Türk şiirinin anıt kitabı

İyi şair Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın başyapıtlarından ve Türk şiirinin anıt kitaplarından Çocuk ve Allah’ın özel, ciltli baskısı yapıldı.

Zira kitabın yayımlanışının 70. yılı.
Yetmiş yıldır Dağlarca’nın ve Türk şiirinin referans kitaplarından biridir Çocuk va Allah.
Dağlarca’nın kitabını tanıtmanın bir anlamı yok, okura, kitap hakkında kaleme alınmış bu kadar yazıya, onu okuyan onlarca şaire ayıp olur.
Ancak, Çocuk ve Allah’ı okumayanın, onun şiirini anlaması, daha doğrusu algılayabilmesi mümkün değildir. Onun gittikçe zenginleşen imge yapısını, dilinin gelişimini bu kitaptan yola çıkarak izleyebilirsiniz. Kullandığı kelimeleri, şiir dilinin arılaşma sürecinde nasıl yeniden anlamlandırdığını, sonraki kitaplarında gözlemleyebilirsiniz.
Çocuk ve Allah’ı yine iyi şair Cemal Süreya’nın Göçebe’sinden dizelerle analım önce:
“Sen sık sık gülen gülerken de / Sevecen bir Akdeniz çizgisini / Sol yanına ağzının / İliştiren çocuk özenle / Yabana mı atıyorum yani seni / Yabana mı atıyorum saat altı buçukları / Çocuk ve Allah’ın en eski baskısını / Değil, değil bunların biri (...)”
Konur Ertop ile Özgen Kılıçarslan’ın editörlüğünü yaptığı ve Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yayınlanan Fazıl Hüsnü Dağlarca kitabında, Çocuk ve Allah’la ilgili yazılardan bazı satırları aktaracağım.
Afşar Timuçin, “Benim için Dağlarca ‘Çocuk ve Allah’ şairidir” yazısında, Dağlarca’nın bir simge kitabı olduğunu belirtiyor:
“Çünkü benim gözümde Fazıl Hüsnü Dağlarca Çocuk ve Allah şairidir. İsterseniz beni değer bilmezlikle suçlayın, ben şairin okuyabildiğim öbür kitaplarında Çocuk ve Allah kitabından aldığım tadı bulamadım. Çocuk ve Allah öylesine ağır basıyordu ki bende, öbür yapıtlarındaki güzellikleri doğru dürüst algılayamıyordum. Benim için şairin öbür yapıtları belli bir değer taşımıyordu demek istemiyorum. Ne yaparsınız ki, yapıtlar öbür yapıtları kendiliklerinden görünmez kılıyorlar.
Üstelik benim açımdan son derece garip bir durum var. O da ÇOcuk ve Allah’ın gizemci bir yapıt olmasıdır. Ben sanatın bütün dallarında gerçekçi bakış açısına yakın duran bir okuyucuyum. Şiirde bile insan gerçeğinin bozulmadan ve çarpıtılmadan verilmesi önemlidir benim için. Bu yüzden doğal ölçülerin dışında duygu yükü taşıyan şiirler beni ilgilendirmez. Gizemcilik belli bir duygucu tutumunu gerekli kılar. O bir yana, gizemcilik benim için ayağı yerden kesilmişliğin anlatımıdır. Buna karşın Çocuk ve Allah başucu kitaplarımdan biri oldu yıllardır.”
Sait Maden’in Çocuk ve Söz yazısında, bir şair duyarlığıyla “Çocuk ve Allah” üzerine bakın nasıl, çoğumuzun katılacağı yargılara varıyor:
“Bir fışkırmadır Çocuk ve Allah. Türk şiirinde az görülmüş bir çokseslilik. Çok renklilik. Orkestrasyon. Kopuk gibidir geleneksel şiir birikiminden. Küçükten büyüğe her olanağını kendisi bulmuş, kendisi işlemiş gibidir. Dışarıya kapalı, kendi içinde genişleyip yayılan, kendi kendini üreten bir şiirdir.”
Çocuk ve Allah kitabının özel baskısı, Dağlarca’nın yeni okurlar kazanmasını sağlamasını dilerim.
Her kuşak Dağlarca’yı okumalı, yeniden değerlendirmeli. Büyük şairler bunu bekler. Dağlarca bunu fazlasıyla hak eder. Yazımı çok sevdiğim Ağır Hasta şiiriyle noktalayacağım:
Üfleme bana anneciğim korkuyorum,
Dua edip edip, geceleri.
Hastayım ama ne kadar güzel
Gidiyor yüzer gibi, vücudumun bir yeri.

Niçin böyle örtmüşler üstümü
Çok muntazam, ki bana hüzün verir.
Ağarırken uzak rüzgarlar içinde
Oyuncaklar gibi şehir.

Gözlerim örtük fakat yüzümle görüyorum
Ağlıyorsun, nur gibi.
Beraber duyuyoruz yavaş ve tenha
Duvardaki resimlerle, nasibi.

Anneciğim, büyüyorum ben şimdi,
Büyüyor göllerde kamış.
Fakat değnekten atım nerde
Kardeşim su versin ona, susamış.

MEVSİM

Ağlamak isterim ki tenhada
Bir sabah vakti, kırılmış oyuncaklarım.
Bulutlar gitmiş gemilerle
Ve sularla dolu uzaklarım.

Kuşlar, terk etmiş telleri
Evler, her zamankinden fena.
Hayretle ve hüzünle bakmaktayım.
Sulardaki resimlerin bozulmasına.

Altın tarlalarda şarkılar
Eskisi gibi, en eskisi gibi.
Ve o kadar çıplak ağaçlar
Ki sızlatır kalbi.

Hayır inanmıyorum katiyen
Düştü yerlere bayraklarım.
Ağlamak isterim ki tenhada
Bir sabah vakti, kırılmış oyuncaklarım.

DOĞAN HIZLAN’IN SEÇTİKLERİ

Ayla Kutlu / Asi... Asi / Bilge Yayınevi
Craig Russel / Karnavalın Efendisi / Doğan Kitap
Kaan Arslanoğlu / Evrim Açısından Devrim / İthaki Yayınevi
Benjamin Black / Günahların Gölgesi / Turkuvaz Kitap
Haz.: Handan İnci / Zeynep Kerman Kitabı / Dergâh Yayınları
Yazarın Tüm Yazıları