DÜN sabah Dolmabahçe Sarayı’nın bahçe girişindeki, Atatürk’ün öldüğü gün ve sonrasında düzenlenen törende çekilen, Ankara’ya gidişini belgeleyen fotoğraf sergisini gezdim.
Adı; Yıl 1938.
Puslu havada fotoğraflara bakarken, İbrahim Aláettin Gövsa’nın 1938’de yazılan Tavaf şiirinden birkaç dizeyi anımsadım:
"Bir milletin melálini söyler derin derin
Derya, önünde çırpınarak Dolmabahçe’nin!"
Ara Güler dostum, fotoğrafın belgesel işlevini her konuşmasında söyler, öne çıkarır. Ne kadar haklı! O fotoğraflara bakarken, törene katılanların yüzündeki ifadeyi hangi edebiyat eseri bu kadar etkileyici verebilir?
Çelenklerden birinde Şehir Tiyatrosu sanatçıları yazılı. Smokinleriyle, silindir şapkalarıyla çelengi taşıyorlar.
Cenazeye katılanlar, törendekilerin giyimleri, yüz ifadeleri beni dünden bugüne bir karşılaştırma yapma duygusuna sürüklüyor.
Aileler çocuklarını almış, kutsal bir görevin sorumluluğu içinde, yağan yağmura rağmen fotoğrafların önünde dakikalarca duruyorlar.
Kapının önündeki bir kürsüde uzun bir kuyruk vardı, kürsünün başına gelenler iki dakika saygı duruşundan sonra oradaki deftere duygularını, düşüncelerini yazıyorlar.
O yazılanlar ne kadar içtendir. Okuyabilseydim.
Dün gene Anıtkabir doldu taştı...
AMA SORULARIMI YANITLAMANIZI İSTİYORUM
MUSTAFA KEMAL’in, Attilá İlhan’ın deyimiyle O Sarışın Kurt’un bir ülkeyi, insanını yeniden biçimlendirişini öğrenmek için mutlaka Nutuk’u okumak gerekir. Destekleri, ihanetleri, kişisel çıkarlarla ulusal çıkarların kesiştiği noktada var olmak isteyenleri okuyunca, Mustafa Kemal’in kişiliğini, çabasını daha iyi anlarsınız.
Sabahattin Selek’in Anadolu İhtiláli kitabı hepimizi bilgilendirmiştir.
Anma günlerinden, Anıtkabir ziyaretinden evinize döndünüz, kitaplığınıza bir göz atın, O’nunla ilgili, O’nun üzerine yazılmış kaç kitabınız var. Hangilerini okudunuz?
Atatürk hangi kitapları okumuştu? Dolmabahçe Sarayı’ndaki kitaplıkta neler var? Anıtkabir’e de bir bakın, o kitapların listesini gözden geçirin.
Bir liderin düşünsel gelişimini yakından izleyin. Hatta o kitaplardan bazılarını okuyun, okutun. Cumhuriyetin kurucusunu savunmanız, daha da yüceltmeniz için bunlara gereksinim duyacaksınız, duymalısınız.
Kurtuluş Savaşı’nı işleyen edebiyat eserlerini okumadan, o sürecin edebiyattaki izdüşümünü gözlemlemeden, cumhuriyeti de Atatürk’ü de anlayacağımız kanısında değilim.
Hele o savaşın içinde bulunanların yazdıkları, ihmal edilemeyecek değerde tanıklık belgeleridir.