PaylaÅŸ
Miki Fare ile Disney karakterleri deÂgeleneksel yürüyüşe katılarak renk kattılar. Çocukların sevgilisi Disney grubu, bayrak dalgalandırıp Türklüğü paylaÅŸarak yürüdüler. Kaldırımlarda biriken kalabalıktan hayli alkış aldılar. Sonraki gözlemlerimiz şöyle: Â
BayrağımızınÂal'lı ak'lı renklerini taşıyan tişörtler bu yıl da en popüler giysi idi. 'Türkiye'' sözcüğünü göğüs üstüne yayan tişörtleri Amerikalılar da giymiÅŸti.
Anavatan dışında Türk varlığının en güçlü sesi diye bilinen Türk Günü Yürüyüşü'nün 31'inci yıldönümünde baş örtülü kadınlarımızın sayısının azaldığı dikkatimizi çekti. Ayrıca başörtünün siyahı, yerini pastel renklere terketmişti.
Cim Bom-Fener rekabeti okyanus aşarak New York'a ulaşmıştı.Taraftarlar bu kez rekabet dozajını kaçırmadılar. Sarı lacivert fularlı gençler seyyar sergiyle geçerken ''Dar ağacında bile olsa son sözümüz Fenerbahçe' diye haykırıyorlardı. Amigolar ''En büyük.. diye tiyo veriyor, Fener'liler anında gökdelenlerde yansıyan çağrıyla sloganı tamamlıyordu: ''Türkiye.''
 Bu yıl gözlerimiz Fifth Avenue'deki yürüyüşlerde sancağımızı dalgalandırarak geçen Deniz Albay'ı Zeki Uygur'u aradı. Amerika'daki Türklerin ''İyilik Meleği'' şöhretli Beyin Cerrahı Dr. Uygur Mart'ta Hakk'ın rahmetine kavuşmuştu. Türklüğe değerli hizmeti olan Prof. Tayfur Altıok ile Atatürk çalışmalarıyla ün yapmış eski Federasyon Başkanı Yüksel Oktay da kısa zaman önce aramızdan ayrıldı.
31'inci yıl katılımı en kalabalık olanı idi. Türkler uzak eyaletlerden yollara düşüp New York'a geldiler. Polis yetkilileri '' Görkemli, coşkulu bir etkinlik oldu. 40 bin  civarında olsa gerek'' şeklinde rakam verdiler. Yürüyüşün bittiği Dag Hammarskjold Parkı gökdelenler gölgesinde piknik yerini andırıyordu. Türk gıda  birimleri şiş kebabından döner, gözleme, içli köfte, yoğurt, eriğe sıcak-soğuk yiyecekleri sundular.
Â
Yeni Dünya'da Coca Cola, Western Union gibi dev şirketlerin baş yöneticileri Türk. Amerika'nın Doktoru unvanlı Mehmet Öz'de Türk. ''Neredeler?'' diye soruyorum.  Etkinliği düzenleyen bir T.A.D. Federasyonu yöneticisi ''Bu önemli insanlar davetlerimize katılmıyorlar. Oysa isteseler Türklüğe çok katkıları olur.'' diyor.
Aklıma Alabama'da fabrika sahibi Muammer Öztekin geliyor. Öğrencilikten fabrikatörlüğe sıçrayan Y.Müh. Öztekin'in kurduğu The Kent Corporation'ı çevreleyen cadde isimlerini ''Atatürk Yolu'', ''İnönü Caddesi'' diye değiştirdi. Fabrikanın tepesinde Türk ve Amerikan bayrakları yanyana dalgalanıyor.
Adana'lı milyoner işadamı dostluk kurduğu politikacılarla Türkiye'nin sorunlarının çözülmesine yardımcı oldu. Ronald Reagan, Gerald Ford başkanlığında Beyaz Saray'da yemeklere katıldı. Başı sıkıntıya düşen Türkler de ilkin Öztekin'in kapısını çaldılar.        Öztekin'in maddi-manevi desteğini alan adayların çoğu lokal ve Kongre seçimlerini kazandı. Kardeşi Muzaffer Öztekin, Ankara Belediye Başkanı Ekrem Barlas ve bir belediyeci grupla ABD'ye geldiğinde Öztekin tüm masraflarını üslenerek Birmingham'a getirdi. Her yere motosikletli polislerin refakatinde gittik. Ekrem Barlas ''Ankara'da motorize polisi özel amaçla kullandırsam işimi kaybederim.'' dedi. Şehrin belediye başkanı ve polis şefinin seçilmesini nüfuzlu Öztekin sağlamıştı.
Bir Birmingham bankası iyi müşterisi Kent Corp.un sahibi Öztekin'in misafirleri için düzenlediği davette özel getirtilen Amerikan bandosu İstiklal marşını çaldı. Kongre üyesi, iş adamları,bankerler ayakta saygı duruşuna kalktılar.
Giderek gerginleşen dünya politikasında Türkiye-ABD ilişkilerini daha da güçlendirmemiz gerekiyor. ABD'de ün yapmış Türkleri, önemli mevkilere gelmiş Türk dostu Amerikalıları da geleneksel yürüyüşe katılmaya gayret etmeliyiz. Bu etkinliğin toplumsal yarar ve çıkarlarımızı gözeten bir düzene oturmasına ihtiyaç var.
Bize yeni Öztekin'ler lazım.
PaylaÅŸ