Amerikan yaşamında bir kaç yüzyıldır süregelen bir düzen bu. Oysa o zamanlardan bu zamana köprüler altında çok sular gelip geçti. Lider ülke unvanlı Amerika’da son 10 yılda aşırı işsizlik, iflas ve hacizlerle sonuçlanan ekonomik kriz refah ve rahat hayata alışmış gençlerin geleceğe bakışını ciddi ölçüde değşitirdi.
Brooklyn’de bir yüksek teknik okulundan mezun Thomas yaşadığı muhitte su tesisatçısı, musluk tamircisi, kaynakçı olarak hayatını kazanıyor. 19 yaşındaki Thomas lisede birlikte okuduğu 10 kişilik grupta herkesin ‘’beyaz yakalı’’ işlere ilgi gösterdiğini söylüyor :’’Ben zanaatçılığa meraklıydım. Başımda patron istemiyordum. Ev ve binalarda her işi yapabilecek yeteneğe sahiptim. İki yıl içinde kendi şirketimi kurdum. Şimdi beş kişi çalışıyor yanımda. Ekonomi başaşağı gitmeye başlayınca arkadaşlarım işsiz kaldı. Tamircilik işlerimi ‘’Elin, yüzün kirli’ diyerek küçük gören benim ‘beyaz yakalı’ grubumla hafta sonları mahalle barına gittiğimizde bira paralarını ben ödemeye başladım. Ama önemli değil, kardeş gibi yakınız biz.’’
İşsiz New York’lu kolej mezunları Thomas gibi ‘mavi yakalı’ tanımına giren zanaat sektöründe iş bulmaya çalışıyorlar. Bir teknik enstitü müdürü 40’ına yaklaşmış erkeklerin oto tamirciliği, bina bakımcılığında iş bulmak için kurs aldıklarını söylüyor. Ekonomik krizde işini kaybeden bir bankacı ‘’7 bin dolar aylıkla uzun yol şoförlüğü buldum. Kiramı ödüyorum, çocuğuma oyuncak alabiliyorum. Mutluyum.’’ diyor. Resmi devlet ofisleri ‘’Çeşitli sektörlerde kaynakçı, muslukçu, elektrik tesisatçısı, temizlik ve inşaat işçileri arıyorlar. Ücret ve yüksek maaş yanısıra sigorta, ek ödenekler veriyorlar.’’şeklinde duyuruları yayımlıyor.
‘’Mavi Yakalı’’ kesimde iş çok, para da da çok. Ama ağır sanayi işçiliği kolay değil. New York metrosunda çalışan bir mühendis ‘’Yeraltı işlerinde şartlar ağır ve tehlikeli, gökdelen inşaatlarında işçilik de öyle.’’ diye madalyonun diğer yüzünü gösteriyor.
Artık Amerikalı aileleler çocuklarına ‘’İş olsun da ne iş olursa olsun. Beyaz yakalı olması şart değil. ‘’diye konuşuyorlar. Ülkenin en büyük bankası Bank of America önümüzdeki aylarda 30 bin banka memurunu işten çıkaracağını açıkladı. Arkadan diğer mali kurumların binlerce çalışanının işine son vermesi bekleniyor.
Seçimler tam bir yıl sonra. Amerika Birleşik Devletleri başkanlığına seçilecek olan adayın 325 milyon nüfuslu ülkede işsizlik sorununa son vereceğine halkını ikna etmeyi başarması şart. Bunun için ayda 262 bin yeni iş kapısı açmak gerekiyor. Ne kadar sürecek yeni iş kapılarını açmak? Yılda 12 aydan 5 yıl boyunca.
Hiç bir ekonomi uzmanı Beyaz Saray’a hangi başkan gelirse gelsin bu hedefe ulaşamayacağını kesinlikle vurguluyor.
Amerikan yaşamında bir kaç yüzyıldır süregelen bir düzen bu. Oysa o zamanlardan bu zamana köprüler altında çok sular gelip geçti. Lider ülke unvanlı Amerika’da son 10 yılda aşırı işsizlik, iflas ve hacizlerle sonuçlanan ekonomik kriz refah ve rahat hayata alışmış gençlerin geleceğe bakışını ciddi ölçüde değiştirdi.
Brooklyn’de bir yüksek teknik okulundan mezun Thomas yaşadığı muhitte su tesisatçısı, musluk tamircisi, kaynakçı olarak hayatını kazanıyor. 19 yaşındaki Thomas lisede birlikte okuduğu 10 kişilik grupta herkesin "beyaz yakalı" işlere ilgi gösterdiğini söylüyor: "Ben zanaatçılığa meraklıydım. Başımda patron istemiyordum. Ev ve binalarda her işi yapabilecek yeteneğe sahiptim. İki yıl içinde kendi şirketimi kurdum. Şimdi beş kişi çalışıyor yanımda. Ekonomi başaşağı gitmeye başlayınca arkadaşlarım işsiz kaldı. Tamircilik işlerimi "Elin, yüzün kirli’ diyerek küçük gören benim ‘beyaz yakalı’ grubumla hafta sonları mahalle barına gittiğimizde bira paralarını ben ödemeye başladım. Ama önemli değil, kardeş gibi yakınız biz."
İşsiz New Yorklu kolej mezunları Thomas gibi ‘mavi yakalı’ tanımına giren zanaat sektöründe iş bulmaya çalışıyorlar. Bir teknik enstitü müdürü 40’ına yaklaşmış erkeklerin oto tamirciliği, bina bakımcılığında iş bulmak için kurs aldıklarını söylüyor. Ekonomik krizde işini kaybeden bir bankacı "7 bin dolar aylıkla uzun yol şoförlüğü buldum. Kiramı ödüyorum, çocuğuma oyuncak alabiliyorum. Mutluyum" diyor. Resmi devlet ofisleri "Çeşitli sektörlerde kaynakçı, muslukçu, elektrik tesisatçısı, temizlik ve inşaat işçileri arıyorlar. Ücret ve yüksek maaş yanısıra sigorta, ek ödenekler veriyorlar" şeklinde duyuruları yayımlıyor.
"Mavi Yakalı" kesimde iş çok, para da da çok. Ama ağır sanayi işçiliği kolay değil. New York metrosunda çalışan bir mühendis "Yeraltı işlerinde şartlar ağır ve tehlikeli, gökdelen inşaatlarında işçilik de öyle" diye madalyonun diğer yüzünü gösteriyor.
Artık Amerikalı aileleler çocuklarına "İş olsun da ne iş olursa olsun. Beyaz yakalı olması şart değil" diye konuşuyorlar. Ülkenin en büyük bankası Bank of America önümüzdeki aylarda 30 bin banka memurunu işten çıkaracağını açıkladı. Arkadan diğer mali kurumların binlerce çalışanının işine son vermesi bekleniyor.
Seçimler tam bir yıl sonra. Amerika Birleşik Devletleri başkanlığına seçilecek olan adayın 325 milyon nüfuslu ülkede işsizlik sorununa son vereceğine halkını ikna etmeyi başarması şart. Bunun için ayda 262 bin yeni iş kapısı açmak gerekiyor. Ne kadar sürecek yeni iş kapılarını açmak? Yılda 12 aydan 5 yıl boyunca.
Hiç bir ekonomi uzmanı Beyaz Saray’a hangi başkan gelirse gelsin bu hedefe ulaşamayacağını kesinlikle vurguluyor.
Ankete görüş yazan bir New York'lu ''Korkunç bir fikir ama gerçek.'' diye tepki gösteriyor. Başkanlığa meraklı kesimde Tommy tek değil. Bazı anketlerde zenci çocukların yüzde 62'sinin Barak Obama'yı örnek alarak cumhurbaşkanı olmak istediği görülüyor. Çocuklar arasında Başkanlık pop şarkıcısı, profesyonel sporcu, astronot, polis gibi ilginç bir meslek. Önemli mi? Hem de nasıl.
Amerika Birleşik Devletleri Başkanı dünyanın bir numaralı vatandaşı. 330 milyon insanın temsilcisi, ekonomik, askeri gücü diğer ülkelerin üstünde olan özgür toplumların lideri. Dertli her ülkenin başkanı sorunlarına çözüm bulmak için ABD başkanının ikametgahı ''Beyaz Saray'ın kapısını çalıyor.
Amerika'da en güvenli bina bu. Çatı katında hava saldırılarına karşı füzeatar sistemler üslenmiş. Yeraltındaki katlar da bomba saldırılarından etkilenmeyecek kadar derinde. Başkan kara, deniz, hava ve deniz piyadelerinden oluşan 2 milyona yakın silahlı kuvvetlerin başkomutanı. Beyaz Saray'ın güvenliğini tüm askeri birimlere ilaveten sivil Secret Service, FBİ ve CİA birlikleri sağlıyor. Özel eğitimli sivil korumalar bir suikast girişiminde kurşun ile başkan arasına girerek vücutlarını kalkan yapacaklarına ant içerek göreve başlıyorlar.
Beyaz Saray'da düzineyle kurşun geçmez Cadillac arabası, klimalı yüzme havuzu, jimnastik salonları, tenis kortu var. Obama'nın basketbol tutkusunu tatmin için bir kaç günde arka bahçesine kort inşa edildi. Aşçıları kahvaltı, öğle ve akşam yemeklerini başkanın talimatıyla hazırlıyorlar. Sinemaya gitme dertleri de yok. En son Hollywood yapımları vizyona girmeden Beyaz Saray'a geliyor, başkan ailesi ve yakınlarıyla modern salonda izliyor. Önemli gecelerde Amerika'nın tanınmış müzisyen ve şarkıcıları başkanın davetlilerini eğlendirmek için konferans salonunda özel konser veriyorlar. Başkent Washington'a yakın hava alanlarında gövdelerine ABD yazılı Başkan'ın özel jet uçakları günün her saatinde dünyanın her köşesine uçmaya hazır talimat bekliyor.
Profesyonel politikacılar için çok cazip bir meslek ABD Başkanlığı. Ülke yöneticisinin gücü hemen hemen sınırsız. Ama seçim öncesinde veya Beyaz Saray'a taşındıktan sonra mesleğin getirdiği stres yasa, ahlak dışı bazı girişimlere zorluyor başkanları. Ama kadınlar bu güçlü insanların 'Aşil Kirişi', yani en zayıf yönleri.
1791'de Andrew Jackson'ın zinası, Grover Cleveland'ın evlilik dışı ilişkiden çocuk doğurması, Bill Clinton'ın Monica macerası, 2004 seçimlerinde başkan adayı John Kerry'nin yardımcısı John Edwards'ın 4 çocuğunun annesi Elizabeth'in üstüne tuttuğu metresinden çocuğu olduğunu inkar etmesine paralel Richard Nixon'ın'ın Watergate, Ronald Reagen'ın İran-Contra skandalları, Nixon Başkan Yardımcısı Spiros Agnew'un süt ürünleri birliğinden rüşvet aldığını tespiti dünyaya hükmeden bu kişilerin de vasat insanlar gibi şeytana uyduklarını gösteriyor.
Bu listenin son adayı Cumhuriyetçi Parti'den başkan adaylığına yarışan Herman Cain. Nabız yoklamalarında seçilme şansı yükselmeye başlayınca 3 kadın basına beyanat verip Cain'i cinsel tacizle suçladılar. Zenci adayın baş yöneticiliğini yaptığı kuruluş kadınları 35 bin dolar ''sus parası'' yla susturdu. Cain taraftarları, aynı partiden başkan adayı Texas Valisi Rick Perry'nin 'karalama' girişimine başvurduğunu ileri sürüyor.
Ardından haciz konulan yüzlerce bin ev, sağlık sigortaları, öğrencilerin eğitim bursları sorunları geliyor. Bunların mesulu Obama değil, global ekonomik kriz. Ama gel de seçmene anlat. Gelecek yıl ortasına kadar temel meselelere nasıl çözüm getireceğine halkı ikna edemezse ikinci dönem başkanlığa seçilmesine imkan yok.
Her nedense içinde yaşayanlar ekonomik krizi pek fark edemiyor. Yaşamlarını kredi kartı borçlarıyla sürdürüyorlar. Bir dergi sayfalarını karıştırıyorum, 6 gencin montaj resmi. Yaka-bağır açık, afacan tipli çocuklar gülerek poz vermişler. Çarşı-pazar tezgahtarlarına benzetiyorum ama yanılgım büyük. Altısı da milyarder. Facebook’un patronu Mark Zuckerberg 13.5 milyar dolar servetiyle tepede.
New York’lu zenginleri araştırıyorum, yaşadığım şehirde 58 milyarder var. Geçen yıl kentin en zengini olan Belediye Başkanı Michael Bloomberg 18.1 milyar dolarla liste başını kaybetmiş, petrol baronu denilen Charles ve David Koch kardeşler 22’şer milyar dolarla zirveye çıkmışlar. Peki daha az zenginlerin sayısı? New York’lu milyonerlerin sayısı da görkemli, popüler şehirde 677 bin 200 milyoner yaşıyor.
Süper zenginler kulübünde en ilginç grup, açgözlü yabancı kökenliler. Bu kesimde Hintliler başta. Finans danışmanı Rajat Gupta dev Procter and Gamble ile Goldman Sachs yönetim kurulunun eski direktörü. En zenginler listesi tepesinde yer alan Warren Buffett, krizden kurtulmasına yardım için Goldman Sachs’a beş milyar dolar nakit yardımda bulunuyor. Gupta, yakın arkadaşı ve kendisi gibi Hintli Raj Rajanatram’a tüyo veriyor. Borsanın kapanmasına iki dakika kala Raj, 217 bin Goldman hissesi satın alıyor, akabinde satıyor. Kazancı 570 bin dolar. Rajat yıllardır milyarderler grubuna girmek için yasadışı eylemlerle kamyon yükü para yapıyor. Direktörü olduğu şirketi de dolandırma karşılığında kullanıyor. Rajat’la 24 milyon dolar yasadışı işlerden 25 milyon dolar kazanıp kırışmışlar.
Gupta tevkif edildi, 10 milyon dolar kefaletle serbest bırakıldı. Nisan’da hakim karşısına çıkacak. New York Savcılığı 105 yıl hapis cezası istiyor. Suç ortağı Rajaratnam ise 11 yıl hapse, 58.3 milyon dolar para cezasına mahkûm oldu. Raj’ın yakın arkadaşları arasında Başkan Obama ve George W. Bush var. İki başkanın Raj’ı hapisten kurtarmaya güçleri yetmeyeceğe benziyor. Hintli milyoner Gupta ile bir başka memleketlisi, finans danışmanı Anil Kumar dahil sözde dostları hakkında “Yakınlarımın, Hintlilerin ihanetine uğradım” diye yakınıyor. Borsacılar Raj’ın, milyarderlik tutkusunun kurbanı olduğunu, kendi kuyusunu kazdığını söylüyor.
Şöhret ile servet bağlantısı bir kez daha çağrışım yapıyor zihnimde. Şöhretlerin vefatlarını takiben parayla ilgileri kalmadığını düşünmek yanlış olur. Pop Kralı Michael Jackson’ın, geçen yıl ölümünden bu yana varlığına 170 milyon dolar eklendi. 1977 ölen rock’n roll yıldızı Elvis Presley son bir yılda 55 milyon, 37 yıl önce ölen Marilyn Monroe 27 milyon, karikatürist George Schultz 25 milyon, Beatle John 12 milyon, Elizabeth Taylor 12 milyon, ilim adamı Albert Einstein 10 milyon dolar kazandılar. Bu meblağların çoğunluğu hediyelik, hatıra malzemeleri ve CD, plak, film satışlarından sağlandı.
Güftesi herkesin anlayacağı, belleğinde kolayca yer edeceği ölçüde basit: “Aşk ve evlilik... Birlikte yol alırlar.. At ile arabası gibi.. Biri olmazsa, öteki de olmaz.. Babama söylenmiş bu, annem tarafından.”
Oysa köprüler altından çok sular geçti, o günlerden bugünlere. Aşk anlayışı, evlilik kavramı artık aile değerleri çerçevesinde farklı şekilde tanımlanıyor. Güfte ters düşüyor şimdilerde aile yapısına. Aşk ile evlilik her zaman birlikte yürümüyor. Amerikalılar yeni heyecanlar, arayışlar içinde. Orta yaşı geçkin çiftler ‘açık evlilik’ (Eşinin dışında bir başkasıyla birlikte olma) sürdürüyorlar. Ünlü modacı Diane von Furstenberg ,eşi milyarder iş adamı Barry Diller’in de hazır bulunduğu bir röportajda başka erkeklerle buluştuğunu gözünü kırpmadan açıkladı. Dedikodu yazarları Barry gibi 60 yaşındaki Diane’nin ilk kocası Egon’un da eşcinsel olduğunu ima ediyorlar.
Evliliklerde, özellikle varlıklı kesimde, mantık aşktan önce geliyor. Zengin erkekler kara sevdaya tutulmuş dahi olsa avukat, muhasebecilerinin tavsiyelerini dinleyip nikah memuru karşısına oturmadan müstakbel eşleri ile boşanma halinde tazminat, servet paylaşılma anlaşmalarına imza atıyorlar.
Yine de boşanmalar giderek artıyor Amerika’da. 1940’lı yıllarda yüzde 14 olan boşanma oranı, 1970’lerde yüzde 40’a ulaştı. 21’inci Yüzyıl başında ise her iki evlilikten birinin boşanmayla sonuçlandığı ortaya çıktı. Son dönem içinde şöhretli çiftler arasında boşanmaların arttığı da dikkati çekmeye başladı. Rekor düzeye ulaşan boşanma tazminatı ödeyenler spor ve sinema aleminin ünlüleri. İlk sırada vurdu-kırdı’lı filmlerin aktörü, eski California valisi Arnold Schwarzenegger ile 25 yıllık eşi TV sunucusu Maria Shriver geliyor. Hamile bıraktığı çocuk bakıcısından doğan oğlunu 13 yıl sonra açıklayan Arnold ile Maria’nın ortak serveti 400 milyon dolar. Kennedy ailesinden gelen Maria’nın payı 200 milyon civarında olacak.
Rekor Murdoch’ta
Efsanevi basketbolcu Michael Jordan, eşi Juanita’yı boşanmaya razı etmek için 150 milyon dolar ödedi. Golfün bir numarası iken hayat kadınlarıyla ilişkiye giren Tiger Woods, boşanmakta ısrar eden İsveç’li karısı Elin’e 100 milyon dolar nakit para verdi.
Aktör Harrison Ford da eşi Melissa’dan 118 milyon dolar karşılığında özgürlüğüne kavuştu. Madonna sekiz yıl evli kaldığı İngiliz film yapımcısı Guy Ritchie’yi 92 milyon dolarla boşanmaya razı etti. Gişe rekorları kıran filmlerin rejisörü Steven Spielberg, Kate Capshaw ile evlenmek için ilk eşi Amy İrving’e 100 milyon dolar, şarkıcı Neil Diamond, Marcia Diamond’a 150 milyon, uluslararası işadamı Adnan Kaşıkçı ise karısı Süreyya’yı boşamak için 874 milyon dolar ödedi. Boşanma rekortmeni ise medya kralı Rupert Murdoch. Kendisinden 39 yaş küçük Wendy ile evlenmek için eşi Anna’ya 1.7 milyar dolar tazminat talebini kabul etti.
Sinatra, Amerika’lıların aile değerlerine düşkün olduğu dönemde “Love and Marriage’’ şarkısını liste tepelerine çıkardığı için şanslı. Her iki evlilikten birinin boşanmayla sonuçlandığı, eşlerin nikah memuru önüne çıkmadan boşanmaları halinde kimin ne kadar tazminat alacağını yazılı tescil ettikleri 2000’li yıllarda aşk ve evlilik kavramları, artık eskisi gibi romantik değil.