Paylaş
Festivalin mottosu şuydu: “Opera Her Yerde”.
Artık İstanbul, bu tür etkinliklerin, festivallerin ilgi gördüğü, biletlerin tükendiği bir kent. Festivalin biletleri çok kısa sürede tükenmiş.
Şimdi festivalde Mozart’ın Saraydan Kız Kaçırma operası ile Okan Demiriş’in IV. Murat’ını görebilirsiniz.
Mozart’ın operası Topkapı Sarayı’nda sahnelenecek.
İstanbul Devlet Opera ve Balesi, pazartesi akşamı dünyaca tanınmış yabancı opera sanatçılarına eşlik etti.
Bu yıl Giuseppe Verdi’nin doğumunun 200’üncü yılı. Ölüm tarihi 1901.
Orkestra Verdi’nin operalarından uvertürler, prelüdler, aryalar seslendirdi. Özellikle popüler aryalar, dinleyicilerin coşkulu alkışlarını derledi.
Konserde Verdi’nin hangi operaları seçilmişti?
Otello, La Battaglia di Legnano, Luisa Miller, La Traviata, La Forza del Destino, Rigoletto, Simon Boccanegra, Il Travotore, I Vespri Siciliani.
Orkestrayı İtalyan şef Roberto Abbado yönetti.
Konserden önce, Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü ve Genel Sanat Yönetmeni Rengim Gökmen, opera ve festival hakkında kısa bir konuşma yaptı.
Konuşmasının sonunda da bütün müzikçilere, müzikseverlere bir müjde verdi.
İKSV’nin Devlet Opera ve Balesi ile birlikte düzenlediği Leylâ Gencer Şan Yarışması’nın da sponsorluğunu Denizbank üstlenmişti. Uluslararası İstanbul Opera Festivali’nin ve Bodrum Bale Festivali’nin de sponsoru olan Denizbank, böylece önemli bir etkinliğe daha destek vermiş oldu.
O yarışmayı kazananlar, yalnız Türkiye sınırları içinde değil, dünyanın sayılı opera merkezlerinde tanınıyor.
* * *
FESTİVAL kitabındaki yazılardan, sunumlardan bazı alıntıları yazıma aldım. Onların böyle bir festivali gerçekleştirmekteki amaçlarını vermesi bakımından önemli buluyorum:
Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik: “Festivalde bu yıl, pek çok esere ilham kaynağı olan Osmanlı İmparatorluğu dönemiyle ilgili eserlerin sanatseverlerle buluşması kültürel ve sosyal hayatımıza ayrı bir renk katacaktır. Tarihimizden önemli şahsiyetlerin dönemin operalarına nasıl yansıdığının izlenmesi ise tüm seyirciler için farklı bir tecrübe olacaktır. Geleneksel olarak düzenlediğimiz bu festivaller, uluslararası alanda opera sanatında sahip olduğumuz düzeyi de ortaya koymaktadır. Ayrıca, sanatseverlerimizin uluslararası çapta opera temsillerini ve sanatçılarını izlemesine olanak sağlamaktadır.”
Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Rengim Gökmen: “Ticaret, kültür ve sanat metropolü olan İstanbul’da, yaşamın hızla aktığı sokakları, sanatın sesine, sözüne ve rengine boyayacak, eşsiz tarihi mekânlara yaşam getirecek bu festival ile inanıyoruz ki, İstanbullular yaşamın boğucu koşuşturması arasında derin bir soluk alacaklar.”
Denizbank Finansal Hizmetler Grubu Başkanı Hakan Ateş: “16 yaşında genç bir banka olmamıza rağmen, kuruluşumuzdan bugüne sanata katkı sağlama konusunda duyarlılık taşıyor; sadece opera değil, sanatın pek çok farklı disiplininde, misyonumuza hizmet edeceğine inandığımız projeleri destekliyoruz. İlk yıllarımızda Afife Jale Sahnesi’nin renovasyonuyla başlayan bu destek, kendi bünyemizde kurduğumuz DenizKültür aracılığıyla hayata geçirdiğimiz projelerle artarak devam ediyor.”
Uluslararası İstanbul Opera Festivali Sanat Yönetmeni-Devlet Opera ve Balesi Başrejisörü Yekta Kara: “Asla göz ardı etmememiz gereken gerçek ise şu: Opera sanatı herkes içindir. Bizler, bu sanat dalını her yaştan ve her kesimden seyirciyle buluşturmak gibi önemli bir sorumluluk taşıyoruz. Kendi dört duvarımızı aşarak sokaktaki insana ulaşmamız, 400 yıllık geçmişi olan opera sanatını genciyle yaşlısıyla halkımızın yaşamına sokmamız, insanlık tarihinin bu çok değerli kültür mirasından herkesin payına düşeni alabilmesini sağlamamız gerekiyor.”
* * *
DİNLEYİCİLERE konserden sonra çok anlamlı bir armağan kitap verildi: Türkiye’de Opera ve Bale.
Çoksesli müzik için Cumhuriyet’in çabalarını unutmayalım ve Bernard Lewis’in saptamasını da herkese hatırlatalım. Lewis çoksesli müzik ile demokrasi arasında doğrudan bağ olduğunu söylemişti.
Paylaş