerini bir milyonu aşkın kişinin izlediğini açıkladı.
Törenlerde insanlar '' Tanrı kraliçeyi korusun.'' diye slogan atarken Elizabeth saray balkonundan iki dakikalık konuÅŸmasında kalabalığa ''Benim tebaam'' diye seslendi.Â
Bu hitaba hala alışamadığımı bir kez daha idrak ettim. Elizabeth İngiliz Milletler Topluluğu'nun sembolik hükümdarı, İngiliz Kilisesi'nin En Yüksek Yönetmeni. Oysa bu 'tebaa' kavramının artık rafa kaldırılması lazım. Tebaalar sömürgelerde olur. Afrika'da dahi İngiliz sömürgesi kalmadı. Tek bir kişi için kutlama şenliklerine milyonlarca dolar harcamak akıl ve mantığa sığar mı ? Kula kul olma devri geçmedi mi?
Londra'da bir Türk kızının en başarılı öğrenci olarak diploma töreninde Kraliçe'yi karşılamasını izledim. Elizabeth İzmir'li kızımızın verdiği çiçeği aldıktan sonra küçük giriş holünde hilal şeklinde sıralanmış rektör ve dekanların elini sıkmaya başladı. Gidecek yer olmadığı için son uçta kalmıştım. Kraliçe önüme geldiğinde karşılıklı el uzattık, gözgöze geldik. Dik yakalı kazak, omuzumdaki kamerayı görünce vazgeçip elini geri çekti. Sonradan bir İngiliz arkadaşım ''Sen avamdansın, usul bu.''dedi. O zaman hayli gücüme gitmişti.
Aynı dönemde ''Kralların Ressamı''diye tanınan Rahmi Pehlivanlı ile Buckingham Sarayı'na gitmiştik. Rahmi, Philip'in portresini yapacaktı. Prens başıyla bizi selamladı, çalışma odasında yüksek bir koltuğa oturdu. Rahmi tuvalde işe başladıktan sonra bir kaç resim çektim, Prens sinirlenmişti. Odadaki yaveri ''Biz Bay Uluç'u asistanınız olarak davet ettik. Sayın Prens'i ancak saray fotoğrafçısı görüntüler.'' dedi hışımla. Rahmi resim çekmemizin nedenini izah etti. Philip geri adım atmadı. Davranışı protesto ederek sarayı terkettik.
Kraliçe Elizabeth 54 ülkelik İngiliz Milletler Topluluğu'nun sembolik hükümdarı. Toplulukta 10 bin nüfuslu Tuvalu da var, 1.17 milyarlık Hindistan'da. İMT'nin nüfusu 2.1 milyar, toplam ekonomisi ise 10 trilyon doların üstünde.
İngiliz yönetimleri yıllarca sömürdüğü Hindistan ve Pakistan'a mahalle arasında oynadığımız çelik-çomak'ı andıran kriketi, titrek elli asker selamını miras bıraktı. Tebaa konusunu bu ülkelere havale etmek lazım.
PaylaÅŸ