TÜYAP yenilikler sunuyor

Hele ki bir otelin bodrum katından on binlerce metrekarelik bir alana yayılan, neredeyse bütün yayınevlerinin dahil olduğu bir fuar alanı göz önünde bulundurulunca, söylemek istediklerim daha kolay anlaşılır.

Ben kitap fuarlarının okuma alanını büyüttüğüne, çeşit zenginliği yarattığına inanırım.

Bu kanıya yalnız TÜYAP Kitap Fuarı’ndaki gözlemlerimden varmıyorum, dünyanın bütün önemli kitap fuarlarını ziyaret etmiş birinin saptamaları ışığında yazıyorum.

Artık bütün etkinlikler uluslararası bir kimlik ve özellik taşımak zorunda. Eğer bunu başaramıyorsanız yavaş yavaş sınırlarınız içinde küçülürsünüz.

Dün beni mutlu eden bu uluslararası açılımın gerçekleştiğini görmekti.

TÜYAP son birkaç yılda uluslararası kimliğine her sene düzenli olarak yeni ilaveler yaparken bu sene “Uluslararası Salon” ile bunu bir kez daha tescil etmiş oldu.

Gelen konuklardan birkaçının adını verirsem yavaş yavaş TÜYAP Kitap Fuarı’nın da yabancı ülkelerdeki diğer kitap fuarları gibi, ekonomik anlamda kitap alışverişini de sağlayacağı kanısındayım.

Frankfurt Kitap Fuarı Direktörü Jürgen Boos, Paris Kitap Fuarı Direktörü Bertrand Morisset ve Dünya Yayıncılar Birliği Başkanı Herman P. Sprujit da bu yıl fuardaydı.

Her yıl kitap fuarıyla birlikte Sanat Fuarı da izleyicileriyle buluşuyor.

Bu yılki kitap fuarının onur yazarı, iyi şair ve iyi çevirmen Cevat Çapan. Onur yazarı olması dolayısıyla kendisi için “Uzaktan Yakına Cevat Çapan” adında özel bir de kitap hazırlandı. Faruk Şüyun’un hazırladığı kitapta yer alan uzun söyleşi, fotoğraf albümü, çeviri ve kendi şiirleri ile kuşatıcı bir Cevat Çapan portresi sunulmuş.

Sanat fuarının, onur sanatçısı ödülü Muhsin Kut’a, eleştirmen onur ödülü Erhan Karaesmen’e, sanatsever kurum onur ödülü Kadıköy Belediyesi’ne, koleksiyoner onur ödülü Lale-Cengiz Akıncı’ya verildi bu sene. Sanat Fuarı için hazırlanan kitapta da, katılan galeri ve sanatçıların haricinde ödül kazanan kişi ve kurumlar hakkında yine kuşatıcı yazılar yer alıyor.

* * *

GENEL Koordinatör Deniz Kavukçuoğlu açış konuşmasında, fuarın yükselişini ve uluslararası niteliğini istatistiklerle bize anlattı. Bu, fuar yönetiminin başarısı olduğu kadar Türk edebiyatçılarının ve Türk okurlarının da başarısıdır.

Hiç kuşkusuz fuarı gezenler, gerek edebi zevklerde, gerek dünya görüşlerinde, gerek siyasal eğilimlerinde farklılığı temsil ederler.

İşte benim özellikle belirtmek istediğim nokta, farklılığın fuarda kendini göstermesi.

Tabii ki fuarda bir yazarın yeni kitabıyla birlikte ilk kitabını da bulabilirsiniz. Karşıt düşünceleri savunan düşünürlerin kitabını da aynı yüzölçümü içinde alabilirsiniz. Çünkü fuarlar yalnız açıldıkları ülkenin sınırları içindeki edebiyat ve düşünce hareketlerini sergilemezler. Onların amacı bu kavramları dünya ölçeğinde yansıtmaktır.

Bu yılki fuar etkinliklerine baktığımız zaman, sadece çokkültürlülük değil, düşünce çeşitliliğinin önemini ortaya koyan panellere yer verilmiş olması, fuarın düşünce çeşitliliğine verdiği önemi gösteriyor.

Zaten evvelki yıllardan da hatırlayacak olursak, TÜYAP Kitap Fuarı bir demokratik ortam gibi algılanabilir.

Fuarın 28 yıllık serüvenini ve genel olarak Türkiye’deki fuarcılık macerasını anlatan bir de kitap yayınlandı bu sene. Gökhan Akçura’nın hazırladığı “Türkiye Sergicilik ve Fuarcılık Tarihi” isimli kitapta bugün artık resmen uluslararası olan fuarcılığımızın tarihçesini okuyabileceksiniz.

* * *

KİTAP fuarı ile sanat fuarının aynı çatı altında açılmasını destekliyorum. Çünkü resim, heykel gibi görsel sanatlar izleyicisinin de edebiyat okuru sayısına ulaşması en büyük dileğim.