Ustaca yazılmış portreler

Portre kitaplarına merakımı okurlarım bilir. İki açıdan yararlanırım. Tanıdıklarımın başka yönlerini öğrenirim, tanımadıklarım hakkında da bilgi edinerek eksiklerimi tamamlarım.

İsmail Kara’nın iki ciltten oluşan portrelerini beğendim, birçok yeni şey öğrendim.

Portre yazılarının birkaç özelliği içermesi gerekir. Onların çalışmalarını nesnel açıdan okura sunmak, kişisel tespitlerini, yorumlarını da öznel bir anlayışla yansıtmak...

İlk cilt için ‘Sözü Dilde Hayali Gözde’ adı kullanılmış. Bu, Şair Arşî’nin şair Hayalî Bey’in vefatına düştüğü tarih. İkinci cilt, ‘Dağ Ne Kadar Yüce Olsa’ ise Yunus Emre’nin iki dizesinden alınma...

“Dağ ne kadar yüce olsa
Yol onun üstünden aşar”

Kitabın başında da alıntının tamamı yer alıyor.

Birinci cildin başında, ‘Birkaç Söz’de tür üzerine düşüncelerini iletiyor: “Bu kitapta tesadüf edeceğiniz zevat hakkında hatıra-deneme metinleri kaleme almamın benim için vazife diyebileceğim bir tarafı var.”

Portrelerin bir bölümü:

- Nurettin Topçu

- Mahabbet ve Mahâbet Mülkünün Sultanları: Osman Turan, Ali Nihat Tarlan, Mehmet Kaplan (tanıdım), Cemil Meriç (tanıdım), Tahsin Banguoğlu (tanıdım).

- Abidin Nesimi (yakından tanıdım)

- Orhan Şaik Gökyay (Bütün kitaplarını okudum, kendisiyle tanıştım, evine de gittim.

Hürriyet Gösteri dergisinde onun için bir dosya hazırladık. Baltalimanı’ndaki üniversite tesislerinde Fahir İz’in de katıldığı bir buluşma gerçekleştirmiştik.)

- Ziyad Ebüzziya

- Cinuçen Tanrıkorur

İkinci cildin başında ‘İfade-i Meram’ başlıklı yazıda iz bırakanlardan söz ediyor: “Hatırat ve portre metinleri yazarının ötesinde ve şahsiliğin, ferdî tecrübelerin (hatta şahsiyat yapmanın) sınırlarını aşacak genişlikte anlamlara ve imkânlara sahiptir.

Aralarında  annem, babam ve ‘erken’ yola revan olan bir arkadaşım da var.”

Kimler var?

- Neclâ Pekolcay

- Turgut Cansever

- Babam

- Ayşe Şasa

- Annem

- Orhan Okay

Portreler 1:
Sözü Dilde Hayali Gözde
Portreler 2:
Dağ Ne Kadar Yüce Olsa
İsmail Kara
Dergah Yayınları

Hepsi birer inceleme

Ustalıkla yazılmış portreler; düşünce, edebiyat, bilim dünyasının önemli adlarını yazarken hepsi birer inceleme özelliği taşıyor.

Bu tür çalışmalar kuşaktan kuşağa birçok kişiyi tanıtma, hatırlatma işlevini görüyor.

Portreleri okuduktan sonra kitaptaki kişilerin eserlerine de yönelenler çıkacaktır.

Kara, tanıdıklarını sadece birer izlenim notuyla iletmiyor bize, onların kitaplarını, düşünce, edebiyat hayatımızdaki yerlerini de inceliyor.

Ben adların bir bölümünü yazıma aldım. Kitabı alırsanız, sizin de ilgilendiğiniz birçok ada rastlarsınız.

Kitapta belgeler ve fotoğraflar da var.

Yunus Emre’nin şiiriyle başlayan ikinci cilt, Emrah’ın ‘Ne Feryâd Edersin Dîvane Bülbül’ şiiriyle noktalanıyor:

“Ne feryâd edersin divane bülbül
Senin bu feryâdın gülşene kalsın
Bu dünyada eremezsen murada
Huzur-u mahşere divana kalsın”