DÜN okullar açıldı, alışkanlığımı bozmadım. Cumartesi günü yeni kalemler, yeni bir kalem kutusu, çocuklar için yapılmış bir dolmakalem, bir silgi, bir kalemtıraş aldım. Cetvellerim, pergelim, gönyem var. Kullanılıyor mu? Alınanların kullanılması şart mı?
Defteri de ihmal etmedim. Belki defterlerin kalitesi biraz yükseldi, kalemtıraşların da formu değişti.
Sanırım benim gibi, bütün büyümeyen çocuklar bu anı yaşamışlardır. Elbet dökülmeyen mürekkep hokkaları eksik, mürekkep silgilerine de pek rastlanmıyor, kurutma káğıdı aramakla bulunmaz, şimdi metrelerle veriliyor.
Kurşun kalemlerin yerini mekanik kalemler aldı. Ondan da bir tane edindim.
Sarı defter bulamadım, müsvedde defteri bilgisayar çıkalı pek kullanılmıyor.
Dostum Dr. Eser Alptekin, güzel yazan kurşun kalemlerin yanı sıra, káğıdı yırtan kurşun kalemlerden söz etti bana, geçen gün. Evet markasını unutmuş olabilir, markası Nurkalem’di. Timsah baskılı kurşun (Alligator) ve ördek yeşili Faber-Castell kalemler kullanırdım.
Ucum İngiliz Iridonid’dı, tabii kristal iki gözlü hokkam da.
* * *
LÁTİF DEMİRCİ’ye yazımın konusundan söz edince, defterlerinizi kapladınız mı, diye sordu, elişi káğıdıyla değil mi? Sevgili Látif, sözlerine bir de ne ekledi biliyor musunuz: Üzerlerine etiket koymayı da unutmayın.
Unutur muyum, masamın üstünde hálá kenarları kırmızı ya da mavi çizgili, ortası beyaz dikdörtgen etiketlerim duruyor ama modern olanları da var.
O da dün kızı Yasemin’i İtalyan Okulu’na teslim edip gelmiş, ikimiz de biliyoruz ki bu konuştuklarımız artık okul çantalarında yok.
Ben çok çanta taşımadım, teyzelerim beni okula getirip götürürlerdi. Beslenme çantam hiç olmadı -o zaman var mıydı hatırlamıyorum-, yemeği ailem gönderirdi.
1937 doğumluyum, yazıdan söz ettiğim dostum, Teneke Trampet döneminin çocuklarındansınız, dedi.
Günter Grass’ın Teneke Trampet (1961) kitabını anımsadım, Alman milliyetçiliğinin, Nazizm’in doğuşunu, otobiyografik bir türde anlatıyordu.
Sekiz yaşıma kadar savaşın görüntülerine tanık oldum, geceleri karartmaları, pencerelere çekilen siyah perdeleri anımsıyorum.
Günümüzde de birçok ülkede çocuklar okula gidiyor, kurşun sesleri ve kanlı görüntüler arasından geçerek. Belleklerinden silemeyecekleri fotoğraf kareleri. Benim kuşağım bunları gazetelerde görürdü, şimdi televizyon etkiyi daha da artırıyor, unutulmaz kılıyor.
* * *
KIRTASİYECİDEN aldığım, çoğu bugün artık kullanılmayan malzemeyle, gazeteye geldim, cumartesi-pazar onları kullandım.